87: Lütfen

158 4 0
                                    

Sadece, Kalben
İyice Yalnızlaştım, Noise


🍂

Bir rüzgar usul usul süzülürken saçlarımın arasında, yıldızlar bana en güzel masallarını anlatıyorlardı. Kurt'un o yolda kırmızı başlıklı kızla hiç karşılaşmadı, Rapunzel'in hiç kuleye kapatılmadığı, Ariel'in o prense hiç aşık olmadığı ve Pamuk Prenses'in annesinin hiç ölmediği güzel masallar. 

Bütün parlak yıldızlar bana bu masalları en güzel haliyle anlattıktan sonra o yıldızların arasında sönük bir şekilde duran yıldız sözü aldığında bana dedi ki; Eğer bütün prensesler bunları yaşamamış olsaydı, şu an oldukları kişi olmazlardı, bir şeyler yaşamayan ve o yaşadıklarına rağmen güçlü durmayan prensesler masallara konu olamazlardı. 

O yıldızın neden o kadar sönük olduğunu ama yine de diğer yıldızlara rağmen neden en çok dikkatimi çektiğini o an anlamıştım. O, zor şeyler yaşayan prenseslerden birisiydi ve her şeye rağmen, sönse dahi hala dimdik durabiliyordu. 

Ben bir prenses değildim, bütün yaşadıklarıma rağmen hala devam edebildiğim için masallara konu olmayacaktım ama yine de devam ediyordum. Niyetim masallara konu olmak değildi ve açıkçası tam olarak neydi onu da bilmiyordum ama devam ediyordum işte, öyle yada böyle. 

Kendimi bir masalın içinde hissettiğim her anda aslında konusu drama olan bir romanın içinde bulmuştum kendimi, ihanetlerle dolu bir romanın başrolü olmaktansa bir masalda figüran olmayı tercih edeceğimi o zaman anlamıştım. 

"Daldın" ablamın sesini duyduğumda sırtımı arkamdaki ağaca yasladım ve gözlerimi yıldızlardan çektim "ne düşünüyordun?" Omuzlarımı kaldırıp indirdim ve önümde duran kahve bardağını elime aldım, pipeti dudaklarımın arasına yasladığımda ablam önümde duran sigara paketine uzandı ve bu kaşlarımı çatmama neden oldu. "Sigara mı içeceksin?" ablam sigarayı dudaklarının arasına yerleştirip bir nefes alırken başını salladı "arada kullanıyorum zaten, canım istedi şu an." 

"Yıldızlara bakınca ne görüyorsun?" kaşlarını çattığında "sana da bir şey söylüyorlarmış veya bir hikaye anlatıyorlarmış gibi geliyor mu?" bende kendime bir sigara yaktım. "Yıldızlara baktığımda Onur'u görüyorum ben, onun oradan beni izlediğini biliyor ve gülümsüyorum. Annemi görüyorum ama ona gülümseyemiyorum." Sigaramdan derin bir nefes çektim ve külü uzamamış olsa da külünü silktim. 

"Sen ne görüyorsun peki?"

"Bana masal anlatıyorlar sanki, bazen birilerini görüyorum ama onlar bana çoğunlukla bir masal anlatıyorlar."

"Nasıl bir masal?"

"Eski zamanlarda, güzel bir diyarda geçen bir masal. Zenginlik ve fakirliğin sevgi ile ölçüldüğü, bir insan gerçekten seviliyorsa zengin kesimde olduğu bir masal. Ama en önemlisi önce kendini sevmelisin ki başka insanlar seni sevebilsin" gülümsedim "rüyalarımda da gördüğüm bir masal." 

"Dünyada olması gereken şey sanırım bu, insanların zengin olmak için birbirini sevmesi herkesin sevgi dolu olacağı anlamına gelir. Bilirsin insanlar zengin olmayı severler" onu başımla onayladım ve kahvemden bir yudum daha aldım, derin bir nefes aldığında artık asıl konuya girmek istediğini anladım. Babamı, aramızda geçenleri konuşmak istediğini biliyordum, abimin ona bütün her şeyi anlattığına da emindim. Ve ablamın, abim kadar sakin kalmayacağına, babama kurduğum sözler için bana laf söyleyeceğine emindim. 

"Eve dönmeyecek misin?"

"Bir süre dönmeyi düşünmüyorum."

"Deniz ile barıştınız mı yani, sildin mi sana yaptıklarını?"

SarmaşıkWhere stories live. Discover now