Yeni bölüm istemişsiniz. Sizi hiç kırar mıyım? Tabiki de hayır jdbdıdnksn
İlk defa bu kadar hızlı bölüm yazabildim. Umarım beğenirsiniz. ❤❤
Bu bölümü oznurdumn26 a ithaf ediyorum.
Daha fazla bekletmeden iyi okumalar bebeklerimmm 💕 💕
Şehre doğru yürümeye başlamıştık. Şeytan arada bir yüzüme bakıyordu, sonra tekrar önüne dönüyordu. Bu aralar davranışlarında bir tuhaflık vardı. Gerçi o her zaman anormaldi ama neyse...
Şehrin içine girdiğimizde koskoca binalar bizi karşılaşmıştı. Açıkçası bu görüntüyü hiç özlememiştim. Orman en iyisiydi.
"Ne yapmak istersin?" Sorusuyla yanımda sessizce yürüyen Şeytana baktım. Şehirde amaçsızca oradan oraya koşturan insanlar hiç bir şeyin farkında değillerdi. Yanlarından bir şeytan geçiyordu.
Bu düşüncemle gülümsedim. Eski hayatımda böyleydi. Özledim denemezdi ama yinede bir parçam eski yaşamıma dönmek istiyordu...
Yavaşça iç çektim ve etrafa kısa bir bakış attım. Sıra sıra dizilmiş mağazalar ve kafeler rengarenk gözüküyordu. Bir yerde otursak hiçte fena olmazdı...
"Aslında bir yerde oturabiliriz." dedim ve ona baktım.
"Nasıl istersen" Dedi. Sonrada bir kafe bulup içeri girdi. Bende onu takip ettim.
"Savaş?" biri Savaşa seslendiğinde bakışlarım o yöne döndü. Kahverengi saçlı ve yeşil gözlü bir adam buraya geliyordu. Savaşla aynı yaşta gibiydiler "Seni buralarda görmeyeli çok oldu" Dedi ve gülümsedi.
Gözlerimi devirdim ve anlamaz bakışlar attım. Buraya daha önceden gelmiş miydi?
Savaş, adama başını salladı ve en köşedeki masaya geçip oturdu. Bakışlarını yüzümde hissettiğimde oturmamı istediğini anladım.
"Hoş geldin yenge" Bu adam gitmemiş miydi? Başımı salladım ve masanın diğer tarafındaki koltuğa oturdum.
"Meyve suyu ve bir bardak su" Savaş sipariş verdiğinde adam kafasını salladı ve masanın yanından ayrıldı.
Ellerimi masaya yasladım ve gözlerimi şeytana diktim. Bazı şeyleri konuşmak için iyi bir fırsattı.
"Savaş" Dedim ve bana baygın bakışlar atmasını izledim. Ne yani, konuşmamı istemiyor muydu?
"Gönder gelsin" Dedi ve koltukta daha fazla yayıldı. Soru soracağımı anlamıştı. Ona anlamaz bakışlar attığımda derin bir nefes aldı ve her zaman olduğu gibi açıklamaya başladı. "Genelde saçma sorular soruyorsunda o yüzden dedim Dolunay" Dedi ve garsonun getirdiği sudan bir yudum aldı.
Boğazımı temizledim ve 'bana göre mantıklı' olan sorumu sordum. "Ailenin benden haberi var mı?"
"Yok" Dedi ve gözlerini etrafta gezdirdi.
"Neden söylemedin?" dedim ve önümde duran meyve suyundan bir yudum aldım.
Gözlerini tekrar bana çevirdi. Bu sefer bakışları gözlerimde değil, boynumda olan dövmedeydi. "Eğer koruyucunun bana bağlı olduğun öğrenirlerse seni yanlarına almak isteyeceklerdir" Dedi.
"Bunun nesi kötü ki?" dediğimde kısık bakışlarını boynumdan gözlerime çevirdi.
"Biz krallıkta yaşıyoruz Dolunay, orası senin için güvenli değil" Dedi ve duraksadı. "Şuanda en güvenli yer abin ve benim yanım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunayın Altında
FantasyHiç bilmediğiniz bir yerde, tanımadığınız varlıkların arasında bir şeytana bağlı olduğunuzu öğrenseniz, ne yapardınız? Üstelik tüm varlıkların soyu sizin elinizde olsa... Asıl soru, siz hiç bir şeytana sonunu bile bile aşık oldunuz mu? Onun ateşinde...