Modern Saltuk ve Çolpan / Mor Çiçek - 6

40 5 33
                                    


2 sene sonra

Çolpan Londra Türkiye uçağından inmişti. Güneş gözlüğünü çıkarıp Türkiye'nin sıcaklığına gülümsedi ilk indiğinde. "Özlemişim." dedi sesli şekilde. Tılsım da yanına geldi. "Sonunda, bu sıcaklık! Londra'dan kurtulduk!" İki kız kardeş birbirlerine gülerken Batuga küçük kızın elinden sıkıca tutmuş. Merdivenlerden iniyordu. "Birçe, dikkatli olur musun?" Bir yandan aksayan ayağını kontrol etmeye ve bir yandan da kızı korumaya çalışıyordu. Çolpan bu ikisinin hallerine gülümseyerek baktı.

"Türkiye'ye hoşgeldiniz, Dağ'ın çocukları!"

İki çocukta annelerine doğru gitti. Batuga Tılsım'a doğru, Birçe Çolpan'a doğru... İki kadında çocuklarına sıkıca sarıldı. Yeniden başlamak için gelmişlerdi Türkiye'ye. Bu hiç kolay olmayacaktı, ikisi de farkındaydı ama yeniden kendi kültürlerinde, dillerinde hareket ediyor olmak çok keyifli olacaktı onlar için.

Evren onları havalimanı kapısında karşıladığında Evren'in elini tutan Akkız koşarak Batuga'ya gitti ve oğlana sıkıca sarıldı. Kimseyi umursamadan iki çocuk birbirlerine sarılırken Akkız Batuga'yı havaya kaldırıp döndürdü. Hem Evren hem de kadınlar güldü.

"Şen kimsin?" diye sordu Birçe meraklı ceylan rengi gözlerle.

Akkız kıza doğru eğildi. "Ben Akkız. Batuga'nın ...." Batuga'ya baktı. "Arkadaşıyım." Kızın yanağına dokundu. "Sen de Çolpan ablanın kızı Birçe."

"Evvveeeeetttt!"

"Tanıştığımıza memnun oldum, Batuga senden çok bahsetti."

"Abim senden bahşetmedi."

"Öyle mi?"

"Hı hı. Sana bir sır vereyim mi?" O yalnızca tahta kılıçlı kızı seviyo."

Batuga ve Akkız birbirlerine baktıktan sonra Akkız yavaşça babasının yanına geçti. Bu sessizlik yüzünden Birçe gözlerini açıp abisine sordu. "Yanlış bir şey mi dedim?" Batuga gözlerini devirip kenara çekti kızı. "Haydi gidelim." Batuga'nın bu tavrı Tılsım ve Çolpan'ı güldürdü.

Arabaya geçtiklerinde Batuga annesine o kimsenin sormasını istemediği soruyu sordu. "Babamı görmek istiyorum. Ne zaman göreceğim?" Çolpan ablasına baktı hemen. Tılsım dümdüz bir şekilde dışarı baktıktan sonra oğluna döndü. "Bugün..." Derin bir nefes aldı. "görüşüne gideceğiz."

Batuga sessizliğe gömüldüğünde Birçe abisine sıkıca sarıldı. "Şeni çok şeviyom." Küçücük kızın böyle bıcır bıcır konuşuyor olması herkesi güldürüyordu. Abisinin duygusuna bu kadar aşina olması ise Çolpan'ı başka bir yerden vuruyordu. Arabadan indikten sonra Toygar onları karşılamıştı. Toygar da bir süre tutuklu kalmış olsa da yaşından dolayı çıkmıştı. Kızlarından önce torunlarına sıkıca sarıldı. Birçe etrafta "Deeeedeeeeee" diye koşturunca Toygar gülüyordu. Çolpan babasının gülüşüne uzaktan bakıyordu. Toygar bunu fark ettiğinde "Gel." dedi. "Gel Çolpan."

"Sana çok kızdım." Diye söze başlamıştı Toygar. "Çok kızmıştım." Kızına döndü ve onun elini tuttu. "Ama bu kız dünyayı değiştirdi. Birçe iyi ki doğmuş." Çolpan'ın gözleri dolduğunda Toygar kızının yüzünü tuttu. "İyi ki varsın Çolpan. Senelerdir söyleyemedim ama iyi ki varsın Çolpan." Çolpan babasına sıkıca sarılarak ağladı.

Birçe annesinin ağladığını gördü oyunun arasında koşarak annesinin yanına gitti. "Anneee. Neden ağlıyosun?" Gözleri dolmuştu. Çolpan gözlerini silmeden yanına çekti. "Çok üzgündüm, babamı özlediğim için ağlıyorum." Birçe kaşlarını kaldırıp indirdi.

Çolpan ve SaltukWhere stories live. Discover now