⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 37/2

11.4K 709 111
                                    

-37/2-

❝Lâl❞

Evden çıkarken kimseye görünmeden ortalıktan kaybolma konusunda çok iyi olduğum için kendimi şanslı hissediyordum. Eee sonuçta bu benim ilk firarım sayılmazdı, hep bir yerlere kaçan biri olduğum göz önünde bulundurulursa... İzbe binaya geldiğimizde başkan elleri ceplerinde, rahat bir tavırla beni bekliyordu. Derin bir nefes alıp yanına gittim. Kendimi duyacaklara hazırlamaya çalışıyordum ancak bunun mümkün olmayacağını da çok iyi biliyordum. Tüm benliğinizle her sözüne inanmak istediğiniz birinin tamamen bir yalan olduğunu öğrenmek kimse için kolay olmayacaktır. Tüm sakinliğimle direkt konuya girdim. "Geldim işte. Umarım saçmalıklarını destekleyecek bir kanıtın vardır." Onunla herhangi bir konuda konuşarak vakit öldürecek hâlim yoktu. Açıkçası hâlini hatırını sormak gibi bir hevesim de olduğu söylenemezdi.

Onun da benimle gereğinde fazla vakit öldüreceğini sanmıyordum. Elbette yanılmadım. Arkasında duran takım elbiseli adamlardan birinin uzattığı dosyayı aldı ve bana verdi. "İşte... Öğrenmek istediğin şey bunun içinde."

Kalbim çok hızlı arıyordu. Ne düşünmem, ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. O dosyanın içine, o kâğıtta yazanlara bakmak istemiyordum ama eğer bakmazsam ömrümün geri kalanını merak, pişmanlık ve şüphe içinde geçireceğimi de biliyordum. Elimde değildi, Valentino zihnimde hep tanıdığım gibi kaldın istiyordum. Ne yazık ki bu mümkün değildi. Ortada bir yalan, herkesin hayatını ve kaderini etkileyen bir ölüm oyunu varsa bunu er ya da geç bilmem, öğrenmem gerekirdi. Bu yüzden bana uzatılan dosyaya baktım. Bu hem bir kaza raporuydu hem de kazada karşı tarafın arabasının plakası yazıyordu. Resmiyette görünmesi izin verilmeyen bazı gizli bilgiler de vardı. Sonuç olarak tüm kanıtlar bu trafik kazasının tam manasıyla bir trafik kazası olmadığını, bir suikast olduğunu ve arabamızın frenlerinin boşaltıldığını yazıyordu. Öte yandan diğer arabanın plakası ise hem yabancı bir plakaydı hem de Valentino Riccardo adına kayıtlı olduğu açıktı. Hayal kırıklığına uğruyordum ama kafam da karışmıştı. Tüm kalelerim bir bir başıma yıkılırken hâlâ sorguluyordum. "Bize çarpan araç Valentino adına kayıtlı. Peki arabadaki o muydu?"

Başını iki yana salladı başkan. "Elbette hayır. Senin için hayatını riske atmasını beklemiyorsun herhâlde. Önce frenlerinle oynanmasını sağladı, sonra da basit bir trafik kazası gibi görünecek şekilde adamlarının size çarpmasını emretti. Valentino, işini sağlama almayı sever. Ama asla imparatorluğunun tek veliahdı olarak bu iş için kendini riske atacak biri değildir. Takdir edersin ki buna gerek bile yok, onun için ölmeyi göze almış koca bir ordusu varken hem de... Bu çok saçma olurdu."

Karşımdaki adamın alaycı tavırları beni çileden çıkarıyordu. Şok olmuştum ve ne düşüneceğimi bilmiyordum. Gözümün önünde kanıtlar olmasına rağmen inanmak istemiyordum, içimden bir ses inanmamamı söylüyordu ama arada ince bir nüans vardı; başkanın kanıtları vardı ancak benim içimdeki sesin herhangi bir ispatı yoktu. Buna inanmak zor olsa da başka çarem olmadığını görebiliyordum. İkna olmak zorunda kalmıştım. Dilim tutulmuştu, hiçbir şey söyleyemedim bir süre boyunca. Gözlerim dolmuştu ama onun yanında ağlamak istemiyodum. Benim gözyaşlarımın ona zevk vereceğini biliyordum.

Ben bu durumdayken başkanın sözleri gecikmemişti. "Ne o? Yoksa o gangster bozuntusu yüzünden ağlayacak mısın?" Elleri ceplerinde, ruhsuz ve rahattı. "Canına kast eden saplantılı bir psikopatı koruyacak değilsin, değil mi?"

"Ne istiyorsun?"

"Anlaşma teklif ediyorum."

"Ne anlaşması?" Neyi kast ettiğini anlamıyordum. Ve tabii benden ne istediğini de. Ayrıca şeytanla anlaşma yapacak hâlim yoktu herhâlde, değil mi? En azından tam olarak şuan o kadar aklımı yitirmemiştim. En azından şuan. "Köpeklerle anlaşmam ben."

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin