87.BÖLÜM "KARŞI KARŞIYA"

1.7K 306 523
                                    

Selam suç ortaklarım :)

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim.♡ Bu bölüm için yorumlarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum.

Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Ben de buraya sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum :)

Bölüm sınırımız 500 yorum <3

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllan Instagram: gizzemasllan

87. BÖLÜM "KARŞI KARŞIYA"

Başımı önüme eğdim, Erdem'in üzerime bağlamaya çalıştığı şeylere baktım ve iç geçirdim. "Daha çok mu?" diye sorduğumda başını kaldırıp bana baktı.

"Az kaldı," dedi ve yeniden elindekilere döndü. Saate baktığımda yirmi dakikayı geçtiğini gördüm.

"Yirmi dakikayı geçti," dediğimde Ateş konuştu.

"Sıkıntı yok, piç hâlâ bekliyor. O da biliyor yirmi dakikaya yetişemeyeceğini." Ateş'in söylediği şeye cevap vermezken Erdem geri çekildi.

"İşte bu kadar," dedi ve Cansu'nun elinde duran çelik yeleği aldı. Hemen ardından o yeleği başımdan geçirdi, giydirdi. Daha sonra da yine Cansu'nun elinde olan montumu aldı, bana uzattı.

"Şunu da giy." Hemen aldım elinden, giydim. Fermuarını çektikten sonra Erdem yaka kısmında bir şeyler yaptı son işini de hallettikten sonra tamamen geri çekildi ve Ateş'e baktı.

"Tamamdır kardeşim," dediğinde Ateş'in bakışları beni buldu.

"Dikkatli ol," dedi, başımı salladım.

"Konuşturabildiğin kadar konuştur ama çok da üzerine gitme, şüphe ederse bizi suçlayacak şeyler söylemeye başlar, her şey mahvolur," dedi, yine başımı salladım.

"Tamam," dedim bir tek, devam etti.

"Kameranın yüzünü çektiğinden emin ol, sadece ses yetmez."

"Tamam," dedim yine.

"Biz hemen burada olacağız, zaten ne konuştuğunuzu üstündekilerden duyuyor olacağız. Bir aksilik olursa hemen geliriz, bu yüzden endişe etme, rahat ol," deyince yine başımı salladım.

"Tamam, siz de endişe etmeyin. Elimden geleni yapacağım, daha fazla oyalanmadan gitsem iyi olacak," deyip bekledim, hiç kimse hiçbir şey demezken Cansu'nun tuttuğu siyah kepimi aldım, başıma taktım. Ardından montumun kapüşonunu da takıp yanlarından ayrıldım.

Taner beni bir limana çağırmıştı. Gecenin sessizliğinde bu liman ürkütücü bir hâl almışken gemilere yüklenmek üzere hazırlanmış olan konteynerların arasından geçtim ve sonunda Taner'in yanına ulaştım. Arkasında kalmış olduğumdan beni göremezken konuştum.

"Sonunda bir kez daha karşı karşıya gelebildik," dememle eşzamanlı olarak hızla bana döndü, gözleri bir kez üzerimde gezindikten sonra dudakları yana kıvrıldı ve ellerini arkasında birleştirdi.

"Mira Aksoylu," dedi keyifli çıkan sesiyle ve yüzündeki o keyifli ifade biraz daha arttı. Hiçbir şey demedim, sadece ona bakmaya devam ettim.

SUÇ ORTAĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin