Kaçırma - Son

51 8 10
                                    


Akkız ve Sırma kapıda ikisinin konuşmasını dinliyordu. Alçin hatun aralarına geldiğinde Akkız gülerek "Çok ortalarda gözükme, hanım seni öldürebilir." dedi. "Eee, hanım öyle adama bakarsa sonucuna da katlanır, Akkız. Sen nasıl birine bakarsın acaba?" Batuga göz ucuyla Akkız'a baktı. Akkız yine sinirlenmiş, etrafa öldürücü bakışlar atıyordu. "Ben kime bakarım ne yaparsın, Alçin?"

"Sırma ve Yaman'ın toyu için önce senin toyunu kurmak lazım yoksa izin çıkmayacak bu zavallılara."

"Yaman'ım... Duydun mu? Bu bizim niye aklımıza gelmedi? Akkız sen nasıl birini istersin?" diye sordu Sırma sanki bilmiyormuş gibi. "Böyle sana bir han oğlu yakışır. Ne dersin Yaman'ım?" Yaman öksürürken buldu kendini. Batuga ise bıyık burkarak yandan bakıyordu. Akkız ise Sırma'nın omzuna kolunu dalamış. "Sırma'm Yaman ile evlenmek için uçmağa gitmeyi mi beklemek istersin?"

Bu sırada Çolpan, Saltuk'a bakmaya başlamıştı. Saltuk yine Çolpan dışında her yere bakıyordu. "Gerçekten gidecek miydin?"

"İstenmediğim yerde durmam."

"İstemediğimi nereden çıkarırsın, Saltuk! Sen senin istediğin şekilde olsun istiyorsun. Beni düşünmüyorsun?"

Saltuk duyduklarına yandan güldü. "Ben benim istediğim şekilde olsun istiyorum,ha? Yıllarca öç dedin, kabul ettim, hep yanında oldum. Senden tek bir şey istedim, vakti gelince toy kurmak. Bunu istediğim için mi senin isteklerini yok sayıyor oluyorum?"

Çolpan, Saltuk'un öfkesini görünce şaşırmıştı. "Bana öfkelisin." Demişti. "Ne bekliyordun?" cevabını aldığında Çolpan kafasını geriye doğru attı. Gözleri dolmuştu. "Seni önemsemediğimi iddia edemezsin. Babamın ve kandaşımın derdine düştüğüm için beni suçlayamazsın."

"Seni suçlamadığımı biliyorsun, tek başına her şeyi üstlenmen gerektiği zaman yanında durdum. Sesimi çıkarmadım ama artık tek değilsin. Tekmişsin gibi davranamazsın."

"Nasıl tek değilim! Akkızları dahi plan için saraya köle olarak vermek zorunda kaldım. Dağ'ımın kızlarını gönderdim. Bunları tek başına karar vermek zorunda kaldım!"

"Acını anlıyorum ama artık Batuga var. Akkız var. Hepsi öcünün bir parçası ve senin üstünden yükü almak için bekliyor." Saltuk, Çolpan'ın ağladığını görünce ona doğru gitmeye çalıştı ipin izin verdiği kadar. "Artık o yükü bırak, ben senin yanındayım, onlar senin yanında. Bu yolu tek yürümek zorunda değilsin. Biz varız, tek değilsin."

Çolpan içli içli ağlamaya devam etti. Yıllar önce genç bir bikeyken aldığı yükü şimdi öylece bırakamıyordu. O zamanlar o kadar ağır gelmişti ki ona, beli bükülmüştü. Yıllarca bu bel büküklüğü ile yürümeye ve yaşamaya alışmıştı. Şimdi birilerinin o yükü almak ona destek olmaya çalıştığını görünce kaçmaya çalışıyor, yükü bırakmak istemiyordu çünkü o yük dışında yaşamayı bilmiyordu ki... Öfke ve nefret birleşmiş bir intikam oluşturmuştu. İntikam öyle güçlü bir duyguydu ki, sevgiyi ve şefkati alıp götürüyordu. Şimdi o sevgisiz ve şefkatsiz geçen yıllarına rağmen yanında duran adam ondan tek bir şey istiyordu. Birlikteliklerini duyurmak. Çolpan'a da yabancı olan bir durum değildi. Sakinleşmeye başlayacağı zaman Alçin aklına geldi.

"Alçin ile toy kuracağını neden söyler Batuga o zaman?"

"Hatun, sana ne derim, sen ne anlatırsın? Ah, Çolpan ah..."

"Soruma cevap veresin, gök iti."

"Dağ hanı mı konuşur karşımda yoksa yıllarca sevdiğim kadın mı?"

"Sorumun cevabına göre değişir."

Saltuk tekrar baktı Çolpan'ın gözlerinin içine. "Alçin ile toy kurmayı düşünmüyorum, bu acunda toy kurmayı istediğim tek hatun sensin." Derin bir nefes aldı. "Sen de benle toy kurmaya layık görmezsin kendini."

"Ne demek layık görmemek? Sen yine kara kemikliyim düşüncesinde misin?" Saltuk cevap vermedi. Çolpan iple biraz daha yanaşmaya çalıştı. Başını adamın omzuna koyabiliyordu. "Seni kaçırmışım, halkımın ortasında otağıma almışım. Bu acunda benimle toy kurmaya vakit ver derim, onu da yanlış anlarsın."

"Daha kaç vakit lazım sana? Kaç daha baharımız kaldı şu ömrümüzde? Bir balamız olabilecek mi önümüzdeki baharlarda?"

Saltuk içindeki son fırtınalı düşünceyi Çolpan'a söylemişti. Hiç Çolpan'a soramamıştı. Baharlar geçmişti, balaları artık olabilecek mi olamayacak mı merak ederdi ama hatunu incitmek istemezdi. "Sen bala mı istersin?"

"Sen istemez misin?"

"Sana benzeyen bir balamız olsun isterdim." Derin bir nefes verdi Çolpan. "Önümüzdeki baharları bilmem ama bu baharda bir balamız olur desem ne dersin?"

"Toyu ne zaman kurarız derim?" Saltuk kaşını kaldırmış sevdiğine bakardı. Çolpan elleri bağlı olmasına rağmen Saltuk'un dudaklarına doğru uzandı. İkisi de gülümseyerek öpüştüler. Öpüşlerini derinleştirmek istemişlerdi ama ipler engel olunca. Saltuk geri çekildi. "BATUGA! AKKIZ!" Sesi duyan Akkız "Saltuk beg!" diye bağırarak girdi. Yan yana durmuş onlara bakan çifti görünce gülümsedi. "Hanım, kararınız nedir?" Batuga yanlarına gelmiş ikisine bakıyordu. "Ellerimizi çözesin de toy kurmak için Dağ'ımıza dönelim."

İpleri çözüldükten sonra atlarına bindiler ve toy kurmak için önden gittiler...

Bir Saltuk vardı, çok vahşi yıllarda yaşardı. Bir intikam yoluna düşmüş bir kıza gönül düşürmüştü. Tek bir isteği vardı, onunla yan yana atını bağlamak ve herkese bunu göstermek... Bu kız iftiraya uğramış bir halkın hanıydı... Adı Çolpan'ıdı. Çok zorlu yollardan geçtiler. Gönlünü düşürdüğünde bike olan bu kızın hanlığını da gördü. Canı gibi sevdiği yeğenini kollayıp geri ona getirdi. Bu tüm intikamı tek başına omuzlamış kızın yükünü yavaş yavaş aldılar ve Dağ hanı o yükün almasına izin verdiği bahar bir balası oldu. Tıpkı Saltuk'a benzeyen cıvıl cıvıl etrafta gezen ve çok hareketli bir tegin... Toygar adlı bir bala... Bu hikayeyi de Toygar'ın küçük kardeşi Efsun nesilden nesile anlattı...

Çolpan ve SaltukWhere stories live. Discover now