⚝ Halikarnas'ta Bir Gece | 36/3

12.2K 761 47
                                    

-36/3-

❝Lâl❞

İki hafta boyunca Sicilya'daki evden pek dışarı çıkamamıştık. Valentino'nun iyileşmesi için bu süreç gerekliydi, ben çıkmakta özgür olsam da onu bir an olsun bırakmak hiç hoşuma gitmiyordu. Günlerdir Valent tam anlamıyla iyileştiğini söylese de doktor ancak üç gün sonra normal yaşama geri dönebileceğini söylemişti. Asla uslu durmayan Valentino ise elbette kimseyi dinlemeyip hayatına geri dönmüştü. Bense onun iyi olmasından ötürü rahatlamıştım ve mutluydum. Tabii kafamdaki karmaşık duyguları def etmek konusunda pek başarılı sayılmazdım.

Elleriyle gözlerimi kapayarak beni arabadan indirdi. Bir süre yürüdükten sonra tuhaf su sesleri kulağıma çalınıyordu. En sonunda "Daha ne kadar böyle duracağım, nereye geldik?" diye söylenmeye başlamıştım bile.

"Önünde basamak var, dikkat et."

"Cevap versene Valentino, baş çavuşun eşeği mi anırıyor burada?"

Dudakları kulağıma daha da yaklaşmıştı, hissediyordum. Kadife gibi yumuşak ses tonuyla güldü. "Söylediğinden tek kelime anlamadım ama komik olduğuna eminim." Ayak dirediğimi görünce "Mızmızlanmayı bırak, çok az kaldı." dedi ve gerçekten de çok zaman geçmeden ellerini araladı ve görüş açım daha da netleştiğinde teknesinin önünde olduğumuzu gördüm.

"Neden geldik buraya?" Bir sürpriz hazırladığını elbette anlamıştım, bu yüzden hafifçe tebessüm etmiştim.

"Bugün soru sormak yok. Sadece günün tadını çıkaracağız."

"Gerçekten de sürprizlerle dolusun, Don Riccardo."

Kendinden emin bir gülüşle beni tekneye buyur etti ve içeri girmem için elimi tutup bana yardımcı oldu. Teknenin burnuna geldiğimizde mükellef bir masa bizi bekliyordu. "Bugünü bizim günümüz ilân ediyorum." Elimi tutmuş olan eli benden ayrıldığında gözlerim Valent'i aradı ancak çok uzağa gitmemişti. Arkamdan belimi sarmış kokumu içine çekiyordu. "Seni ne kadar özlediğimi bilemezsin, Lâl."

"Ben de seni özledim." Kast ettiği yanındaki varlığım da olabilirdi ama bana daha çok benimle olmayı özlemiş gibi gelmişti. Çünkü iki haftadır yanındaydım, olabildiğince birlikte vakit geçirmeye çalışmıştık ama ikimiz de birbirimize hasret kalmıştık. Birbirimizin tenine, dokunuşlarına ve sıcaklığına özlem duyduğumuz açıktı. Ben ise karmakarışık kafamla bazı şeyleri kendi çabamla anlamaya çalışıyordum. Valentino gerçekten tanıdığım insan mıydı yoksa başkanın kast ettiği gibi içinde bir başka Valentino mu vardı? İçinde bir canavar olabilir miydi? İnsanların canını ve duygularını yok sayan, tehlike saçan bir canavar. Bu bir mafya lideri için çok da uzak kavramlar sayılmazdı ancak... Bilemiyordum. Bile bile bizi öldürme pahasına da olsa o arabadaki kazada katkı sağlaması mümkün olabilir miydi? İçim öyle karmaşık bir bulmaca gibiydi ki aklımdaki parçaları birleştirmekte inanılmaz zorlanıyordum. Sanki hafızasını tamamen kaybetmiş birinin yaşadığı hayatı hatta konuştuğu dili bile yeniden öğrenmesi gibi köklü bir aydınlanma yaşıyordum. Aylardır birlikte olduğum adamı yeniden tanımaya çalışıyordum. Adımı onun dudaklarında duyduğumda tüm bu düşünceleri bir kenara bırakıp ona döndüm.

"Önce yemek mi yemek istersin yoksa-"

Başımı iki yana salladım. "Aç değilim. Midem allak bullak."

"O zaman dilersen bu güzel havanın keyfini çıkaralım."

Eski neşeme dönmek istiyordum çünkü delirmek için çok erkendi, elimde bir kanıt yoktu. Sadece başkanın lafıyla da Valentino'yla aramdaki köprüleri yıkmak istemiyordum. "Ben yüzmek istiyorum." dedim merdivenlere yönelerek. Arkamdan çapkın bakışlarını esirgemeyen adamı süzdükten sonra yukarıda üstümü değiştirdim. Burada ihtiyacım olabilecek her şey vardı. Dekolteli ve ipli kırmızı bikinimi giydim. Dışarıda duyduğum seslere göre denize açılmıştık. Aşağıya indiğimde Valentino da denize girmek için hazırdı. Vücudunun gördüğüm her karesi beni kışkırtmak için yarışıyor gibiydi. Güneşin ışıltılarını ve sıcaklığını vücudumda hissediyordum. Ateş basmıştı aniden. Ama bunun güneşle alakası var mıydı emin değildim. Hafif ve keyifli bir müzik çalıyordu. Güzel bir tatil günü bizi bekliyordu anlaşılan. Sürekli hazırlanan yeni şeyler görüyordum ama etrafta herhangi bir çalışan göremiyordum. En az Valentino'ya yakışacak kadar gizemli bir sistem. Merakıma yenilip "Bunca şeyi kim hazırlıyor, sen mi yoksa hayalet çalışanların mı?" diye sordum. "Çünkü ben etrafta çalışan kimseyi göremiyorum."

Halikarnas'ta Bir Gece | Gecedeki Aşk Serisi - I ღBİTTİღWhere stories live. Discover now