Börteçine - Geyik ve Kurt

49 5 31
                                    


Saltuk dağ hanlığının kurduydu. Toygar han Saltuk'u besler ve büyütür. Onunla oyun oynardı. Sanki bir hayvan, kurt değildi de Toygar han'ın evladı gibiydi. Saltuk onu anlar, dinlerdi. Bir gün Saltuk Dağ'dan uzaklaşıp etrafı gezmeye karar verdi. Kurt olduğundan geyiğin kokusunu aldı. Geyik kaçtı kurt kovaladı. Geyik dağlarda bir mağaraya sığındı. Kurt Saltuk hevesle içeri girdi. Geyiği gözüne kestirmişti... Fakat geyik bir anda güzeller güzeli bir kadına döndü. Kurt nefes nefese kalmıştı. Kadın kurdun nefesini fark ettiğinde geri çekildi bir adım. Sonra kurda gülümseyerek yaklaştı. Kurt hırlamaya başladı. Bu güzel gözlü kadın, onun karşısındayken kendine hakim olamazdı. Her adım da hırlamasını daha da arttırdı.

"Benim adım geyik Çolpan. Bu mağara evimdir. Geceleri insan olurum." Kurdun başını okşadığında kurt sakinleşti ve oturdu. "Senin adın nedir?" Saltuk heyecanlanmıştı sanki bedeni insan olmak isterdi. "Anlarım, insan olamazsın. Üzülme... Gel benimle bu gece birlikte uyu."

Kadının çıplak bedenine yaslanmış bir şekilde geceyi geçirdiğinde Saltuk karar vermişti. O da en azından bu mağarada insan olmak isterdi. Ertesi gün Dağ'a döndüğünde Kün Ata ve Toygar Han onu arardı. "Neden bizi bırakırsın Saltuk, ne korktuk?" Toygar han sıkı sıkı sarıldı hayvana.

Fakat Kün Ata hayvandaki farklılığı sezmişti. Toygar han sakinleşip han otağına gittiğinde Saltuk'u kendi otağına götürdü. Hayvan otağın içine kurulduğunda kokladı hayvanı. "Sen bir farklı korkarsın, Saltuk. Sevgi şerbeti içmiş gibisin. İnsan olsaydın aşık oldun derdim..."

Kün Ata kendi kendine konuşmaya başladı. "Doğrusu atam Gün baharlar öncesinde bir hikaye anlatmıştı. Geyik kadın ve kurt adam birlikte olur, çocuk Türklerin atası olur." Kün Ata kendi kendine güler. "Mümkün müdür he Saltuk? Kurt adam olasın?" Kün Ata bunu söyledikten kısa bir süre sonra ciddileşmeye başlamış. Saltuk'u incelemeye başlamıştı. Kurdun tüylerini inceledikten sonra tasmasındaki tılsıma bakmaya başladı. Bu tılsım, Gün Ata'nın Kün Ata'ya öğrettiği o sırlı tılsıma benzerdi. Eli ayağı titredi Kün Ata'nın içeri giren Akkız ve Sırma Saltuk ile oynarken Kün Ata sırlı düşlere dalmak için kendini iç kısma attı.

Gece uyandığında nefes nefese uyandı Kün Ata. Kalktı Saltuk'u bulmaya çalıştı ama bulamadı. Sonra Akkız ve Sırma'nın yanına gitti. Orada Saltuk'u gördü. Hayvanı kucaklayıp kaldırdı. Kurdu taşımak zordu ama Kün Ata'ya güç gelmişti bir kez.

Hızlıca kendi otağına taşıdı. Ayın tepeye yükseldiği bir vakit. Tam dolunay vaktinde ışıklar altında atalardan kalma suyu döktü Saltuk'un üzerine ve kurt bir anda ulumaya başladı. O kadar çok uludu ki, tüm Dağ ayağa kalkmıştı. Saltuk ne olduğunu anlamıyordu ama tedirgin hissediyordu. Sanki burada duramazdı. Hızlıca dağdan uzaklaşmaya başladı. O kadar uzaklaşmıştı ki, gözleri başka bir şey görmüyordu. Sonra mağarayı gördü. Adımlarını hızlandırıp mağaraya girdiğinde kendini yere atmıştı. Tekrar ulumaya başladığında her şey değişti sanki Saltuk yeni bir bedene kavuştu. İnsan olmuştu. Kendi tenine bakarken şaşkınlık yaşıyordu tıpkı Toygar, Kün Ata gibiydi. O sırada geyiğin içeri girdiğini gördüğünde ayağa kalktı. Şaşkındı ilk kez biri görecekti onu. Geyik korkmuştu yaklaşmak istemiyordu. Saltuk yaklaşmadan konuştu. "Benim kurdum geçen gün mağaraya gelen. Sakin ol." Tam o sırada karşısında kadını gördü. Bir anda karşı karşıya kaldı genç adam ve kadın. Geyik ve kurt muydu yoksa Çolpan ve Saltuk muydu bilmiyorlardı.

"Merhaba." Dedi kendine farklı gelen bir sesle Saltuk. İlk kez duyuyordu Saltuk kendi sesini.

Çolpan derin bir nefes alıp adamın yanına geçti. "Merhaba." Dedi utangaç bir tavırla. "Kurt adam mısın?" Saltuk "Sanırım" diye fısıldadı. Kendine engel olamazdı hayvani dürtüler onunla birlikteydi. Saltuk çekinerek kadına baktı. "Saçına dokunabilir miyim?" dedi en doğru kelimeleri bulmaya çalışıyordu ve buluyordu da. Sanki hep insandı, sanki hep kurttan insana dönerdi. Ne yapacağını bilemez bir halde olsa da Çolpan gülümsedi. Başını salladı. Saçına dokunduğunda kadının içinde garip bir şeyler olmuştu. İkisi birbirlerinin gözlerinin içine bakarken yakınlaştıklarını fark etmemişti. Çolpan adamın suratına bakıp dudaklarına ufak bir öpücük kondurup geri çekildiğinde gülmüştü. "İlk kez yaparım bunu." Demişti kadın. Yutkundu Saltuk. İçindeki kırpıntıya engel olamazdı. "Bir daha yapabilir miyiz?" dedi. Çolpan başını sallar sallamaz Saltuk kadınla dudaklarını buluşturmuştu. Birkaç kez dişlerinin çarpması ile birbirine gülerken öpüşmeye devam ettiler. İçlerinde hayvani dürtü yeni hazlara sürüklüyorlardı onu. Neye gittiklerini de bilmiyorlardı. Çolpan korkmaya başlamıştı adamın öpüşleri sertleştiğinde "Dur." Diyebildi. Saltuk ne yaptığını bilmiyordu. "Bir şey mi yaptım?" Çolpan derin nefeslerle adama bakıp "korkuyorum." Dedi her ne kadar içindeki hayvani dürtüler her şeyi devam ettirmek istese de geri çekildi Saltuk. "Seni rahatsız mı ettim?"

"Biraz, korktum..." Saltuk yere uzandı kadına bakarak. "Uyuyalım mı?" Başını salladı kadın. O da uzandı. İkisi ellerini birbirine uzatıp birleştirdiğinde gülümsediler. "Sarılabilir miyim?" dedi Çolpan. Saltuk kollarını açtı kadına ve birbirlerine sarılıp uyandılar. Ertesi gün ve bir bahar boyunca her akşam oraya gelip birlikte uyudular.

Saltuk kadına temas etse bile ilerlemiyordu. O geceki gibi reddedilmek adamı korkuturdu. Kün Ata ise Saltuk'taki değişimleri merak ettiği bir gece görmüştü onları. Gülümsemişti adam. Bir kehanet gerçekleşmişti, kehanetin devamını ise o görecekti. Heyecanlıydı.

Çolpan yine geldiği bir gece adamın kollarına girdi. Adam başını kadının saçlarına dayadı. "Neler yaptın?"

Tüm gününün nasıl geçtiğini anlattı kadın ona. Koşturmalarını, kaçmalarını... Kaçtığı hayvanları duyunca gerildi kurt. Bilirdi o da geyiği avlamak için gelmişti bu mağaraya ama hayatı değişmişti. "Bu nedir sence Saltuk?"

"Sevgidir."

"İnsanlardaki gibi mi?"

Başını salladı Saltuk. "Kim söyledi sana?"

"Kün Ata seninle ilk uyduğum gece bu bir sevgi kokusudur dedi. O zaman ne demek ister anlamazdım ama bir bahardır bilirim ne demek istediğini. Seni çok severim."

Gülümsedi. "Ben de seni severim." Dedi Çolpan. Dudakları birbirlerini bulduğunda yavaştı Saltuk. Korkardı. Bir süre sonra kadın adamı üstüne doğru çektiğinde Saltuk gözlerini açmıştı. "Ne yaparsın?"

"Seninle olmak isterim." Saltuk o gece kurt muydu, uluyor muydu, insan mıydı bilemedi hiç. Çolpan ile sabaha kadar birlikte olmuş ondan ayrılmak istemezdi. Birkaç dolunay sonra geyik hamile kalmıştı. Ne olacağını ikisi de bilmezdi. Kün Ata bir gece doğurttu Çolpan'ı. Güzeller güzeli bir kızları olmuştu... Fakat kız sadece dolunaylarda insana dönerdi. Adını börteçine koydular. Baharlar boyu geçti Çolpan ve Saltuk birlikte bir aile olmuşlardı. Börteçine onların gülümsediği bir dünyaydı.

Saltuk ve Çolpan yine birbirlerine bakıp dudaklarını birleştirdiler ve o gece Kün Ata'nın beklediği kehanet gerçekleşmişti. Börteçine insan olmuştu... Hem de on beşinci baharında. Çin'in zulmündeyken...

Tüm dağbanları hazırladı ve Çin ile savaştı kadın. İnanılmazdı. Kurt gibi savaşırdı. Vurduğunu indirirdi. Çolpan ve Saltuk uzaktan izlerlerdi kızlarını. İşte böyle Börteçine, Dağ'ın yurdunu korumuş ve Dağ'ın yurdu balalarla dolmuşsa onun sayesindeydi...

Bir Börteçine hikayesi...

Çolpan ve SaltukWhere stories live. Discover now