Modern Saltuk ve Çolpan // Mor Çiçek - 13

41 3 28
                                    


*-*-*

Bir haftanın sonunda eve geri dönüş yapmışlardı. Çolpan ve Birçe çok heyecanlıydı. Arabanın içindeyken Birçe ile arkada oturuyordu Çolpan. "Güvenilir mi?" diye sormuştu arabadan önce. "Güvenilir, merak etme."

Saltuk, Çolpan'ın kapısını açtığında evin kapısının orada Tılsım ve Batuga'yı gördü. Birçe koşarak "Batuga abiiiii!" diye koşup boynuna sarıldı. Tılsım ve Çolpan'da birbirlerine sarıldığında Saltuk arkalarından eşyaları getiriyordu. Kardeşlerin ve kuzenlerin birbirine sarılması onu mutlu ediyordu. Her ne kadar bu aileye bazı bombaları Saltuk yapmış olsa da Tılsım'ın yumuşak bakışları ile karşılaştı yıllar sonra.

"Hoş geldin Saltuk."

"Hoşbuldum, Tılsım."

Bu sadece sıradan bir hoş geldin, beş gittin değildi. Artık aileye kabul edildiğinin resmi bir beyanıydı. İçeri doğru girdiler. Çolpan'ın kafası karışıktı, bir haftadır ne yaşadığını anlayamıyordu. Her şey çok hızlı gerçekleştiğinden kendini bir süre sonra koltukta uzandığını fark etti. Sanırım uykusu gelecekti. Gözlerini kapatmadan önce herkesin iyi olduğundan emin oldu. Saltuk ve Tılsım yan yana geldi kadının uyumasından sonra ikisinin fısıldaşması çocukların sesinin arasından kayboluyordu.

Çolpan Tılsım'ın uyandırması ile kendine geldi. "Ayyy gece olmuş."

"Ay tepeye çıktı Çolpan hanım, kalk artık." Çolpan esnerken gülümsedi. "Biraz daha uyusaydım keşke..."

"Olmaz." Dedi Tılsım kardeşinin yanına oturup. "Bugün akşam bir işimiz var. Destan ajans için acil bir lansmana katılmamız gerekiyor. Senin kıyafetlerini hazırladım ben, şimdi hemen bir duş al olur mu Çolpan?"

"Ne lansmanı benim neden haberim yok?"

"Bugün buraya gelip gelmeyeceğin net değildi. Saltuk son dakika ayarlayabildi."

"Saltuk ile siz ne zamandır iletişimdesiniz?"

"Olaydan beri." Ayağa kalktı Tılsım. "Aydı kalk, Çolpan hanımmm. Akşam lansmanımız var." Çolpan son kez esneyip ayağa kalktı. "Nerede olacaktı? Keşke ben seçseydin elbisemi."

"Bana güven. Her şey güzel olacak." Başını salladı Çolpan ve duş aldı. Birçe ve Batuga'yı gördüğünde onların hazırlanmadığını fark etti. "Tılsım bu çocuklar neden hazırlanmadı?" Tılsım o sırada çıktığında mutfaktan o da hazırlanmamıştı. "Ne oluyor? Sen de hazır değilsin!"

"Birimizin çocuklarla kalması gerekiyordu?"

"Bu neden sensin? Günlerdir yorgun olan benim. Ben kalabilirdim." Tılsım gözlerini devirdi kardeşine. "Biraz kafanın dağılmasına ihtiyacın var. Yolda sana ses kayıtları iletmiş olacağım, sürecin nasıl gideceği ile ilgili."

(ELBİSEMİZ) 
ekleyemedim reziiillik. 

Saçlarını topladıktan sonra yavaşça aşağı indi. Topuklu ayakkabılarını giydi. "Ben çıkıyorum, Tılsım. Kim beni alacak?"

"Şoför alacak. Kapıda! Hadi görüşürüz." Kapıya doğru geldi ve bir şey demeden şak diye itti kardeşini. Çantasını sıkıca tutayım derken topuklu ile dengesini yitirdi ve yere doğru düşeceği an bir el tuttu belini. Karşısındaki kişiye sıkıca tutunmuştu. "Çolpan..." dedi adam. Sese doğru şaşkınlıkla baktı. "Saltuk? Senin ne işin var burada?" Simsiyah takım elbisesi içinde kadına bakıyordu, beyaz gömleğinin yakası açıktı. "Lansmana gideceğiz." Dedi kadının kırmızı dudaklarına bakarak. "Senle mi gideceğim?"

"Başkasını mı isterdin?" Omuzlarını silkti Çolpan bu sırada Saltuk kadına kolunu uzattı ve arabaya doğru yürümeye başladılar. Yürürlerken gülümseyerek bakıyordu Saltuk kadına. "Çok güzel olmuşsun."

Çolpan ve SaltukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin