Yüzüm beyaz su tanecikleri ile yıkandı.Islak olan saçlarım daha da ıslandı.Soğuk bedenime sarıldı .Ama titremedim.
Kapılar teker teker kapanıyordu fısıldadım"Yağmur, elimdeki kanı da yıkar mısın?Ya da onun yüreğinde ki yangına değip söndürebilir misin ?"
Yağmur bir zaman sonra bedenimi aştı ruhumu yıkamaya başladı.Memnunum halimden .Soğuk kavramı zaten benim için pek yabancı bir şey değildi bedenim titremiyorsa bu yüzdendir.
Gözlerimi yağmur yavaşlamaya başlayınca araladım.Kuru tek bir yer yoktu ışıkların üstü hariç.
Ne güzel bu aydınlık !Gözlerim kapalıyken bile karanlıkta bırakmayan bir aydınlık.Bedenim olduğu gibi dururken ben onun odasına doğru döndüm içeri girmiş olmasını bekliyordum ama o kapının eşiğinde ellerini kucağında birleştirip öfkeyle bana bakmaya devam ediyordu.
Sinirlendim üşütücek !Hem de benim yüzümden .Söz verdim kendime daha ona gelin gelmeden .
Ayağına taş değmeyecek sırtına yel girmeyecek.Hazerani hiçbir Mardini yüzünden yeniden incinmeyecek.Kaşlarımı en az onun kadar çattım sonra yağmuru bastıran bir sesle
"İçeri gir Hazerani!Üşüteceksin !"dedim.Elleri açıldı ifadesi karmaşık bir hal aldı .İçeri girmesi gerekirken o hızla merdivenlerden inmeye başladı.
Adımları ile ayağa kalktım .
Hareketlenmem ile ürpemem bir oldu .Ama aldırış etmedim .Hazerani
karşıma geçip durduğunda gözlerim göğe doğruldu.Yağmur tanelerini takip ettim onun saçlarına değişine kadar baktım .
Omuzlarındaki beyaz gömlek ıslanmaya başlayınca
"Dediğini yapıyorum işte !Sen neden dışardasın ?"dedim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYLERBEYİ HAZERANİ
General FictionEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...