73. Bölüm

7.1K 640 480
                                    

Ben geldimm! İnstagramda kesit paylaşıyorum, isterseniz gelebilirsiniz, kullanıcı adım irem_cft_

Multideki şarkıya bakabilirsiniz <3

Okumaya başlamadan önce oy vermeyi unutmayınn.

İyi okumalarr 🖤

Yazardan;

Melek ve Şeytan Krallığı,

"Gitmişler..." dedi genç kız okunu büyük bir hüzünle kenara bırakarak. Bulundukları sarayın, yani Melek ve Şeytan sarayının içinde büyük bir kargaşa vardı. Saatin geç olması bir şeyi değiştirmemişti. Kral bütün ülke ve krallıkları ayağa kaldırmış, yurt dışı ya da yabancı farketmezsizin herkese haber göndermişti. Bütün krallıklar şimdi harıl harıl bir şeytan prens ve doğa koruyucusunu arıyordu.

"Hemde hiç haber vermeden..." Diye mırıldandı genç kız bu seferde başını yanındaki adamın omzuna yaslayarak. Yorgun hissediyordu. Yanlarında bulunan Yiğit, Berk ve Bulut'ta gözlerini etrafta koşturan askerlerden ayırmıyordu.

"Biliyor musun Hera, onlara hiç kızamıyorum. Haber vermedikleri için..." dedi Batu omzuna yaslanan genç kızın saçlarını okşayarak.

"Tamda aklımdan geçeni yaptılar." Dedi Bulut. İçten içe mutluydu. O gideceklerini biliyordu. Şimdiki görevi ise bunu herkesten saklamak ve Ayaz, yani Savaş'ın abisiyle birlikte büyük bir karışıklığın çıkmasını önlemekti. O da ortamı biraz sakinleştirmeye çalışıyordu.

Ortalıkta sırıtarak dolaşan Ela ise işlerini hiç kolaylaştırmıyordu. Gidecekleri yere olan geçiti büyücü olduğu için o açmıştı. Her şeyden haberdardı ama sırıtmaya devam ederse kral ve kraliçe bir şeyler anlayacaktı. Bulut, Ela'ya uyarırcasına baktıktan sonra önüne döndü.

"Dolunay'dan bunu beklemezdim" Diye mırıldandı kenarda yaralı bir halde, duvara yaslanmış ve kollarını önünde kavuşturmuş olan Yiğit. "Bizi düşmanlarımızla yalnız bıraktılar."

"Yaşlı kahinin dediklerini hatırla Yiğit," dedi Berk iç çekerek. "Onlarda biraz huzuru hakediyor. En azından yakında çıkacak olan savaşa kadar"

"Bu savaş eskilere benzemeyecek" Dedi Batu içinde biriken korkuyla. "Koruyucuların savaşı... bütün dünyayı etkileyecek"

"Siz korkuyor musunuz?" Dedi Bulut. Dediği şeyden biraz utanmıştı. "Yani... savaştan."

"Yaşlı kahinin dediklerinden sonra, Evet" dedi Berk. "Kahin, savaşta aramızda bir sürü kayıp vereceğimizi söyledikten sonra gitti..."

"Sadece bir kişinin kesin" dedi Hera ama devamını getiremedi. "Savaş..."

"Susar mısınız?" Diye homurdandı Yiğit. "Moralimi siktiniz. Teşekkürler"

Genç kız Yiğit'e ters bakışlar attıktan sonra başını kaldırıp Batu'ya baktı. "Peki şimdi ne yapacağız Batu?" Dedi merakla. "Onları nasıl bulacağız?"

Genç adam omuz silkti. "Bulmayacağız" dedi. "Bize sadece, gelmek istedikleri zamana kadar onları beklemek düşer."

"Çok yaratıcı" dedi Yiğit alayla. "Bunu kral ve kraliçeyede söyleyin olur mu? Belki oğullarının öldüğünü düşünmezler." Bu sözlerden sonra herkes susmuştu. Batu konuyu değiştirmek için konuşmaya başladı.

"Artık burada kalmamız için bir neden yok," dedi ve sarayın içinde koşturan muhafızlara baktı. "Ela krallığımıza açılan geçidin formülünü bulduğunu söylüyor, ona güvenelim mi sizce?"

Bulut alay dolu bir yüz ifadesiyle duvara yaslanmış arkadaşlarının karşısına geçti ve ellerini önünde birleşti. "Bende krallığımıza dönmeyi çok isterdim ama artık bir kraliçemiz yok" dedi. "Ayrıca orada korktuğum biri var. Bilin bakalım kim?"

Dolunayın AltındaWhere stories live. Discover now