𝒕𝒐𝒅𝒂𝒚, 𝒊 𝒎𝒊𝒔𝒔𝒆𝒅 𝒚𝒐𝒖

133 11 0
                                    

25| Kırıklar ve Üçüncü Sefer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

25| Kırıklar ve Üçüncü Sefer

Yeonwa

'Sadece şans, tatlı bir tesadüf' ya da 'kaderin cilvesi' hangisini seçerseniz seçin sanki hiçbirisi içerisinde bulunduğum durumu açıklamak için yeterince açık değildi.

Oturduğum masada ellerimi birbirine kenetlemiş, üzerimdeki bakışlardan kaçarken aynı zamanda karşımdaki bedene bakmamak için de ayrı bir çaba gösteriyordum. Burada olmamam gerektiğini bilsem de her şey bir anda gelişmiş ve ben kendimi burada, Yoongi'nin tam karşısında otururken bulmuştum.

"Şimdi..." diyerek konuşmaya başlayan Taehyung dakikalardır düzelmeyen ifadesi ile bana bakarken bir açıklama beklediği ortadaydı ancak aklındaki soruları toparlayamıyor olmalı ki başladığı cümlesine devam etmek yerine "Tanışıyor musunuz?" diye sormakla yetinmişti. Sormak istediği asıl sorunun 'Kalbini kıran kişi o mu?' olduğunu bildiğimden ufak bir baş sallamasıyla onaylamış sonra da "Evet" diye mırıldanmıştım. Bu sırada Taehyung'un tam karşısında benimse çaprazımda oturan Jeongguk heyecanla "Kırmızı ip!" diye bağırmıştı. Kısa bir an sonrasında ise ne yaptığını fark ederek suçlu, küçük bir çocuk edasıyla başını eğmiş ve üzgün olduğunu mırıldanmıştı.

Yüzümde oluşan ufak gülümseme ile masanın altına indirdiği ellerine uzanmış, ona daha büyük bir gülümsemeyle karşılık vermiştim. Sorun değildi. Benim mutlu olmam için çabaladığını ve bir anda günlerce ona anlattığım kişiyle karşılaştığı için mutlu olduğunu biliyordum.

"Bilmiyordum." Konuşan yeniden Taehyung olurken bakışlarım önce karşımda sessizce oturan Yoongi'yi daha sonrasında da ikizimi buldu.

"Eğer bilseydim bu ödev işini en baştan kabul etmezdim." Jeongguk'un parmakları üzerinde gezinen ellerimden birisini çekerek TaeTae'me uzatırken benimkilere göre daha uzun ve şekilli olan parmaklarını kavradım. "Saçmalama." İkisinin de elleriyle, özellikle de parmaklarıyla oynamaya bayılırdım. En huzursuz olduğum anda bile bunu yapmak bana iyi gelir ve güvende olduğumu hissettirirdi.

"Bunun konumuzla alakası yok." Sonra kısa bir anlığına bakışlarım tekrar Yoongi'ye kaydığında "Hem." diye devam ettim. Kırılmıştım ancak buna hakkım var mıydı emin değildim. En başında bana ondan uzak durmamı, zor birisi olduğunu söylemişti. Kendi kendine umut veren de bazı şeyleri abartanda bendim.

"Hem, biz tesadüfen karşılaşmış iki kişiyiz. Bunun için son yılında profesörlerinle aran bozulsun istemem." Ancak kelimelerimin bitmesini zar zor beklermiş gibi sabırsız bir sesle "Bu üçüncü sefer." diye bağıran kişi ile öylece kalakalmıştım.

"Ne?" Şaşkın ifadem karşısında kaşlarını çatmış ve kendinden emin bir şekilde üç parmağını havaya kaldırarak "Bu üçüncü sefer." diye yinelemişti. Başımı iki yana salladım. Bu sefer kendimi boş yere umutlandırmak istemiyordum. Çünkü bir daha kırılırsam toparlanmam ilkinden daha zor olurdu.

Lagom メ YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin