6

26.7K 1.4K 380
                                    


Medya tam olmasa da zihnimde yer etmiş Elfida fakat gözleri koyu yeşil. Siz istediğiniz gibi hayal etmekte özgürsünüz.

"Siktir! Ben uyandıramam oğlum, defol git." Gözlerimi açmak üzereyken duyduğum konuşma sesleriyle ne yapacaklarını merak ettiğim için aynı şekilde durmaya devam ettim.

Biraz oyundan zarar gelmezdi.

"Onun elini tutup yavşak yavşak gülümsemeden önce düşünecektin, Çağan. Hiç umrumuzda değil." Sesinden Karan olduğunu çıkarmıştım.

"Hah, kıza aptal gibi davranan sen mi diyorsun bunu. Böyle davranırsan hiçbir şey kazanamazsın Karan. Bu da benim umrumda değil."

Bu adama her geçen saniye hayran olmam ne kadar akıl işiydi..

Kısa bir sessizlikten sonra Miraç'in konuştuğunu duydum. "Madem biz uyandıramıyoruz. O hâlde Çınar uyandırır, değil mi abisi hadi koçum." Hafif bir pat pat sesi duyduktan sonra gülümsememek için dilimi ısırdım.

"Abi ya çek şu elini. Siz kıyamıyorsunuz da ben kıyabiliyor muyum yani? Bence çıkalım, kendisi uyanınca gelir." Diğerleri onaylar mırıltılar çıkarırken odanın tamamen boşaldığını hissettim an gözlerimi açtım.

Gözlerim karşımdaki aynaya takıldığında dudaklarımın kıvrıldığını gördüm. Kıvrım yavaş yavaş yok olurken bu on sekiz yılı onlarla geçirmenin nasıl olabileceğini düşündüm.

Kendi kendime acı çektiriyordum lâkin hâlâ bulunduğum durumu kavrayamıyordum. Tanrı aşkına! Bu çok büyük bir olaydı.

Beni bekledikleri aklıma gelince yataktan kalkıp banyo olduğunu düşündüğüm kapıya gittim. İşlerimi halledip banyodan çıkarken hastaneden beri aynı kıyafetlerle bulunmak beni rahatsız etmişti ama şu an kimseden bir şey isteyemeyeceğimi düşünüp odadan ayrıldım. Tırabzanlardan tutunarak geldiğim yolu inerken gergindim.

"Mila?" Adımın seslenmesiyle merdivenin yarısında duraksarken geriye döndüm. Çağan merdivenin başında durmuş bana bakıyordu.

"Efendim" Ona karşı neden böyle uysal çıktığını anlamadığım sesimi duyunca gülümsedi ve yanıma geldi.

"Bir şeye ihtiyacın var mı güzelim?" Başımı iki yana sallayacakken çekinerek durdum. Bana kıyafet gerekiyordu fakat çok sevgili Karancığım dışarıya bir adım attırmadığı için kokmak zorundaydım!

Bunu şu anlık en çok iletişim kurduğum ve ılımlı yaklaştığım Çağan'dan istemeye karar vermiştim. "Şey, üzerimdekiler uz-" Çekingen sesimi duyar duymaz sözümü keserken nazikçe elimi tutup beni merdivenlerden geri çıkartmıştı. Uyuduğum odanın yanındaki odayı açarken hoş dizaynına ufak bir göz atıp ona döndüm.

"Burası senin odan. Zamanı gelince istediğin gibi düzenlersin." Onaylarcasına başımı sallarken neden burada uyumadığımı düşündüm. Zihnimi okumuş gibi gülümsedi." Orası misafir odası, geldiğimde genelde orada kalırım. Kokun sinsin diye uyudun orada." Göz kırpıp odadan çıkınca arkasından erimiş bir şekilde bakıyordum.

Bu adam neden benim dayımdı yahu!

Çok fazla bir şeye göz atmadan üzerime siyah eşofmanla sweat alıp giyindim. Geldiğim yolu geri inerken nihayet salona varmıştım. Salonda kimsenin olmadığını görünce onları aramaya koyulacakken odaya giren Karanla göz göze geldim.

Ona atabileceğim en boş bakışı atıp yanından geçerken koridorun sonundaki yemek odasında olduklarını söylemişti.

Bu adama uyuz oluyordum.

Çünkü onu kendine benzetiyorsun, baksana bakışları bile sen gibi bakmıyor mu.

Düşüncelerimin beni duraksatmasına izin vermezken dediği odaya girdim. Herkesin yemek masasında oturduğunu görünce utanmıştım. Umarım çok bekletmemiştirim. Arkamdan gelen adım seslerinden malum kişinin de geldiğini anlayıp gözüme Çınarla Miraç'ın ortasındaki boş yeri kestirip oraya oturdum. Herkesin tam olmasıyla yemeğe başlarken üzerimde hissettiğim bakışlar beni yememem için zorluyordu.

Ben KimimWhere stories live. Discover now