60: Balonun Kraliçesi

288 9 0
                                    

Hold On, Chord Overstreet
Derinlerde, Mark Eliyahu & Cem Adrian

Kalbime düşen ilk kuş tüyünün hikayesini size anlatmıştım; Penceremin kenarına konan kanadı yaralı küçük kuşu ve iyileştikten sonra bile pencereme gelmeye devam etmesini. Uzun süre sonra o kuşun yavruları da penceremin kenarına gelmeye başlamışlardı. Bir gün, yavruların acı acı öttüğünü duyduğumda hızla odama gitmiş ve neler olduğunu anlamaya çalışmıştım. Yavrular penceremin kenarındaydı, anneleri de öyle. Ancak anneleri ölmüş, yavrular tek başlarına kalmışlardı. 

Ölümün ansızın geldiğini, ilk o gün öğrenmiştim. 

Seneler sonrasında ise, ölümü çok acı bir şekilde tatmıştım. 

Şimdi, bomboş sokakta ölüm ile bir kez daha karşılaşmıştım. Topuklu ayakkabılarım asfalt zemine çarpıyor, çıkardığı ses zihnimin içinde yankılanıyordu. Soğuğun çıplak kollarımı ısırdığını hissediyordum ancak karşımdaki manzara içimi yakıyordu. Titreyen ellerimi ne kadar sıkarsam sıkayım, titremesi durmadı ve kalbimdeki korku azalmadı. 

Yerde, yüz üstü yatan adamın yanına vardığımda yavaşça yere çöktüm, titreyen elimle adamın omzuna dokundum ama hiçbir tepki vermedi. Ölü bir insan nasıl tepki verebilirdi ki? Elimi omzundan çekip boynuna yerleştirdim, bedeni buz gibiydi. Gözlerimi sıkıca yumdum, gerçekten de ölmüş müydü? Adamı çevirdim ve gözlerimi araladım, hayır aralamadım. Gözlerim kapalıydı ve bu bir hayaldi. 

Dudaklarımdan çıkan kesik nefes, son nefesim gibiydi. 

Bir kelime, bir fısıltı gibi çıktı dudaklarımdan ancak sanki boş sokakta yankılandı. 

"Baba?"

🌻

Özel günlerin benim için anlamı vardı, çünkü nadir olurlardı. Özellikle doğum günlerinin bende ayrı bir yeri vardı. Çocukken, ailemle kutladığım doğum günlerim çok fazla değillerdi, hatta hatırladığım sadece bir tane vardı ve onda da detaylarını hatırlamayacak kadar küçüktüm. Ailem kutlamayı bırakmış olsa da bazı insanlar, kutlamaya devam etmişlerdi. 

Ali'm, bir şekilde küçük bir kek bulmuş ve üzerine de bir mum dikmişti, senelerdir kutlanmayan doğum günümü ilk o kutlamıştı. 

Doğa, sürekli doğum günüme girmeden önceki gece beni aldırır ve onlarda kalmamı sağlardı, doğum günüm bitene kadar eve dönmez ve onlarda kalırdım. Teyzem ve eniştem, doğum günlerimi güzel bir şekilde kutlarlardı. 

Ve kızlar. Onlar hayatıma girdiğinden beri hep güzel doğum günlerim olmuştu, öyle büyük partiler vermiyorduk elbette ancak hep beraber oluyorduk. Genelde yine, doğum günüme girmeden önceki gece Doğa ile olur, doğum günümün akşamı ise kızlarla kalırdım. Bazen onların köy evine gider ve orada kalır, bazen ise bir kafeye gider ve orada kutlardık. 

Bu yıl ise, sanırım diğerlerinden daha sakin geçecekti. Sabah kızlarla birlikte, kalabalık bir şekilde kahvaltıya gitmiş ve oradan da bowling salonuna geçmiştik. Aymira yoktu, ve onun eksikliğini de yaşamıştım. 

Bu seneyi, Deniz ile birlikte geçirmeyi istemiştim. 

Bunu, her şeyden çok istemiştim ama zaten, ben neyi çok istesem o gerçekleşmezdi, buna alışmıştım. Deniz bir dava için iki gündür şehir dışındaydı, sanırım kaderin bizim doğum günlerimiz ile bir problemi vardı. 

En azından abim ve ablam gelecekti, Yalçın da burada olacaktı. Bir kaç saate burada olacaklarını biliyordum, yarım saat önce konuştuğumuzda öyle söylemişlerdi. Fırçayı ıslak saçlarımdan geçirdim ve karşımdaki yansımaya baktım, bu gün on dokuz yaşıma girmiştim. 

SarmaşıkWhere stories live. Discover now