Merhaba arkadaşlar ❤️ uzunnn bir aradan sonra sizin için 3 bölümle geldim .Bu bölüm tamamen Mihri ve Avreş'e özel bir bölüm .Diğer iki bölümde sevgili Geşa'mızdan . Yorumlarınızı okumayı sizin kitabımı okumayı sevdiğiniz gibi seviyorum ,lütfen bunu unutmayınnnn..
Kısa bir hatırlatmadan sonra sizlere keyifli okumalar diliyorumm 💓
Mihri'den
Türküyü bitirdiği gibi gözleri odanın loş ışıklarının içinden geçip beni buldu.
O benim varlığımdan haberdardı ama ben üstüme çöken o ağırlığın beni ağlattığından o ana kadar habersizdim.Gözlerini kıstırdığında yüzümü yorumlamaya çalıştığını gördüm.Hemen arkamı dönüp göz altlarımı sildim.Ve daha demin bir türküyle acılarını anımsadığım adamımı zihnimin bir köşesine yatırdım.
Buraya geliş amacımı unutamazdım.
Onunla oynayıp deli edecektim,o yüzüğü masaya çakıp benimle oynadığı gibi .
Ve böylece Avreş ciğerlerini solduran o acılardan uzaklaşacaktı.Bana seslenip arkama takıldı .
Ama hemen moda girmek ilk kez benim için çok zor olduğundan saçma sapan odanın içinde arkam ona dönük kalacak şekilde dolaşmaya başladım."O mesajı attığını görünce gerçekten geleceğini biliyordum"
"Hım..."dedim , herhangi bir cevap veremedim bir süre sonra boğazımı temizleyip"Sen saz mı çalıyorsun?Bunu bilmiyordum ."diye mırıldandım.
"Aslında babam bana ve abime saz çalmayı öğretiyordu yıllar önce .Ama ben uzun zaman dokunmayınca tamamen unuttum.Bu günlerde abim yeniden öğretiyor, tabi pek başarılı olduğum söylenemez."
"Berbattın,"dedim yalan söylediğimi belli edecek kadar abartılı bir sesle .
Güldü,bana yaklaştığını hissettim.
Aniden ışıklar yandığında ise gözlerimi
odanın içine açılan kapılardan aralık durana çevirip oraya yürüdüm."Banyo mu burası?"kapıyı itip içeriye baktım.Normal standartların üstünde bir banyoydu.Odanın içine bir başka var bile denebilirdi .
Kırık beyaz tonlarında ,bej rengine yakın parlak fayanslar tavanda dahi vardı.Kare bir kutunun içindeki tüm yüzüylerini tek bir desenle etmişler gibi duruyordu .
Küvet ayrı duş kabini ayrı iki farklı büyüklükteydi .Son derece parlak duran duş başlığı ve tam karşısındaki bir suyun damlaları gibi birçok büyük damla şeklinleriyle bir bütün oluşturup yapılmış,yerden tavana kadar ulaşan bir tasarım ayna duruyordu .
Duş alırken görüntünün parça parça düştüğü bir ayna ...
Kısılmış gözlerimle arkamı döndüm ve yatağa doğru yürüdüm.Başta üstümdeki paltoyu sonra da ayağımdaki uzun topuklu çizmeleri çıkarıp yere attım .
"Bu oda bizim odamız mı?"diye sordum yataktaki olması gerektiğinden neredeyse üç kat fazla olan yastıklara yastıklara bakarken .
"Bizim ."dedi o güzel gülüşüyle .
Dikkatle beni izlediğini bildiğim gözleri hariç her yere baktığım söylenebilirdi.
"Hım.."Yatağın ucuna oturup , yumuşaklığının tadını çıkarır gibi dokundum .Sonra saçlarımı geriye savurup elbisemin yandaki fermuarını indirecek olduğumda "Dur kızım.Dur!N'apıyorsun sen?"dedi hemen telaşlı bir fısıltıyla.
"Ne?"şimdi gözlerine bakıyordum , yarım bir gülüşle."Bizim odamız demedin mi?Odamda dolaşırken pek bir şey giymem ben ."Göz kırptım.
"Şimdi değil ."başını iki yana salladı sirkelenir gibi .Aklından ne geçti acaba ?"Bugün sadece benim odam.
Sonra.."durdu ,yutkundu.
"Sonra bizim odamız olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYLERBEYİ HAZERANİ
General FictionEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...