17.Bölüm Dağ Hanlığı - Bir Otak Hikayesi

56 6 25
                                    

Dağ Hanlığı 17.bölüm

Yula Beg, Batuga tegini destekleyeceğini söylediği gece Saltuk kendini Çolpan'ın otağının etrafında kendini gezinirken bulmuştu. Çolpan'ı bir bikeyken çağırmak için Çolpan kuşu sesi kullanırdı. Kimsenin görmeyeceği otağın arka tarafına doğru gidip kuş sesini çıkarmaya başladı. Çolpan bir süre gelmemişti, yine de bekledi Saltuk hep yaptığı gibi Çolpan'ı bekledi... Etraf sessizliğe büründüğü ahu gözlüsü çıktı otağının arka kısmından Saltuk'a doğru yaklaştı.

"Ne orda beklersin gök köpeği?"

"Artık gök köpeği değilim, bana başka bir ad bulman gerek."

"Bulmam için bir şey yapmazsın, anca bana kötü kötü bakarsın."

Saltuk kadının bu hamlesi ile ona doğru yaklaştı. "Yaklaşırsam yakarsın diye korkarım."

Çolpan kafasını önce yana gülümseyerek eğdi sonra da adama yanaştı. "Yakarım bilirsin." İkisi birbirine gülümserken Saltuk kadının beline doğru hamle yaptı. "Bilirim Çolpan han, bilirim. O ateşin yalnız beni yaktığını da bilirim."

Kadın kollarını omuzlarına sarmıştı. "Başkasını yakmaz mı dersin?" Saltuk gülümseyerek kadına doğru eğildi. "Yakar yakmaz olur mu?" Kadının dudağının gülüşündeki gamzesini öptü. "Fakat benim sevdiğim hatun tek beni yakar." Çolpan adamın elinden tuttu, otağına doğru giderken Saltuk ve Çolpan mutluydu. Dağ da el ele ilerliyorlardı.

Otağa girdiklerinde Saltuk kadının arkasından sarıldı ellerini karnına koydu ve başını kadının omzuna yasladı. "Bu otakta seninle böyle olmak beni çok mutlu eder be hatun. Bir de şurada..." Adam ellerini karnına bastırarak "bir balamız olsa..." Çolpan hüzünle baktı adama. "Seni bundan mahrum bıraktım." Adamın yüzünü ellerine aldı. "Kızıyor musun bana?"

"Sana kızmamak mümkün mü Çolpan?" Kadın da gülmüştü bu söze. "Sen yeter ki, bu balanın sözünü ver." Bala dediğinde yeniden kadının karnına elini koymuştu. "E bala dediğin öyle bakarak mı yapılır?"

"Karşımdaki hatun bir öpücük vermeden dokunmam."

"O zaman." dedi Çolpan, küçücük haliyle adamın geniş omuzlarına getirdi ellerini ve dudaklarını buluşturdu. Saltuk birkaç saniye sonra kadının dudağını ısırdı. Çolpan gülerek geri çekildi. "Ne yaparsın sen?"

"Dağ hanının gece otağına misafir gelmiş, onu belli ederim." Kadının belini tutarak geyikli yatağa doğru ilerledi bir yandan da öpüşlerini arttırıyordu. "Nerden bilsinler?" dedi nefes nefese Çolpan. "Gece otağıma geleni." Adam tekrar ısırdı dudağının ucunu öpüşlerine daha fazla tutku katıyordu bu durum. "O zaman." dedi kadın. "Ben de bir iz bırakayım." Adamın boynunu ısırdı. Gece ikisi de kendilerini bu ateşe bıraktılar. Yarın yine küs durabilirlerdi ama aynı çatıda Dağ'da baharlardır bekledikleri gibi yan yana dururken ayrı olamazlardı.

Gecenin bir vakti Çolpan uyurken adam yanından kalktı ve Batuga ile kaldıkları otağa doğru gitti. Batuga uyanık bir şekilde otururdu. "Nerdeydin Saltuk?"

"Teginim etrafı gezerdim."

"Etrafta baya tehlikeli hayvanlar var galiba."

"Nerden çıktı?"

"Boynundaki izden."

Saltuk şaşkınca boynuna baktı sonra Batuga'ya çekinerek baktı. O sırada Batuga gülmeye başlamıştı. "Teyzemi hep mutlu et, Saltuk." Saltukta anlayışla başını salladı. Saltuk uzun bir süre sonra huzurla bir uyku çekmişti.

Sabah Batuga'nın kolunun iyileşmesi için Kün Ata ve Akkız ile çalışırken Çolpan geldi. Saltuk ve Çolpan aralarında konuştukları dilde gece neden yanımdan gitti demeye çalışıyordu. Gece örülü tüm saçları tek tek yolarak çıkardığını hatırlıyordu kadın. Batuga'nın saçının Saltuk'un gibi olması istendiği gülümsedi Saltuk. Öyle sıkı sıkı örülsün isterdi ki, birisi açarsa belli olsun isterdi Çolpan. Saltuk'ta Çolpan açmadıkça sıkı sıkı bağlardı saçlarını.

Çolpan utanarak otaktan çıkarken Saltuk mutluydu. Herkesin içinde gururla Çolpan ile konuşabiliyordu ve özgürdü. Gecenin sonlarına doğru konuştukları o an geldi aklına.

"Balamız olsun ister misin, gerçekten?" demişti kadın. Saltuk göğsünde yatan kadına hayretle baktı. "İstemez miyim, Çolpan? Hayalini kurarım."

"Bana biraz hayalini anlatır mısın?"

"Seninle bir ormanda yürürüz, el ele tabii. Evdeş olduğumuzu herkes duymuş. Bir de minik bir kızımız var. Adı Birçe. Gözümüzün gördüğü en güzel kız... Annesine benziyor." Hınzırca gülümsedi adam. "Ama babasına saçlarına ördürüyor." Çolpan da güldü söze. "Anası gibi cadı desene?"

"Cadı demeyesin benim Birçe'me."

"Nereden bilirsin Birçe'ye izin vereceğime."

"Bana baharlar sonra bala verecek hatun, ismini vermeme de izin verir diye düşünürüm."

"Öyle düşünmek ile olmaz." Adamın üstüne çıktı kadın. Dudaklarını tekrar kavuşturduklarında ikisi içinde gecenin son uğraşı belli olmuştu.

Çolpan ve SaltukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin