91: Gerçek Sevgi

140 4 0
                                    

Sara Gadimova, Küsüb Getdi
Marmara, Velet

🌻

Bir yerlerde, buradan uzakta veya yakında hiç fark etmez ama benim kaderimi veya en azından farklı bir yansımasını yaşayan birisi var mı diye hep çok merak ederdim. Senelerce bunu merak ederek yaşamış ve yıllar sonra Ömer ile tekrar iletişime geçtikten kısa bir süre sonra aslında bunun benzer yansımalarını görmüştüm. 

Elif, Çınar ve Bulut'u neden istediklerini, onların bir aileye ihtiyacı olmasından çok aslında Beliz ve Ömer'in onlara ihtiyacı vardı. Ömer, bir şekilde benim yaşadıklarımı öğrenmişti ve bana Beliz ile aynı kaderin yansımasını yaşadığımı söylemişti, bir bebeğinin asla olamayacağını da eklemişti. Tam olarak ne kadarı aynıydı, neler ortaktı bilmiyordum ama bu dünyada yalnız olmadığımı bilmek mutlu hissettirmemişti. Zaten biliyordum, aynı şeyleri ve hatta daha ağırlarını yaşayan insanların olduğunu ama bu kadar birinci ağızdan duymak o zamanlar bana kendimi daha da kötü hissettirmişti. 

Şimdi Elif koşarak bize doğu gelirken Beliz hemen arkasında duruyordu ancak Umut ve Çınar da evden çıkıp koşarak yanından geçtiğinde onların rüzgarı ile bir anlığına sendelemişti ama bunu gülerek geçirmişti. Sanki bu her zaman olan bir şeymiş ve bu onu çok mutlu ediyormuş gibi. Elif benim yerime koşarak Deniz'in kucağına atladığında onu çok özlediğini anlamıştım. Çınar ve Umut bana aynı anda sarıldıklarında genişçe gülümsedim ama ikisine aynı anda sarılmam zordu çünkü onları görmediğim süreçte oldukça irileşmişlerdi. Çınar beni yanağımdan öpüp Deniz'in yanına gittiğinde Umut bana daha sıkı sarıldı "mutlusun" dedi kısık bir sesle. 

Onu daha sıkı sarıp "mutluyum" diye fısıldadım onun gibi "artık mutluyum" saçlarını karıştırdığımda benden uzaklaştı. "Siz ikiniz ne çok irileşmişsiniz öyle" Umut'un omzuna vurdum "spora mı başladınız?" 

"Aynen öyle Lavinia" dedi Çınar yanıma gelip "ben elit bir insan olduğum için basketbola başladım tıpkı Barlas amcam gibi" pekala Barlas'a amca demesi komikti ama sanırım amcası sayıldığı için o kadar da komik değildi. "Ama umut bir dağ ayısı olduğu için futbolu seçti" Umut ona gözlerini devirdikten sonra bana baktı. "Ayrıca her gün aksatmadan yaptığım bir spor var bu vücudu ona borçluyum ama" Can'a baktı dalga geçercesine "bazıları o sırada yatıp film izlemekle meşgul. 

Birbirlerinden farklı iki kardeş gibiydiler, kan bağı yoktu aralarında ama tam olarak kardeş gibiydiler. Elif sonunda benimde varlığımı fark etmiş gibi "Lavi" diye bağırarak bacaklarıma sarıldığında Umut'un Deniz'e yan yan baktığını gördüm, ona oldukça öfkeli duruyordu. "Seni çok çok özledim" eğilip onu kucağıma aldığımda ne kadar ağırlaştığını fark ettim. Sokakta oldukları zamanlarda olması gerekenden zayıftı hepsi, güçten düşüklerdi ama şimdi hepsi yavaş yavaş olmaları gereken hallerine gelmeye başlamışlardı. 

"Gelsenize buraya" Ömer'in kapıdan bize seslendiğini duydum "bebekamın bunlarında sizin gibi kapıda durma fantezisi var galiba" dedi arkasına doğru ama birisi kafasına vurduğunda Barlas'a söylediğini anladım. "Ömer'in söylediklerine pek aldırış etme" dedim Deniz'e bakarak "o biraz şeydir."

"Neydir?"

"Boş boğazlı" dedi Elif bilmiş bilmiş "amcam hep ona öyle söylüyor" artık ona Barlas yerine amca demesi onları tamamen kabullendiğini gösteriyordu, Elif benim kucağımda eve yürürken Deniz zorlandığımı düşünerek Elif'i benden aldı. Beni omzuna atıp kaçırırken söylediği gibi gerçekten kilo vermiştim, zaten bir süredir süredir sürekli kilo veriyor alıyor ve tekrar veriyordum. İçeri girdiğimizde Beliz ne ara içeri girmişti bilmiyordum ama "hoş geldin" diyip bana sarılmıştı. Sonra Deniz'e bakıp "hoş geldiniz" dedi sıcak bir gülümseme ile ona aynı sıcak gülümseme ile baktım "hoş bulduk." Sonrasında ise arka bahçe adını verdikleri kısma geçmiş ve bizim için hazırladıkları sofraya oturmuştuk. 

SarmaşıkWhere stories live. Discover now