Modern Çolpan ve Saltuk // Mor Çiçek - 8

48 4 36
                                    


Saltuk görevi duyduktan sonra bir şok yaşamıştı. Aykız'ın dediklerini düşünerek tekrar Çolpan'ın evinin etrafına geldi arabayla. Mert'in arabasının orada olup olmadığını kontrol etmek istemişti içten içe ve adamın gitmiş olmasını dilemişti. Fakat hala oradaydı.

Dişlerini sıkmaya ve bedenini sıkmaya başlamıştı Saltuk. Kızının, Birçe'nin bulunduğu eve bu adam nasıl bu kadar rahat girip çıkabiliyordu? Tırnaklarını eline geçirdiğini fark etmemişti. Bir süre sonra arabadan indiğinde kendinde böyle bir hakkı olmadığını biliyordu. Yine de dayanamıyordu. İçindeki öfkeyi bastırmak için kapıda birkaç dakika dolandı. İsteği şuydu, kapıyı kırmak, Mert'e yumruk atmak, onu dışarı atmak, Çolpan'ın kolundan tutmak, Birçe'nin yanına götürmek, eğer uyuyorsa da kızını öpüp Çolpan'ı öpmek... O kadar ihtiyacı vardı ki adamın... Kapı açıldığında Çolpan'ı görünce gergince gülümsedi.

"Merhaba."

"Merhaba?" Soran gözlerle bakıyordu kadın ona. Saltuk başını kaşıdı. "Birçe'nin yanında kalemimi düşürmüşüm de onu almaya gelmiştim."

"Kalem?" Güldü Çolpan. "Kalem için mi bu saatte eve geldin?"

Başını salladı Saltuk, biraz önce hayal ettiği ve yapmak istediği hiçbir şey yapamazdı karşısında Çolpan vardı. Çolpan'a karşı zayıf ve güçsüzdü. "İçeri girebilir miyim?"

Çolpan kapıyı kapattı dışarı doğru çıkarak. "Buraya girmek için neden böyle bir bahane üretmeye çalışıyorsun?"

"Bahane?" Kapıya doğru bakmaya başladı. "Bahane değil." Mert'i görmek ve neden burada olduğunu sormak için vakit kollarken Birçe'nin sesini duydu. "Girebilir miyim?" dedi Saltuk daha keskin bir ses ile. Sinirlendiğini anlamıştı Çolpan. İçeri girmeye çalışan adamın göğsünden tuttu. "Olay çıkarma sakın." Başını salladı Saltuk ve içeri girdi. Birçe Mert'in kucağında gülerek adamın onu döndürmesini izliyordu. Dişlerini sıktı tekrardan. Kızı ile vakit geçiremiyordu şu şekilde.

İçeride en azından Tılsım veya Batuga'yı görmek istiyordu. Kız babasını görünce "Babaaa!" diye bağırdı. Mert bu sesle adamı fark etmiş, kızı yere indirmişti. Birçe koşarak babasına sarıldı. "Bu gece de mi burada kalacaksın?"

Mert kaşlarını kaldırmış Çolpan'a bakıyordu. "Dün gece burada mı kaldı?" Saltuk bu soruyu sorma cesareti bulan adama bakışlarını kızgınca çevirdi. Mert bakışları fark etmişti. "Bana müsaade." Diyerek çantasını almaya doğru gitti ve Saltuk'un kırmak istediği kollar Çolpan'ın etrafına dolanmıştı bile çoktan. Adamın kadına bir şeyler fısıldadığını görebiliyordu. Birçe ise babasına Mert ile nasıl oyun oynadığını anlatıyordu. Çolpan adamı uğurlamaya gittiğinde Saltuk koltuğa oturdu. Birçe'ye Tılsım ve Batuga'yı sormuştu.

"Onlay bugün evde olmayacaklay ki..."

Birçe sonra babasının kucağına yattı sıkıca. "Bugün de buyada kal. Lüttfeeennnnn."

"Kalacağım kızım." Dedi Çolpan içeri girerken. Çolpan duyduğu cümle ile irkilmiş olsa da kızının yanında çok bir şey demek istemedi. "Birçe'm babanın işi vardır. Seni uyuttuktan sonra gider."

"Ama babaaaağğğ" Gözlerini adama dikmişti Birçe. "Lütfeeeennnnn... Gitme..." Gözlerini doldurursa biliyordu ki, babası dayanamazdı. Çolpan'a bakarsa reddi göreceği için Saltuk kadına bakmadı hiç. "Kalacağım kızım, bugün işim yok." Çolpan'ın sinirden gözleri döndü. "Annesi uyku saatinden önce bir süt içer dimi, kızımız?" Çolpan adama sinirli bir bakış atıp sütü hazırlamaya gitti. Saltuk ise resmen odaya kurulmuş, Çolpan'ın bakışlarına tatlı gülümsemeler ile bakıyordu. "Ben sana ne yapacağımı bilirim." Gibi bakıyordu Çolpan adama. Sütü içtikten sonra kızının dudak kenarındaki beyazlara bakıp gülmeye başladılar. Kızı ise babasını tekrar gördüğü ve onunla vakit geçirdiği için aşırı neşeliydi. Çolpan onlardan bunu çalmayacaktı ama adama ne yapacağını da bilirdi.

Saltuk kızını kucağına alıp masallar anlatacağı odasına götürdü. Üstündeki ceketi hızlıca çıkardı adam. Yatağın dip köşesine uzanıp kızını kollarının arasına aldı. Çolpan adamın bu bilmiş hallerine bakarken "ben içeri gidiyorum, siz biraz baba kız vakit geçirin." Dedi. İçeri gidip ne yapması gerektiğini bildiğinden hızlıca banyoya girdi. Saçlarını yıkarken adamı delirteceğinden emindi. En güzel geceliği ile Birçe'nin odasına geldiğinde Saltuk hemen gözlerini sıkıca kapatmıştı. Fakat kadının o güzel kokusunu aldığında gözlerini açmamak için direnmeye başlamıştı. Sakin ol oğlum, sakin ol...

Kadının kızının yanına doğru yattığını fark ettiğinde ister istemez gözleri açılmıştı ve yanında ceylan gözlüsünü görmüştü... Seneler sonra... Hem de içini belli eden bir gecelikle... Ortalarında kızı duvar kenarında Saltuk, yatağın diğer tarafında ise Çolpan vardı. Çolpan kızına doğru eğilip yanağını öptüğünde kokusu adamın burnuna dolmuştu. Gözleri titriyordu Saltuk'un kadının aurasına kendini çoktan kaptırmıştı. "İyi geceler güzel kızım." Sonra Saltuk o nefesi yüzünde hissetti. Kadının saçları vücuduna değiyordu. Ortasındaki kızından ona doğru uzanmıştı. Adamın dudağının kenarını öptü. "İyi geceler Saltuk." Saltuk kadını kendine çekmeden hızlıca geri çekildi ve yavaşça yerine yattı kadın. "Çol-çol-çolpan..." Adam etkilendiği iççin cümlenin sonunu dahi getiremiyordu.

"Şşşt. Saltuk. Kızımız uyuyor, iyi geceler." Kızına doğru döndü ve o sırada geceliğin askısı sanki bilerek yapılmış gibi yana düşmüştü. Saltuk sadece bakabiliyordu, Çolpan ise adamın gözlerinin karardığını gördükçe yaptığından haz alıyordu. "Konuşalım." Diyebildi aklı biraz yerine geldiğinde adamın. "Konuşmamak için gözlerini kapatıyordun. Yine kapat." dedi kadın. Adamın buna verecek bir cevabı yoktu. Kadının bir süre sonra uyuduğunu gördüğünde, kafasını yandaki duvara vurdu. Bu gece ona uyku yoktu.

Çolpan gözlerini açtığında kendini sarmalanmış bir şekilde bulmuştu. Gözlerini hafif açtığında horlayan adamın burnu dibindeydi. Nasıl bu hale geldiklerine bakmaya çalışmıştı fakat adam öyle sıkıca sarmıştı ki, hareket ederse uyanacaktı adam ve anın keyfini bozmuş olacaktı. Bir süre sonra Birçe'nin Saltuk'un üstünde olduğunu gördü ve yan döndüğü için yavaş yavaş Saltuk kadını tek kolu ile sarmış ve burnunu da kadının saçlarına gömmüştü. Derin bir nefes aldı tekrardan Çolpan... Hep bunu hayal etmişti içten içe fakat bu güzelliği Saltuk bozmuştu. Yine de bu anı kızarak mahvetmeyecekti. Zaten kızı uyandığında yapması gerekeni yapacaktı.

Bu süre boyunca Saltuk'un boynuna dudaklarını yaklaştırdı. Adamı çıldırtmak için her şeyi yapacaktı son ana kadar. Gerçekten Saltuk'un kokusu içinde uyuyakalmıştı Çolpan ve kızının kıpır kıpırlığı sayesinde uyanmıştı. "Biylikte uyumuşuz! Biylikte uyumuşuz!" Birçe kahkahalar ile gülerken kadın uykusundan zorla gözlerini açmıştı ki dibinde Saltuk'un dudaklarını buldu. İkisi o an Birçe'nin sesini unutmuştu, Çolpan kim olduğunu da unutmuştu. Saltuk tek bir şansı olduğunun farkındaydı ve geceden beri istediği şeyi yaptı. Dudaklarını kadının dudaklarına gömdü. Kadın cevap verdiğinde ikisi de birkaç dakikalığına tüm kimliklerini bırakmıştı. Birçe ise çoktan odayı terk etmiş, koşturuyordu evin içinde. Birçe'nin "Anneeee, babaaaaağğğ gelsenizeeee." Sesine Çolpan ne yaptığını fark etti ve ittirdi adamı. Saltuk ise kadının beline dolandı o sırada. "Biraz...daha...lütfen..." Dudaklarını kesmeden öpmeye devam ediyordu. Kadını kendine bastırdığında durması gerektiğini anladı kadın yoksa o da durduramayacaktı. "Dur." dedi keskin bir sesle. "Dur." Saltuk bu sesin geri dönüşü olmadığını bildiği için kendini geriye doğru attı. Çolpan dudaklarını tiksinir gibi sildi. "Bir daha sakın bunu yapma." Kalktı ve odayı terk etti.

Saltuk ise önce kafasını duvara vuracakken durdu ve gülmeye başladı. "Dudaklarını nasıl özlemişim."

Çolpan ve SaltukWhere stories live. Discover now