Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღ

⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | Özel Bölüm | 0.3

- 0.3 -

❝Lâl❞

Asansöre kadar aramızdaki sessizlik sürdü. Konuyu neden bu kadar uzattığını anlamıyordum. Valentino'nun yeri geldiğinde kıskanç biri olduğunu görmüştüm ama bu kez biraz abartmıştı. Asansördeki kısa sessizliğimizi bozan ben olmuştum. "Konuyu neden bu kadar abarttığını anlamıyorum, Valentino. Kendini bilmez bir adam basit bir iltifatta bulundu sadece. Davete seninle geldiğimi öğrenince kendisi de bin pişman oldu zaten."

"Pişman olması yeterli değil, Lâl. Bu cüreti nereden buluyor?"

"Ne demek istiyorsun Valentino?"

"Bir şey söylemeye çalışmıyorum, Lâl."

"Benim cesaretlendirdiğimi mi düşünüyorsun sen açık konuşsana!"

"Elbette hayır!" Hayretler içerisinde kalmış bir biçimde bana bakıyordu. "Benim yanımdaki kadına kimse o şekilde davranamaz. Herkes haddini bilmeli."

"Valent, abartma lütfen. Beni yalnız sandı ve iltifat edip bir şeyler içmeye çağırdı, seninle olduğumu anlayınca da geri adım attı zaten. Adam özür diledi, konu kapandı gitti. Gidip de bir sorun çıkarma." Sorunun kendisine sorun çıkarma demek de komik bir paradokstu doğrusu.

"Sen bu işe karışma, Lâl."

Onun sert kabuğuyla karşılaştığımda ne söyleyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemiyordum. Tamamıyla başka biri oluyordu. Kollarımı kavuşturarak "Bazen bir magandaya dönüşüyorsun ve bu hiç hoşuma gitmiyor." diye söylendim.

Kolumdan tutup gözlerime baktığında kararmış gözlerinde oynaşan hareleri görebiliyordum. "Benim olana kimse el uzatamaz." Beni asansöre yasladığında içimdeki volkanı yeniden harekete geçirdiğinin farkındaydı. "Dokunmayı deneyemez, bunu düşünemez bile." Sağ eli saçlarımda hırçın dokunuşlarla gezinirken iç geçirdi.

Gözlerindeki karanlık beni cezbediyordu. Dokunuşlarıyla alev alev yanıyordum. Burun burunaydık ve nefesim sıklaşmıştı. "Bana senden başkası dokunamaz zaten." Uzanıp aniden dudaklarına yapıştım. Benden aldığı tepkiyle dudaklarımı sertçe ezerek sömürmeye başladı. Sağ eli hafif sıyırdığı eteğimden bacaklarımın arasına tırmandığında parmaklarının dokunuşlarıyla gerildim. Başımı asansöre yaslayıp geriye attığımda gergin bir inleyiş çıktı dudaklarımdan. Parmakları içime süzülürken bacaklarım titriyordu, ayakta duramayacak gibi hissediyordum. İki parmağı bir ileri bir geri içimde gidip gelirken sağ elim ensesini sertçe kavramıştı. Dudaklarım dudaklarındayken dişlerimi adamın alt dudağına geçirdim farkında olmadan. Ağzındaki kan tadı ikimizin de dudaklarında metalik bir tat bırakırken birkaç saniyeliğine dudaklarımdan ayrılan adam alt dudağını dişlerken bundan zevk almış görünüyordu. Elleri kalçalarımı sertçe avuçladı.

Yere düşen ayakkabımı umursamaksızın sağ bacağımı adamın baldırına sürterken hızla kavrayıp beni kucakladı. Bacaklarımı onun beline dolayarak destek aldığımda Valent'in eli kıyafetimin fermuarını yırtar gibi indiriyordu. Eli sırtıma değdiğinde yıllardan sonra ilk defa bana dokunuyormuş gibi ürperdim. Sütyenimi çözüp yere attıktan sonra çıplak kalan göğüslerimde gezinen elleri onları sıkıp okşarken inledim. Bana her dokunuşunda vücudum nasıl da hemen harekete geçiyordu. İnanamıyordum. Ona karşı hemen hazır konuma gelebildiğime inanamıyordum. Sırtımı yasladığında pantolon kemerini çözüp fermuarını indirmişti bile. "Sana da benden başkası." diye ekledim son anda.

"Hiç şüphen olmasın." Adam kendinden emin bir ifadeyle yanıt verdiğinde eteklerimi sıyırıp soyma zahmetine girmeden iç çamaşırımı kenara çekip içime süzülmeye hazırlanıyordu. Dudakları dudaklarımdan çeneme, oradan da boynuma ve göğüslerime kadar inerken çoktan onun için ıslanmıştım, hazırdım. Bacaklarım gövdesine bağlı bir biçimde dururken beni asansöre yaslayan adam beklemediğim bir anda içime girdiğinde gözlerindeki karanlığa teslim olmuştum. Onun sert tutkusu içimdeki tuhaf duyguları alevlendirirken nefes alamadım. Kalan son nefesimi de zevkten inlemek için kullandığıma inanamıyordum. İçimde gidip gelen adam iç geçirerek beklenmedik bir anda beni ters çevirip yüzüstü asansöre yaslayarak yaptığı şeye devam etti. Asansörün aynalı duvarı nefes alış verişlerimle buğulanırken aynadaki adamın yansımasıyla yüz yüze gelmek aklımı başımdan alıyordu. Sağ eliyle boynumdan tutup kendine daha da yaklaştırdığında dili boynumdan enseme doğru gittiğinde ürperdim ve başımı öne eğdim. Elleri göğüslerimle oyalanıp göbeğime ve bacaklarımın arasına indiğinde hem içimde gidip gelen hamleleriyle hem de eliyle ve maharetli parmaklarıyla yaptıkları nefesimi kesiyordu. Yüzüstü asansöre bakarken adam beni kucakladığında bacaklarımı arkamdaki adama ters bir şekilde sardığımda asansör kapısı açıldı ve plaza dairesinden içeri Valent'in kucağında girdik.