23

13.6K 1.1K 120
                                    

Ortama gerici bir sessizlik hakimken bu adamın hangi yüzle buraya geldiğini sorguluyordum. Onun iğrenç yüzüne daha fazla bakamayıp bakışlarımı başka yere çektim.

"Siktir! Şaka mı? Lütfen bana halüsinasyon gördüğümü ve bu pezevengin burada olmadığını söyleyin. Aksi takdirde birazdan katil olacağım." Miraç abim pür dikkat ona bakarken ona bakmıyor olsam da bakışlarını üzerime çevirdiğini fark ederek korkudan titremiştim.

Hayatımı mahveden insan tam şu an karşımda duruyordu.

Yanlış, insan değil.

Önüme birinin geçmesiyle bunun Karan abim olduğunu anlamıştım. "Miraç, Mila ve Çınar'ı içeri götür." Şu ana kadar hiç duymadığım ses tonuyla adeta tıslarken artık bedenim zangır zangır titriyordu.

Yerimden milim kıpırdamazken kendime toparlanmam ve bu adamın karşısında gücümü yitirmemem gerektiğini anlatmaya çalışıyordum.

Miraç abim kolumdan tutup içeri götürürken Rıza Akyazılar'ın gecenin içinde yankılanan sesi, beni duraksattı. "Daha küçük torunumla tanışmamıştım bile. Nereye götürüyorsunuz?"

O adamın benden kaçması gerekirken ben şu an o adamdan kaçıyordum, değil mi?

Miraç abimin kolundan hızla çıkarak yüzümü ona döndüm. Midemin bulantısını umursamadan tam gözlerinin içine bakıyordum artık. Karan abimin Miraç abime bir şeyler dediğini duyuyor gibiydim ama karşımdaki varlığa o kadar çok odaklanmıştım ki şu an kimseyi düşünecek hâlde değildim.

Yaşadığım her şeyi düşündüm. Karşımdaki varlık yüzünden sebepsiz yere yaşadığımız her şeyi zihnimden birer birer geçirdim. Korku duygusu bedenimi yavaş yavaş terk ederken yerini öfkeye bırakıyordu.

Soyadını aldığım için kendimden tiksindiğim bu adamı tam şu an öldürmek istiyordum. Bizimkilerin sözlerini umursamadan hızlı adımlarla hedefime doğru ilerlerken gözüm hiçbir şeyi görmüyor gibiydi.

Evet, bu adamı öldürebilirdim. Hiç düşünmeden bu adamı, bu dünyadan silebilirdim. Ama zaten hayatım yıllarca onun yüzünden mahvolmuşken birazını daha onun için heba etmemeye karar vermiştim.

"Sana bunları kendini koruman için öğretiyorum Elfida. Eğer bir gün, birini alt etmek istiyorsan bilek gücünü değil akıl gücünü kullan olur mu?"

Beni her anlamda yetiştiren çocuğun sözleri, zihnimde yankı yaparken artık Rıza Akyazılar'ın tam karşısındaydım. Ondan aldığımız genler, bende estetik ameliyatı yapmayı uyandırıyordu.

Arkamdan gelen adım sesleri kendimi güvende hissettirdi.

Karşısında durduğum adamın tek kaşı, alayla havaya kalktığında gözlerinde hâlâ varlığını koruyan intikam ateşi, beni bozguna uğratmıştı. Bu adam, bizden daha ne istiyordu? Yetmemiş miydi yaptıkları?

Karan abim ve Çağan yanımda her an tetikteymiş gibi yanımda yerlerini alırken burada bulunmamdan hoşnut olmadıklarını biliyordum lâkin tam şu an o kadar çok burada olmalıydım ki gözlerinin içine baktığım bu adam, ondan korkmadığımı anlamalıydı.

"Merhaba güzel torunum, ben Rıza Akyazılar." Pişkin pişkin konuşması hepimizin sinirlerini gererken her torunum dediğinde ağzına yumruğu çakmak istiyordum!

Neden duruyorsun o hâlde?

Her zaman defettiğim düşüncelerime ilk kez katılırken karşımdaki varlığı bir büyüğüm olarak değil bir canavar olarak düşünerek hayatım boyunca atabileceğim en kuvvetli yumruğu yüzüne geçirdim.

Ben KimimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin