⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 36/1

11.5K 767 67
                                    

-36/1-

❝Lâl❞

Arabayla jet apronuna geldiğimizde Pietro'nun da benimle Türkiye'ye geleceğini anlamıştım. Bir ümit gitmeden Valent'i görürüm sanmıştım ama ne yazık ki olmadı. Nerede, nasıl bir durumda bile olduğunu bilmeden apar topar İtalya'dan götürülüyordum. Biz içeri girdiğimizde fazla beklemeden harekete geçti jet.

Tedirginliğimi hissetmiş olduğunu düşündüğüm Pietro Türkiye'de kalacağım yerle ilgili bilgiler vererek kafamı dağıtmaya çalışıyordu. "Tıpkı burada olduğu gibi hizmetinde insanlar olacak ve hizmetinde olacak kişileri istediğin gibi seçebilirsin. Kalacağın rezidansın dışında sürekli korumalar olacak. Ve en önemlisi, Luigi'yle gözümüz hep üstünde olacak, yalnız olmayacaksın."

Valent olmadıkça benim hep yalnız olacağımı bilmiyordu. "Peki, bu durum ne kadar sürecek?"

"Bilmiyorum, Lâl. Sana net bir şey söylemeyi çok isterdim ama lânet olsun ki bilmiyorum."

Yol boyu sessizce ağlamıştım. Kendi akıbetim için değil, ben buna alışıktım çünkü. Valentino'nun bir bilinmezlikte olduğunu bilmek bana yeterince acı veriyordu. Bir daha o güzel günlere dönebilecek miydik? O da meçhuldü.

Saatler sonra Türkiye'ye geldiğimizde her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki kafam darmaduman olmuştu. Belki de ben düşüncelere dalıp gittiğim için hızlıymış gibi geliyordu. Rezidansa geldiğimizde gerçekten korunaklı bir yer olduğunu görebiliyordunuz.

İçeri girdik ve Pietro ışıkları yakarak beni içeri buyur etti. "İhtiyacın olabilecek her şey düşünüldü. Yine de acil bir şey olursa sende kayıtlı numaralarımız dışında acil durumlar için gizli numaralarımız buzdolabındaki not kâğıdının üstünde yazıyor."

Peçeteyle burnumu silerken saatlerdir ağladığım için burnum tıkanmış, artık sildiğim burnumun ucunu hissetmiyordum bile. Bir umut sordum tekrar. "Valentino'ya ne oldu, Pietro? Onu bir daha göremeyecek miyim?"

Beni omuzlarımdan tutup teselli etti. "Lâl, yapma. Böyle şeyler düşünme. İşleri bizler için daha da zorlaştırma. Bak, bu gece iyice dinlen, yarın çok daha farklı bir gün olacak." Kapının dışından yüzüne aşina olduğum takım elbiselik bir adamı yanımıza çağırdı. "Bu Montrel, her türlü sorununu onunla paylaşabilirsin. Senin hizmetinde olacak. Yine de paylaşamadığın bir şey olursa numaralarımızı biliyorsun. Benim vakit kaybetmeden dönmem gerekiyor. Tekrar görüşeceğiz. Kontrolüm altında olacaksın." Sağ omzumu kavrayıp hafifçe sıktı. "Aklını boş varsayımlarla doldurma. Sakin ol, seni arayacağım."

Pietro gittiğinde ev bomboş gelmişti bir anda. Bir ses, bir nefes... Alex de olmasa ne yapardım bilmiyordum. Aklımı meşgul etmek için evi gezdim. Geniş, havadar, boydan boya kocaman camları olan ve şehir manzaralı, güzel bir evdi. Salonda Amerikan mutfağı vardı.  Buzdolabı ağzına kadar doluydu. Derin dondurucu da aynı şekilde. Bir sürü konserve, hazır yiyecek vardı. Banyoda temiz havlular, kıyafetlerle dolu elbise dolabı, temiz odalar... Her şey düşünülmüştü. Gerçekten ihtiyacım olabilecek her şey vardı. Valent dışında...

Evde yalnız kaldığımda delirecek gibi olmuştum. Biraz Alex'le vakit geçirdim, Pietro'nun dediği gibi aklımdan kötü düşünceleri kovmaya çalıştım. Başımı yastığa koydum ama asla uyuyamadım. Gözlerim açık bir biçimde odayı seyrederken saatler saatleri kovaladı, ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Yemek yemeden, yerimden kıpırdamadan öylece durdum. Geceden sabaha, sabahtan akşama. Zaman hızlı geçiyordu ama su gibi akıp gidişi hiçbir işime yaramıyordu. Bana iyi bir haber getirmedikten sonra zamanın akması neye yarardı ki?

2 gündür ağlamaktan şişmiş gözlerimi kapayıp uyumaya çalıştım o gece. Biraz gözlerimi kapasam da uyuyamıyordum. Elimde değildi. Belki uyusaydım dinlenirdim, yenilenirdim, zaman daha hızlı geçerdi ve istediğim haberi alana kadar tükenmezdim. Ama başaramıyordum. Uyuyamadıkça sinirlerim yıpranıyordu. Midem bulanıyordu, çok ağlamaktan içim dışıma çıkmıştı. Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilemiyordum. Ortada kalmış gibi hissediyordum. Gitsen gidemezdim, ayrıca nereye gidecektim, nereye gidecektim? Kalsam kalamıyordum. Valentino'yu görmek için yanıp tutuşuyordum ancak o yokken benim nasıl bir azap yaşadığım kimsenin umurunda değildi.

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now