76: Kara Prens ve Yaver

158 7 1
                                    

Sabah Olmadan, Güllü
New Recording 12, Jan 3, 2020, Post Malone

🍂

Bir varmış bir yokmuş, diye fısıldadı kafamın içinden bir ses, yoksulluk içinde yaşayan küçük bir kız çocuğu varmış...

Üzerimde kan kırmızısı kabarık bir elbise vardı, kolları ve etekleri tamamen tüldendi. Bir rüyada olduğumu, daha önce gördüğüm bir rüyanın içinde olduğumu olduğum yerden anladım. Bir kasabadaydım ve yine kimse beni fark etmiyordu. 

Elbisenin eteklerini tutarak taşlı yolda ilerlemeye başladım, ayağımda topuklu ayakkabılar vardı ama yürümek o kadar da zor değildi. Meyve satan bir adamın yanından geçeceğim sırada bana seslendiğini fark ettim ve şaşkınlıkla ona döndüm, kestiği bir dilim karpuzu bana uzatan adam eniştemden başkası değildi. 

"Çok seversin sen" şaşkınlıkla ona bakmaya devam ettiğimde "alsana kız" dedi gülümseyerek "bizimki seni ağacın altında bekliyordu" karpuzu elinden aldığımda bir tane daha uzattı "bizimkinin de canı çekmesin."

"Teşekkür ederim" bana gülümsedi ve tezgahındaki meyvelerle ilgilenmeye devam etti, ellerimde karpuzlarla yürümeye devam ettim. Çocukken, ne zaman Doğalarda kalsam karpuzları kabuklarıyla birlikte kestirip yediğimizi hatırladım o an. Üzerimizdeki kıyafetler ve hatta saçlarımız bile karpuz suyu olurdu ama biz sırıtarak karpuz yemeye devam ederdik. 

Adımlarımı hızlandırdım ve ağaçlık alana çıktım, onu orada, ağacın altında uzanırken gördüm. Üzerinde bembeyaz kabarık bir elbise olduğunu görüyordum, koşmaya başladım onu kaçırmamak için. "Doğa" yattığı yerde doğrulup bana baktığında adımlarım durdu, gülümsüyordu. 

"Gelsene" diye bağırdı elini sallayarak "dikildin kaldın orada" sanki gerçek gibiydi, bütün bunların rüya değil de gerçek olmasını diledim. Ona doğru yürüdüm ve yanına oturdum, benim elbisemin kırmızı tülleri onun elbisenin beyaz tüllerine karıştı. "Bir rüyadasın evet" dedi elimden karpuzu alarak "ama ben tamamen hayal miyim orasını bilemem" karpuzundan bir ısırık aldı. 

"O ne demek?"

"Karpuzunu ye balım" gözleri bana dokundu "her şeyin bir zamanı var" onu dinledim ve karpuzumdan bir ısırık aldım. Üzerimize hiç karpuz suyu damlamadı ancak karpuz her zaman yediklerimiz gibi suluydu. 

"Evet" dedi elindeki kabuğu parçalara bölüp yanına koyarak sonra benim elimdekini de alarak bölmeye ve yanına koymaya başladı. Bir kaç saniye sonra bir eşek koşarak yanımıza geldi  ve kalbimin sıkıştığını hissettim. Eşek, Doğa'nın böldüğü kabukları yerken ben ağlamak üzereydim. 

"Zamanı geldi" Doğa tamamen bana döndü ve ellerime uzandı, titreyen ellerimi sıkıca tuttu ve gözlerime baktı. "Seni çok özledim, Emir'i, anne ve babamı" dudaklarının titrediğini gördüm "yaşamaya çalışıyorsunuz ama yeterince değil."

"Ne anlatıyorsun?"

"Lütfen beni dinle, bir daha böyle bir şansımız olmayabilir" sustum, onun gerçek olduğuna inanmak isteyerek sustum. "Hepinizi görüyorum, kendini suçladığın o zamanları gördüğümde parçalandım. Kendini nasıl suçlarsın? Sen benim hayatımdaki en gerçek şeydin balım, ilk gerçek şey sendin." Ellerim daha çok titredi, o ellerimi daha sıkı tuttu. 

"Sen yapabileceğin her şeyi yaptın, olunabilecek en iyi kuzen, en iyi arkadaştın. Bundan asla şüphe duyma. Balım, sen benim ilk arkadaşımsın. Kendini lütfen suçlama, lütfen mutlu olduğun anılarda beni düşünüp üzülme daha mutlu ol. Sen mutlu olduğunda, siz mutlu olduğunuzda ben huzura kavuşuyorum." 

SarmaşıkWhere stories live. Discover now