yüreğim kandı sana,bir umut avunmaya

17 3 0
                                    

hayatımda ilk defa başım bu kadar çok ağrıyordu. yatağımda dönüp dururken hızlıca kalktım ve mutfağa ilerleyip saymadan ağrı kesicileri içtim.

sandalyeye oturup kafamı tezgaha koyduğumda dün olanları düşündüm.

-
"felix ben senin abin değil miyim? niye haberim yok tüm bu olanlardan?"

"abi söyleyecektim her şey daha yeni gelişti zaten."

"neyi söyleyecektin ha? ne zaman söyleyecektin tanrı aşkına delirtme beni felix!"

"sevgili olduğumuzu."

-

dünden aklımda kalan tek diyalog buydu ve felix bu cümleyi söyledikten sonra korkakça gülümseyip chan'in elini tutmuştu. chan ile göz göze gelişimiz aklımdaydı. daha sonra o bakışlarını düşünüp şarkı dinleyip ağlayarak eve gittiğimi hatırlıyordum.

"ama bana bakma öyle sakin olma bir şey söyle, ölücem be hiç mi sevmedin. karşılıksız olmaz ki ölüler alkış tutmaz ki. bak öldüm ben hiç mi sevmedin."

şarkının melodisi rüyama bile girerken kafamı tezgaha vurmak istiyordum. ciddi anlamda bu konuşulanları hatırlıyorum daha sonra ne dedikleri aklımda bile değil. telefonumu çıkarıp saate baktığımda 2'yr yaklaştığını gördüm. seungmin ile buluşmak için biraz kendimi toparlamam gerekiyordu. dün olanları daha sonra minho'ya sorabilirdim o yüzden şuanlık kafamdan attım ve hazırlandım.

altıma kot pantolon giyip üstüme onunla aynı renkte çizgili bir gömlek giymiştim. normalde tarzım böyle değildi ama bu seungmin ile ilk planlanmış buluşmamız olacağı için özenmiştim.

buluşma yerine on dakika önceden gitmeme rağmen içeride oturan seungmin'i gördüm.

ellerini masanın üstüne koymuş masum bir şekilde etrafı izliyordu. aynı sahibini bekleyen golden köpekler gibiydi ve ben golden köpekleri çok severdim.

o da benim gibi kot pantolon üstüne beyaz bir gömlek giymişti. yanına doğru adımlarken hızlanan kalbimi susturmaya çalışıyordum.

"selam, çok beklettim mi?"

"oh, hayır bende şimdi gelmiştim zaten." cümlesini bitirip gülümseyerek karşısındaki sandalyeyi gösterdiğinde oturdum ve etrafı incelemeye başladım.

"bu kafenin pizzaları çok meşhur. pizza sever misin?" konuşmayı önce onun başlatması her zaman beni etkiliyordu. pozitif enerjisi bana da yansıdığı için aynı güler yüz ile ona cevap verdim.

"hamburger mi pizza mı sorusuna hep pizza derim."

"peki ananaslı pizza hakkında ne düşünüyorsunuz changbin bey?" elini mikrofon gibi yapıp bana uzattığında güldüm.

"hiç denemediğim için bir şey diyemem."

buluşmanın daha ikinci dakikasından tüm sorunlarımı unutmuş gibiydim. seungmin'in önerisi üzerine Frutti Di Mare pizzasından yedim.

"bu pizzada sucuk gibi şeyler olmuyor. ton balığı yada kalamar koyuyolar. bence diğerlerine göre daha sağlıklı sen seversin diye düşündüm."

"çok sağlıklı beslendiğim söylenmesede seveceğime eminim."

"nasıl ya?" şaşkın bir yüz ifadesi yaptığında çok şirin gözükmüştü.

"neye şaşırdın?" diye sordum.

"yani kasların ve fiziğin mükemmel, bunları yapmak için sağlıklı yemen gerekiyor diye düşünmüştüm." seungmin cümlesini o kadar hızlı söylemişti ki bitirir bitirmez kendi söylediğine utandı.

bittersweet - binchanWhere stories live. Discover now