Çapulcu Bike -3

37 3 19
                                    


*-*

Çolpan ayın tepeye çıkmasını beklerken Tılsım ile konuşuyordu. Tılsım ise abla olduğunu hatırlamış gibi sabahtan beri konuşuyordu. "Nasıl tek başına gidersin sen?" Çolpan tavana bakmaktan bıkmıştı. Ablası ile bakışları ne zaman buluşsa "Beni dinliyor musun?" diye bağırırken görüyordu. En son minderin kenarına doğru yayıldı. Belki biraz uyuyor numarası yapsa ablasının gazabından kurtulabilirdi.

Bir süre ablası susmuştu, uyuduğunu görünce. Yanına çöktü Tılsım. "Bir şeyler yapmak istersin, bilirim amma sen olmazsan babam ne yapar hiç düşündün mü Çolpan?" Gözlerini açmak istemese de ablasının saçlarını okşaması Çolpan'ı biraz daha rahatlatmıştı. "Tılsım...Sana bir şey söylesem..."

Tılsım derin bir nefes aldı. "Söyleyesin kandaşım."

"Ben... o ... ça-"

"Tılsım?" diye odaya giren Alpagu'yu görünce ayağa kalktı iki bike de. Çolpan ile olduğunu görünce selam verdi Alpagu. "Kandaşınla konuşman bitince yanıma gelesin." Çolpan araya girdi hızlıca ablasını göndermekteki tek şansıydı. "Bitti zaten konuşmamız. Gidesin." Tılsım istemeden bir bakış atarak kandaşının yanından ayrıldığında pencereden dışarıya bakıyordu Çolpan.

Alp ile uzun süredir ilgileniyordu, zaten alpin bakışları onu çekmişti. Özellikle de deniz tegin ile konuşmasından sonra koyduğu tavır içten içe tüketmişti Çolpan'ı. Hem de onu öyle bir plan ile korumaya çalışmış olması çok değerliydi. İlk kez biri bike olduğu için değil de, sadece Çolpan olduğu için ona yaklaşıyordu ya da ilk defa birinin onu kadın gibi hissettirdiği bir an yaşıyordu. Gizlice çıktı odasından heyecanla, atına doğru gitmeye karar vermiş gibi hırçın bir şekilde ilerliyordu. Genelde Gök'e geldiğinde bu şekilde atına doğru giderdi herkes bilirdi, garipsemezlerdi böylece. Ahıra geldiğinde etrafına bakındı. Saltuk yoktu, hırsla atına doğru ilerledi. Ona sarıldı sıkıca. O sırada bir tıkırtı duydu belindeki hançeri çıkardı. Arkasını döndüğünde Saltuk'u gördü. Gülümseyerek önüne döndü kadın.

"Bikem müsait misiniz?"

Başını salladı kadın. Adama doğru döndü. "Planı ben gelmeden mi düşünmüş müydün?"

"Evet bikem." dedi. "Ödülünü de düşünmüş müydün?"

Başını salladı adam. Kadına doğru yaklaştı bir adım. Çolpan güzel gözleriyle adamın içine bakıyordu, ne istediğini bekliyordu. "Eğer kalbiniz benim için atıyorsa ben kalbinizi isterim bikem." İtiraf gelmişti. Gözlerini dikip bakmaya devam etti Çolpan.

"Ya senin için atmıyorsa?" Saltuk bir adım geri gitti. "İstemem bir şey o vakit." Arkasını döndü ve ahırın kapısında doğru ilerledi. Çolpan'ın kalbi deli gibi atıyordu.

"Sen de ne çabuk vazgeçersin böyle gök alpi?"

"Ne istediğini bilmeyen birine gönlümü vermişim, ne yapayım sen söyle?"

"Yanıma gel." dedi emir veren bir tonla kadın. Saltuk ile ikisi bakışmaya devam etti ve Saltuk tek bir adım dahi atmadı. Çolpan başını kaldırdı. "Yanıma gel, gök alpi."

"Bike olarak mı söylersin yoksa Çolpan olarak mı?"

"Ne fark eder, gök alpi? Gelesin yanıma." Saltuk gülümseyerek adım attı yavaşça kadına doğru. Tam karşısına geçti. "Geldim, dağ bikesi. Ne istersin?"

"Vazgeçmeyecek bir kalp isterim."

"Yoksa?" Saltuk biraz önce ona oynanan oyunu bir de Çolpan'a yapıyordu. Çolpan gülümsedi ve hızlıca adamın boynuna hançeri yerleştirdi. "Ölürsün." Dedi Çolpan.

Yavaşça boynunda hançere rağmen kadının saçına dokundu. "Çoktan ölmüşüm bir güzele."

Hançeri çekti Çolpan. "Ne istersin peki gök alpi?"

Saltuk ile dip dibe duruyorlardı. Kılıcının yanındaki gizli yerden bir toka çıkardı. Geyikli bir toka gördü Çolpan. "Eğer kalbin benim için atarsa takmanı isterim bu tokayı. Bu da ödülüm olur."

Saltuk'un bu talebi Çolpan tarafından çok hoş görünüyordu. Başka şeyler isteyeceğini düşünmüştü... "Ne zaman aldın bunu?"

"Dört dolunay önce."

"Dört dolunay?"

Başını salladı Saltuk. Gülümsemesini saklamaya çalıştı Çolpan, arkasını döndü bir anda. "Tak o zaman saçıma." dedi. Saltuk şok olmuştu. "Aydı."

Yavaşça kadının saçlarını topladı. Kadının saçlarındaki menekşe kokusunu hissetmişti. Saltuk gözlerini kapattı ve kadının saçlarına burnunu gömdü. Çolpan'da heyecanlanmıştı. Nefes nefese kalmıştı. O sırada Saltuk kadının saçına taktı tokayı. "Gök tengrimden dilerim, hep saçında kalsın bu toka."

Kadın döndü ve adama baktı. Saltuk bir anda elini kaldırdı ve kadının yanağına koydu. Çolpan yanağını adamın eline yasladı. "Ne olacak imdi?"

Çolpan adamın eline kendi elini de koydu. "İmdi, gözlerin bir beni görsün. Gerisini sonra düşünürüz."

Derin bir nefes aldı. "sonra..." Başını kadının başına yasladı. "Sonra düşünürüz." Dedi güzel gözlüsüne...

Çolpan ve SaltukWhere stories live. Discover now