𝒍𝒆𝒕 𝒚𝒐𝒖𝒓𝒔𝒆𝒍𝒇 𝒇𝒓𝒆𝒆

234 19 35
                                    

4

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

4.Bölüm|Oturabilir miyim?

Sayfaları usulca çevirmeye devam eden elim yanmaya başlayan gözlerimle birlikte durdu. Defterin kalın kapağını kapattım ve biraz olsun gözlerimi dinlendirmek için ağır bir hareketle onları yumdum. Bu biraz daha iyi hissetmemi sağlarken bir yandan da okuduğum son satırları düşünüyordum.

'Farklı değilim. Sadece hastayım.' demişti. Hasta olduğunu kabullenmiş olması iyi bir şey miydi yoksa onu daha da mı zorluyordu?

Muhtemelen ikinci seçenek daha mantıklıydı. Eğer bunu kabullenmek onun için iyi olsaydı okuduğum satırlarda hala kendisini zorlayan, zihnini bulandıran düşünceler değil adım adım onlardan kurtulan bir adam olurdu.

Derince yutkundum ve bu düşüncelerle bir yere varamayacağımı anlayarak kapalı gözlerimi aynı uyuşuk hareketlerle araladım. Şimdi bakışlarımın odağı kapaktaki yıldız olurken en çok onun hikayesini merak ettim. Nasıl bu kadar özensizce çizildiğini, ama en çok da neden çizildiğini...

(Yoongi)

Ruhum giderek sıkılıyordu. İçimi kemiren o his dakikalardır devam ederken ben artık nefes alamadığımı hissediyordum.

Bir şeyler yapmalıydım.

Bakışlarım karşımdaki kızı bulurken derin bir nefes almayı denedim ama aldığım nefes boğazıma takılmış ve rahatlamamı sağlamak yerine daha da zor bir duruma sokmuştu. "Oraya." dedim işaret parmağım titrek bir şekilde karşımdaki bedeni gösterirken. Belki de bana izin vermesi için kelimeleri iyi seçmeliydim. Ve kendisini işaret eden parmaklarımdan daha titrek bir sesle devam ettim. "Oturabilir miyim?"

Kısık gözleri biraz açılmış üst dudağı dişlerini görebileceğim şekilde aralanmıştı. "Efendim?"  derken bakışları şaşkındı ama bunu umursayabilecek durumda değildim. Nefesim giderek daha fazla daralıyor, o tanıdık his bedenimde geziyordu.

Daha güçlü çıkmasını umduğum bir sesle tekrar "Oraya" dedikten hemen sonra sustum. Doğru kelimeleri seçmeye çalışmak işleri daha kötü de yapabilirdi. "Hayır, hayır. Oturabilir miyim değil. Oraya oturmam gerekiyor." dedim bir çırpıda. Sesim kilometrelerce koşmuşum gibi, sık ve düzensiz nefeslerim arasından yükseliyordu.

"Nasıl yani?" Bakışları giderek daha da anlamsız bir hal alırken "Oraya oturmam gerekiyor." dedim yeniden. Bunu söylerken çoktan ayağa kalkmış ve önünde dikilmeye başlamıştım bile. Bana izin vermek zorundaydı.

"Ben... Anlamıyorum."

"Lütfen, sadece oradan kalk ve şuraya otur." Sesim hissettiğim yoğun ve dayanılmaz duygularla bilikte haddinden fazla yüksek çıktığında bunu düşünemiyordum bile.

Beni anlamasını umarak az önce kalktığım yeri işaret ettim. "İyi de neden?" Sorgulamak zorunda mıydı?

"Bak." dedim zorlanarak. O his bedenimde dolaşmaya, giderek daha da şiddetlenmeye devam ederken ve ben nefes dahi alamazken konuşmak çok zordu. "Sadece oturmama izin ver."

Lagom メ YoongiWo Geschichten leben. Entdecke jetzt