⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 12/2

41.6K 2.1K 115
                                    

-12/2-

❝Lâl❞

Ayaklarımı havuz suyuna sokmuş hiçbir şey olmamış gibi keyfime bakıyordum. Yani dışarıdan öyle görünüyordu. Sonuçta bir noktada Valentino'yu çıldırtmalıydım değil mi? Beni buralara kadar sürükleyip ne olduğu belli olmayan o kadınla yakınlığını gördükten sonra onu kızdırmak en büyük zevkim olmuştu. Ancak iç dünyam pek de çiçekli böcekli bir gökkuşağını andırıyor sayılmazdı.

Valentino'yu düşünüyordum. Beni öfkelendiren, canımı yakan o adamı. Farkında mıydı acaba? Beni küplere bindirdiğinin farkındaydı, buna şüphe yok ama canımı yaktığının farkında mıydı? Merak ettiğim nokta buydu. Gerçi ne fark edecekti ki? Sonuç olarak o bana iyi gelmiyordu, gelmeyecekti. Vahşi bir kurt gibiydi. Birbirimize yasaktık. Bu koca bir klişeden ibaretti biliyordum ama Valentino içime sinsice sızan bir hastalıktı. Şu çok belirgin bir gerçekti ki birbirimize iyi gelmeyecektik.

Karşıdaki cam kaplı binadan Pietro'nun dışarı çıktığını görünce eyvah yerine işte bu dedim. Bana doğru geliyordu ve geliş sebebini çok iyi biliyordum. Gelir gelmez de kendisi bunu saklamaya niyetli olmadığını açıkça göstermişti.

"Sen bizi öldürtmek mi istiyorsun? Valent'in tersini bilmiyorsun herhâlde. Bu hâlin ne?"

"Ne varmış hâlimde?" Umursamaz bir ifadeyle kollarımı ikiye açmış ayaklarımı suyun içinde öne arkaya sallıyordum. "Hem merak etme, Valentino sana kıyamaz. Sen onun kuzenisin."

"Bu dünyada herkes herkese kıyar."

Omuz silktim. Ciddiye almaksızın ayaklarımı şıpırdatmaya devam ediyordum. Yeterince karanlık bir dünyanın istemsiz de olsa bir parçası olduğumu görmezden geliyordum.

Pietro ise az önceki sözünden sonraki dalgın bakışlarından çoktan kurtulmuş ve olayın ciddiyetine dönmüştü bile. "Lâl, hemen üstünü değiştirmeni öneririm, aksi hâlde buralar çok fena karışacak."

Kendimden emin bir ifadeyle adamın gözlerine baktım. "Pietro, git kuzenine söyle ben üstümü falan değiştirmiyorum. Burada onu bekliyorum, gelsin ne yapacaksa yapsın."

"Korkusuz tavrını takdir ediyorum hatta ayakta alkışlıyorum ama sen henüz Valent'in tersini görmedin. Ve görmeni de hiç tavsiye etmem, inan bana." Uzlaşmacı bir ifadeyle gözlerini kısıp yumuşak ses tonunu takındı. "Lütfen üstünü değiştir Lâl, lütfen." Duymazdan gelen umarsız tavrım üzerine iki adım geriledi. "Pekâlâ, seni tanımak güzeldi Lâl. Ölümüme sebep olacak olsan da seninle tanışmak güzeldi."

Hafifçe üfledim. "Allah aşkına olayları dramatize etme Pietro. Git patronuna, kuzenine söyle ondan korkmuyorum! Ha prestijini zedeliyorsam da bu işin basit bir çözümü var, beni serbest bırakır, yoluma giderim."

Çaresizliği gözlerinden okunan adamcağız ise -adamcağız diyorum çünkü Valent'in ona yapacaklarından korktuğunu gözlerinden okuyabiliyorum- başını iki yana sallayarak "İkiniz de bu kadar zor olmak zorunda mısınız?" diye sordu. Ses tonundaki isyanı sezmek hiç de zor değildi. Geri geri yürüyüp arkasına dönerek cam kaplı binaya girmesi üzerine keyfime bakmaya devam ettim.

Valentino denen o... O... O yakışıklı şeytan köpeği öyle kızdırmak istiyordum ki içimdeki bu intikam duygusu beni, kalbimdeki sevgiyi bile ele geçirmişti. Bu öyle zararsız gibi görünen yanıltıcı bir bağımlılıktı ki tıpkı vücudumuzun herhangi bir yerinde baş gösteren tatlı bir kaşıntı gibiydi. Acı veren bir tatlılık gibiydi. Bağımlılıktı. Tıpkı... Tıpkı aşk gibi.

Aşk gibi.

Tövbe estağfurullah! Allah korusun! Ne diyordum ben öyle? Tamam, seviyordum onu ve sevmek başkaydı. Ama aşk... Aşksa bambaşkaydı. Hayır, hayır bu olamazdı. Ona âşık olamazdım. Valentino, bu dünyada âşık olabileceğim en yanlış kişi olabilirdi. En yanlış ve en tehlikeli kişi. Şuna bak! Uçakla beni buraya kaçırıp lobide eski sevgilisiyle öpüşen o pislik adam vücudumu etkisi altına aldığı yetmiyormuş gibi kalbimi de etkisi altına alıyordu. Ben delirmeyeyim de kimler delirsin?

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now