83: İkilem

178 8 0
                                    

Olur mu, Gazapizm & Melike Şahin
Eğreti Gelin, Sezen Aksu & Suzan Kardeş



🍂

Sıcak bir yaz ayında bütün bedenim buz kesmiş gibi, sert bir rüzgar saçlarımı savuruyor gibi hissediyordum. Rüzgar o kadar sert esiyordu ki sanki çıplak kollarımı sızlatıyordu, kulaklarımı kıpkırmızı yapmıştı. Çocukluğumdan beri soğuk olan ellerim bembeyaz kesilmiş, her zaman olduğundan saha soğuk olmuşlardı. 

Güneş yoktu gökyüzünde, Naira her zamanki gibi boğucu bir mavilikteydi ancak hava sıcaktı. Ben ise bu sıcağa rağmen üşüyordum, çünkü sadece saatler önce önüme iki seçenek sunulmuştu. O seçeneklerden birisini seçmem ve diğerinden vazgeçmem gerekiyordu, ben ikisinden de vazgeçmek istemiyordum. 

Eğer bu seçenekler önüme bir hafta önce konulsaydı o zaman neyi seçeceğimi zaten bilirdim ama bir haftada her şey tersine dönmüştü. 

Cebimdeki telefonun titrediğini duyduğumda yumduğum gözlerimi araladım ve aramayı cevapladım. "Lavi, çıkıyoruz biz. Sen neredesin?" banktan kalktım ve hastanenin kapısına doğru ilerledim, Emir ve Deniz hastaneden çıkıyorlardı. Emir ile göz göze geldiğimizde ikimizde aynı anda kaşlarımızı kaldırdık ve telefonları kapattık, aynı şeyleri aynı anda yapmamız dudaklarıma bir tebessüm yerleştirdi. Ağır adımlarla onlara doğru ilerlediğimde gözlerim Deniz'e çevrildi, bir haftada yüzündeki yaralar hemen hemen geçmişti ama kolundaki alçısı duruyordu. 

Onlarla birlikte benim arabama geçerken, Emir sürücü koltuğuna Deniz ve ben de arka koltuğa geçerken tek bir kelime bile etmemiştik. Nereye gideceğimizi sormamıştım, bir ev ayarladıklarını biliyordum, onlar söylememişti ama ben konuşmalarını duymuştum. Annelerinin de bu gece veya en geç sabahın erken saatlerinde burada olacağını da biliyordum. Deniz bunu istememiş, annesiyle oldukça hararetli bir konuşma yapmıştı dün ancak annesini gelmenin aksine ikna edememişti. 

Araba hareket ettikten bir kaç saniye sonra Deniz'in parmaklarının parmaklarımı kavradığını hissettim, başımı eğip ellerimize baktığımda üç parmağımı iki parmağıyla kavradığını gördüm. Başımı yavaşça omzuna koydum, şu an onunla olan temasa ihtiyacım vardı ve sanki bunu fark etmişti. Dikiz aynasından Emir ile göz göze geldim, onun olanlardan haberi yoktu ama bir şeyler olduğunun farkındaydı.

İyi değildim ve ikisi de bunun farkındaydı. 

Araba bir sokağa girdikten sonra yavaşladı ve uygun bir park yeri bulduğunda yavaşça durdu, çok lüks olmayan ama güzel apartmanların olduğu bir sokaktaydık. Arabadan indiğimizde Emir bagajdan bir çanta aldı ve arabayı kilitledi, çantayı ne zaman bagaja koyduklarını bile fark etmemiştim. Deniz'in kolunu omzuma atmasını sağladım ona destek olmak için ama o bana üstten bir bakış atmayı tercih etti.

"Siz geçin ben bir markete falan da geçeceğim" Emir çantayı bana uzattığında elinden aldım "istediğin bir şey var mı?" sorusu sadece banaydı. Günlerdir Deniz'in yanından bir kez bile ayrılmamıştı, onun için koşturmuştu ama sanırım kırgınlıkları ve bu durum iki ayrı noktaydı. "Sebze falan alırsan iyi olur aslında bir de bana bir çikolata" Emir'in dudakları hafifçe kıvrıldı ama gözleri Deniz'e dokunduğu an yüzündeki gülümsemeyi sildi ve önüne döndü. 

Emir arabaya bindiğinde Deniz arkasından bakıyordu "ite bak" gözlerimi kaldırarak ona baktım "sanki ben hayaletim, görünmüyorum." Gözlerimi devirdim ve yürümeye başladım, Deniz'de benimle yürümeye başladı. Aralarındaki mevzuya asla ama asla girmek, herhangi bir yorumda bulunmak bile istemiyordum. Onlar kardeşti, her ne yaşanırsa yaşansın bu sadece onların arasındaydı ve beni zerre ilgilendirmezdi. 

SarmaşıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin