⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 15/1

37.3K 1.6K 138
                                    

-15/1-

❝Lâl

Kahvaltıdan sonra hazırlanıp çıktık. Asansöre girerken içimde ilginç bir duygu olsa da onunla baş başa bir mekânda nefeslerimizin karışma hissi hoşuma gidiyordu. "Demek bana Beyrut'u gezdireceksin."

"Merak ediyor musun?"

"Hem de nasıl." Kollarımı kavuşturmuş arkamda duran adama asansörün yansımasından bakıyordum. "Hep meraklı biri olmuşumdur. Gezmeyi de çok severim."

"Buna sevindim." Son sözü hırıltılı bir mırıldanma gibi kulağıma üflenmişti. Arkamdan bana öyle yaklaşmıştı ki kalbimin hızla atışından heyecan duyduğum belli oluyordu. Elleriyle kollarımı yumuşakça kavramış beni kendine daha da yaklaştırıyordu.

Benim ise havaya kalkmış sağ elim onun gür saçlarında gezinirken kıvrılan belim onun sert bedenine dokunmanın gizli hazzını yaşıyordu. "Ah, Valentino. Yapma."

"Bir şey yaptığım yok." Ne yaptığını çok iyi bilen ama asla kabul etmeyen bir tavrı vardı. Beni kendine bağımlı kılmaya çalışıyordu ve işin kötüsü, planının farkında olmama rağmen buna engel olamıyordum. Beni yavaşça yüzüstü asansörün duvarına yaslarken kulağıma fısıldamaya devam ediyordu. "Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?"

"Her türlü fanteziye açık olmam mı?" Ne? Ne diyordum ben? Valentino'nun gülüşü eşliğinde gözlerimi kapadım ve salak gibi ağzımdan kaçırdığım cümleye lanet okudum. Birincisi, bizim bir fantezi yaptığımız yoktu. İkincisi, her türlü fanteziye açık olsan bile gidip bunu adama söylemezsin seni şapşal! Şimdi her şeye dünden razıymış gibi görünüyorsun, ne oldu hoşuna gitti mi?

Söylediğim söze gülen Valentino ise neyse ki bunun üstünde çok durmadı. "Hayır. Lunapark'taki hız treni gibisin, ne yapacağını asla kestiremiyorum." Sesli bir iç geçirip ekledi. "Ve bu beni heyecanlandırıyor."

Beni yüzüstü asansörün duvarına yaslamış, arkamdan sıfır mesafe bana yapışmış adamın beni baştan çıkarmasına keyifli bir çaresizlikle sessiz kaldığım yeterdi sanırım. "Valentino, şimdi asansör kapısı açılacak."

"Eee?"

"Eeesi, herkese rezil olacağız."

Burnunu boynuma sürterek iç geçirmeye devam etti ve "Benim için sakıncası yok." diye mırıldandı.

Nefesini boynumda hissederken yutkundum. Karşı konulamaz bir kokusu olduğu yetmiyormuş gibi bir de burnuma doluyordu şimdi. Hadi bakalım buyur buradan yak. Ne kadar ben marjinalim yeaaa aşk maşk yok diye rol kesebilirsin ki? Gerçi duygum tam olarak bu değildi, bilen biliyor ama... Amaaan neyse ne ya, umurumda bile değildi ve bunu yüzümü ona dönerek yeterince gösterdiğimi düşünüyordum. Burnum burnuna sürterken yüzüme vuran sıcak nefesini içtim. Mentol gibi keskin bir koku doluvermişti her yana. Sağ elimle boynunu kavrayıp dudaklarına yapıştım ve deli gibi dudaklarının tadına varmaya başladım. O ise beni kalçalarımdan yakalayıp kucaklarken bacaklarımı beline dolamıştım. Diğer elim gür saçlarında gezinirken kendimden geçiyordum. "Bana ne yaptığına dair en ufak bir fikrim yok." diye fısıldadım.

"Asansörde biriyle mahsur kal."

Dudaklarım adamın elmacık kemiklerinde gezinirken duraksadım ve şaşkınlıkla yüzüne baktım. "Ne?"

"Asansör kapalı, tadilatta." Son kelimesini imayla söylemeseydi de bunu kendisinin yaptığını anlardım sanırım. "Ve ben isteyene kadar kapalı kalacak."

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now