Gözlerimiz karnında kesişti.Ve Kader o eski cıvıl cıvıl haline kavuştu.Elimin altından bir kuş gibi uçtu.
"Dikkat et!"diye gür sesle gülerek uyardım.
Ama "Eren!"diye bağırarak koşmasına ara vermedi.Üst kattan gelen sesler Eren'in yerini işaret ediyordu.Kader de ona koşa koşa gidiyordu.
Bu kadar özlemle o avlunun ortasında nasıl onca ay oturup kaldı diye düşünmeden edemedim.
Aniden özlemle"Kader."dedi Eren.
Sesi kısık ve titrek bir heyecan taşıyordu .Ondan sonra durmadım ben.
Duramadım doğrusu.Baba olacağı haberini başta sadece eşiyle paylaşması daha doğru olur.Ama
Eren'in nasıl bir tepki verdiğini bende görmeyi çok istiyorum.Duramadım işte .
Hem dört aydır onun için ölü bir toprak gibi yaşıyordum.Sanki bu bebek haberi toprağa su vermişti.Hızla merdivenlere doğru yürüdüm.
Sabırlı olmaya gayret ediyordum.
Çünkü belki Kader daha söyleyememiştir.Ne bileyim işte belki özlem gideriyorlardır diye heyecanımı baskılayarak ama bulutlarda yürür gibi çıktım merdivenleri.Eren'le bu mutluluğu paylaşmak için gerçekten sabırsızlanıyorum.
Zaten konuştuklarını duyuyordum.Ve yaklaştıkça sesler netleşiyordu.Merdivenlerin başına ulaştığımda Eren'in "O Hazerani mi getirdi seni?Avlumda duruyor ."dedi.
Gülen dudaklarım bir balonun unutularak sönmesi gibi eksilirken , adımlarım tam onu gördüğüm basamağın üstünde kesildi.
Burukça"Beni duymadın mı Eren?Bebeğimiz olacak diyorum ,bizim bebeğimiz."dedi Kader .
"Ben çok sevindim."dedi tereddütsüz bir sesle.Bahsettiği sevinci görmek için ona baktığımda "Ama bu yeni olmayan haberi söylemek için çok geç değil mi?Hem bu haberi o adam sayesinde mi alıyorum Kader?"diye sordu.
Burası benim için bütün kayışların koptuğu noktaydı.Hazerani onun sağlığı ve mutluluğu ile böylesine içten ilgilenirken Eren'in ona karsı bükemediği şu nefreti bende ki kıymetini iyice hırpaladı.
Yavaşça çıktığım merdivenleri şiddetle indiğimde farketti Eren beni.Hemen Hazerani'nin yanına ulaştım.Hiçbir şey söylemeden elini tutup kapıya doğru çekiştirdim.
"Yavrum, kardeşini gördün mü?"
Bugün karısı üç buçuk aydır sakladığı bebek haberini bizzat karısının ağzından duyabildiyse bunun sebebi ben değil Hazerani'ydi.
Ve görüyorum ki Eren onun büyüklüğünü haketmiyordu.
Kader hamile olmasaydı yemin ederim onu da sürükleyerek götürürdüm , sevgiyi doğru düzgün anlamayan kardeşimin yamacından.
...
Karşıda ki eve bakarken gözlerimde canlanıyordu onunla geçirdiğim çocukluk.Birlikte direndiklerimiz.Birlikte aştıklarımız.
Bana öğrettikleri yani aklım yerine gelene kadar doğru ve yanlışı var gücüyle anlatışını hatırladıkça diyorum ki biz nasıl bu hale geldik .
Bana "Abla,babam abim ya da başkası seni döverse gülme."diyordu .
Şimdi suratımda engel olamadığım çarpık bir tebessümle, Eren'in yumruk atmış gibi hissetmeme sebep olduğu yüreğimi ayakta tutmaya çalışıyordum.
Ben ona vurmuştum ,o da sanki dün vurdu bana.Nasıl ya nasıl bebeği olacağını duyarken bile halâ Hazerani'nin varlığına kin kusabilirdi anlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYLERBEYİ HAZERANİ
General FictionEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...