70. Bölüm

9.1K 718 527
                                    

Ben geldimm. Okumaya başlamadan önce oy vermeyi unutmayınn.

Multideki şarkıya bakabilirsiniz.

İyi okumalarr 🖤

"Giy şunu!"

"Asla!"

Ağrıyan başımı ovuşturup yorgun gözlerle oradan oraya koşturan Hera ve Bulut'u izledim. Bulut sinirle Hera'ya dönüp başını salladı.

"Onu bana giydirmen için önce cesedimi çiğnemen gerekiyor!" Dedikten sonra hızlı adımlarla Hera'dan uzaklaşıp masanın yanında duran Berk'in arkasına saklandı. "Berk bir şey de şuna!"

Berk gözlerini devirip Bulut'un önünden çekilip koltuğa oturdu. "Hera haklı, Bulut. Onu giymezsen seni içeri almazlar"

Bulut sinirle inleyip Hera'nın elinde tuttuğu okul formasına baktı ve iç çekti. "Çok çirkin ama..."

"Çirkin değil, şirin" dedi Hera teselli şeklinde ve elindeki beyaz formayı salladı. "Üstelik papyonu bile var"

Bulut çaresizlikle gözlerini kapattı. "Biri beni öldürsün" odanın köşesindeki sandalyede oturan Yiğit sırıttı.

"Ben seve seve yapabilirim" dediğinde bu seferde ben gözlerimi devirdim.

Ben şeytanın yanından ayrıldığımda sabah olmuştu. Ela akademi için kayıt yaptırmaya gitmişti, geri döndüğünde ise Bulut'un forma giymesinin zorunlu olduğunu söylemişti. Yoksa içeri alınmazdı. Hera da sabahtan beri bunun için uğraşıyordu.

Saraya girip çıktığımı kimse farketmemişti. Sanırım bu yönden şanslıydık ama şeytan hâlâ odasında kilitliydi. Bu da canımı sıkıyordu. Kraliçenin bunun için hiçbir şey yapmaması daha da canımı sıkıyordu.

Alp ve Orkun'u zindana atmaları başlı başına iğrenç bir hareketti. Onları çıkarmamız gerekiyordu.

Bazen sadece şeytanı kurtarıp kendi krallığımıza dönseydik keşke diye düşünüyordum. Kesinlikle daha kârlı çıkardık ve Savaş'ın hatırlaması daha kısa zamanımızı alırdı. Ateş'ten şu anlık bir haber yoktu ama büyük bir şey için hazırlık yaptığını hissedebiliyordum. Bir şey planlıyordu... ama ne?

"Dolunay! Bir şey yap" Bulut bu seferde benden yardım dilenmeye kalktığında bıkkınca iç çektim.

"Giy şunu Bulut" dediğimde Batu'ya baktı.

"Batu? Sen yardım eder misin?" Diye sordu. Batu omuz silkip arkasına yaslandı. Bulut'un gözleri ise son çare olarak Yiğit'i buldu.

"Yiğit? Veletini yalnız bırakma" dediğinde Yiğit kaşlarını kaldırdı. "Beni beni, veletini"

"Bu çocuk canımı sıkıyor" dedi Yiğit ve duvara yaslanmış olan Eren'e döndü. Ela da tam yanındaydı.

"Bugün ne yapacağız?" Diye sordu. Eren omuz silkti.

"Akademi için hazırlıklar tamam, sanırım tek sorun oraya Driad olarak gidecek olmanız" dedi bakışlarını Batu, Berk ve Bulut'ta gezdirerek. "Melek ve şeytan okuluna Driad olarak giden tek kişiler sizsiniz" deyip gözlerini Hera'ya çevirdi. "Ve kahin olarak..."

"Ona bakılırsa koruyucuların da gitmesi saçma" dedi Bulut beni ve Yiğit'i kastederek. "Melek ve şeytanlar onları görünce ne diyecekler merak ediyorum"

"Ne diyecekleri umrumda değil" dedim ve elimdeki kalemi bıraktım. "Benim amacım çok başka..."

Yarım saat sonra Hera Bulut'u ikna etmeyi başarmıştı. Hepimiz küçük evin içinde bir yere dağılmış, sohbet edip yorgun bir şekilde oturuyorduk. Bulut yanıma gelip kendini koltuğa bıraktığında ona kısa bir bakış attım.

Dolunayın AltındaOnde histórias criam vida. Descubra agora