sensizliğin imkansız izleri

19 5 0
                                    

"tamam tamam dile benden ne dilersen." ellerimi teslim olmuş gibi kaldırdım ve seungmin'e bakmaya başladım.

az önce sanki hiç bir şey duymamış gibi davranmaya devam etmek benim için çok zordu.

"birlikte bir oyuncak alalım."

"koleksiyonun için mi?"

"aynen, yani sen alacaksın tabii ki. alışverişe beraber çıkalım."

"tamamdır kabul edildi." dedim ve gülümsemesi ile bende gülümsedim.

"ben gideyim artık." dediğinde onu kapıya kadar geçirdim ve taksiye binip gidişini izledim. gözden kaybolduğunda koşarak içeriye girdim ve jisung'u aradım.

"acil bize gelmen lazım."

-

"kanka şenlik günü jeongin ile yeni tanıştılar gözümün önünde tanıştılar diyorum ya." jisung ile yatağımda oturmuş tartışıyorduk. ona duyduklarımı anlattım. her zamanki jisung heyecanlanıp dinlemeye başlamıştı ama bu ciddi bir konuydu bence.

"yani dur şimdi. seungmin senden hoşlanıyor ve jeongin bunu biliyor."

"bence jeongin ve seungmin o şenlikten önce de tanışıyorlardı. bir kere okulda onları konuşurken de görmüştüm."

"tamam şenlikte tanışmış olamazlar mı?" dedi bir dedektif edasıyla.

"sen yeni tanıştığın birinin evinde ona ağlar mısın? yada her şeyini anlatır mısın?"

jisung kafasını yavaş yavaş sallarken kendimi yatağa attım.

"her şeyi bir kenarıya bırak şimdi. seungmin senden hoşlanıyor ve ne zamandır bilmiyorsun. onunla çıkar mısın?"

bir süre durdum ve tavanı inceledim. yıllardır sevdiğim chan, felix ile sevgili olmuştu aynı zamanda beni her zaman mutlu hissettiren ve tam olarak ona karşı ne hissettiğimi bilmediğim seungmin'in benden hoşlandığını öğrenmiştim.

"bence önce senin kendi hislerini anlaman gerekiyor." dedi yüzünü bana yaklaştırarak.

"nasıl?"

"sana yaklaştım, beni öpmek istedin mi?" yüzü gerçekten bana fazla yakın duruyordu ama öpme isteğim yoktu. çocukluk arkadaşımdı o benim niye öpmek isteyeyim ki?

"hayır be arkadaşımsın sen benim niye öpeyim."

"o zaman neden seungmin'e arkadaşlar öpüşür ehehe falan diye bir şeyler geveledin? o da arkadaşın değil mi neden öpüyorsun?" cümlesini bitirir bitirmez aklıma seungmin'i öpmeden önce hissettiklerim gelmişti.

"peki chan aynen sana böyle yapsaydı. öper miydin?"

"hayır sevgilisi var onun."

"diyelim ki yok. ve seni gerçekten öpecekmiş gibi yaklaşıyor. karşılık vermez miydin?" jisung beni sorularıyla zorlarken gerçekten cevapları bulmak için detaylı bir şekilde düşünüyordum.

"öpmezdim, ya onu kaybedersem. ya benden uzaklaşırsa?"

"sen chan'e aşık falan değilsin. sadece o senin için arkadaştan daha fazla değerli. onu kaybettiğin zaman ailenden birini kaybedecek gibi hissediyorsun değil mi? bu aşk değil işte."

dediklerini düşündüm. değil miydim yani aşık?

"ama chan'i her gördüğümde içimde çok farklı bir his oluyor. o ne peki?"

jisung bir süre durduktan sonra "nasıl bir his?" dedi. gözlerimi kapatıp son zamanlarda gördüğümde neler hissettiğimi düşündüm.

"acı." dedim. "üzgün yada depresif hissediyorum. bu hissin hemen ardından bi' heyecan gelsede yinede canım acıyor. ağlamak istiyorum. ama yinede bu öyle bir his ki bazen chan'i tanıdığım için kendimi dünyanın en şanslı adamı gibi hissediyorum. onun gözdesi olmak geliyor içimde." ne garip şeyler hissediyordum böyle. ben bile kendimi anlayamıyordum bazen ve bundan nefret ediyordum. bırakın iki kişi arasında kalmayı kendimden haberim yoktu benim.

bittersweet - binchanDove le storie prendono vita. Scoprilo ora