Sevgili Hazerani okuyucularım bu bölümden sonra kitabımıza bir müddet ara vereceğimi biliyorsunuz.
Bu süre de ben diğer kitaplarıma bölüm yazıyor olacağım sizlerde diğer kitaplarıma göz atıp yorumlarınızı benimle paylaşırsanız sevinirim ❤️
Yakalandım .Evet, doğru kelime bu .Ben sınırları olan şu dünyanın sınırsız semtlerinde ,saatler geçsede durmuş bir zamanda,kendi kendime başlattığım bir savaşın galibi olmak üzereyken bir anda onun gizlice girdiği kalbimin önüne geçip yüzünü göstermesi ile elimdeki bütün silahları düşürdüm.Kazanmak üzere olduğum savaşta bile bile yakalandım.
Esaret ve yenilgi gözümde ilk kez büyümedi.Aksine hürriyetimin ona yenilip kan kaybedişi , duygularımın zaferi gibi onurlu geldi.
Sonuçta kendine düşman birini sevmek her yüreğin harcı değildi.
Dört duvarın bizi çevreleyebilceğine inanmıyorum.Başlı başına bir dünya olmuş gibi bakınıyorum.Çünkü o,ellerimin arasında.
Elimdeki eldivenler onun teniyle arama giriyor.O kollarımın arasında dururken eldivenleri çıkarmaya başladımEllerim açığa çıkınca derin bir nefes aldım.İçime dolan, onun kokusu olunca göğüsüme kramp tarzı sert ama aşık olunası bir ağrı saplandı.Bu ağrı dediğim muazzam his, bütün varlığımı dolanırken parmaklarımı omuzlarına bıraktım.Çıplak elim ona değdiği anda gökten bir yağmur damlasının gürültülü yere çakılışı gözümün önünde belirdi.
YOU ARE READING
BEYLERBEYİ HAZERANİ
General FictionEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...