84.BÖLÜM "TERK EDİLMEK"

2.3K 323 419
                                    

Selam suç ortaklarım :)

Bir önceki bölüme gelen yorumlarınız için çok teşekkür ederim.♡ Bu bölüm için yorumlarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum.

Başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.

Ben de buraya sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum :)

Bölüm sınırımız 400 yorum <3

Keyifli okumalar.♡

gizzemasllan Instagram: gizzemasllan

84. BÖLÜM "TERK EDİLMEK"

Ateş öfkeli gözlerini gözlerimden bir saniye bile olsun çekmezken ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Yanlış anladığını, yanlış anladığı şey yüzünden de bu kadar öfkelendiğinin farkındaydım ama bunu açıklamak için tek kelime bile çıkmadı ağzımdan. Çünkü bu kadar sinirliyken ne beni dinlerdi ne de dinlese anlardı. Bu yüzden önce biraz olsun sakinleşmesi gerekiyordu.

"Ateş," dedi Ceyhun bir kez daha. Benden sonra onu gördüğü için de fazlasıyla şaşkındı. Bunu da her şekilde belli ediyordu.

Ateş gözünün ucuyla Ceyhun'a öfkeli bir bakış atıp bana döndüğünde bir açıklama beklediğini fark ettim. Çünkü tek kelime etmiyor, sadece gözlerimin içine bakıyordu. Sanırım bu durumda benim bir şeyler söylemem gerekiyordu. Fakat konuya nereden gireceğimi, ne söyleyeceğimi hiçbir şekilde bilmiyorum.

"Ateş," dedim ben de ve ona doğru bir adım attım. Eşzamanlı olarak bakışlarını benden çekti, Ceyhun'a baktı. Bir şeyler söylemek istiyor gibiydi. Bunun farkındayken konuşmak için dudaklarını araladı. Tam da o anda dışarıdan polis arabasının siren sesleri gelmeye başladı.

Hızla başımı apartman kapısına çevirdim. Gözlerim iri iri olmuş bir şekilde o tarafa bakarken duyulan sesler Ateş'in umurunda değil gibiydi. Bu yüzden ona müdahele eden de Ceyhun oldu. Yanına gitti ve onu kapının önünden çekti, açık olan kapıyı kapattı. Hemen ardından da bize döndü.

"Dün gece burada bir hırsızlık olayı olmuş. Bu yüzden polisler devriye atıyorlar, gelip gidiyorlar sokağa. Riskli bir zamanda geldiniz yani. Dikkatli olmamız gerekiyor, yoksa yakalanırsınız. Şimdi hadi gelin kimse görmeden eve girelim, konuşalım," dedi Ceyhun, ne Ateş ne de ben ona cevap vermezken "Hadi!" diye ısrar etti ve ekledi. "Bence siz de yakalanmak istemezsiniz, yürüyün," deyip de merdivenlere yöneldiğinde hâlâ dikkatle Ateş'e bakıyordum. Tabii ki o da bana...

"Ateş," dedim bir kez daha ve ona doğru bir adım attım, gözlerinin içine baktım. "Lütfen kızmadan önce beni bir dinle." Bunu dediğim hâlde sadece bana bakmakla yetindi, ağzını açıp da tek kelime etmedi.

"Biliyorum..." Devam etmeme izin vermeden yanımdan geçti ve üst kata yöneldi. Ben olduğum yerde kalırken o merdivenleri çıktı. Arkasından şaşkınca baktım. Dinlemeyecek miydi yani? Tek kelime bile etmeyecek kadar mı öfkelenmişti?

Ateş Ceyhun'un peşinden üst kata çıkarken burada durmak yerine peşlerinden gittim. Onu anlamam lazımdı. İlk anın öfkesiyle tabii ki böyle davranacaktı. Siniri biraz geçsin beni dinler, anlardı. Hem onun buraya nasıl geldiğini, beni bu kadar kısa zamanda nasıl bulduğunu da öğrenmem lazımdı.

Ceyhun'un evine çıktık, Ceyhun'un açtığı kapıdan geçip de eve girdiğimizde Ateş doğrudan salona yöneldi, rastgele bir yere oturdu. O an burada oluşundan dolayı çok da kızgın olmadığını düşündüm. Gerçekten bizi yanlış anlamış olsaydı ve çok fazla kızgın olsaydı Ceyhun'un evine girer miydi? Sanırım bunu yapmazdı. Benim tanıdığım Demirkan yakalanmayı göze alır ama yine de bunu yapmazdı. Fakat şimdi burada olduğuna göre bizi çok da yanlış anlamış sayılmaz diye içimden geçirirken Ateş başındaki siyah kepi çıkardı ve orta sehpanın üzerine doğru attı. Hemen ardından da boğazına kadar çektiği montunun fermuarını indirdi, derin bir nefes aldı.

SUÇ ORTAĞIMWo Geschichten leben. Entdecke jetzt