Kara Gece'nin Ardından Kaçış -2

66 7 21
                                    


Onlar sansın ki, Dağ yok oldu. Onlar sansın ki, zulme uğrayanlar tekrar ayağa kalkmadı. Bir gecede değişir her şey. Tıpkı o kara gece gibi...

Tılsım'ın ölümünden, Batuga'nın kaçışından yedi bahar sonra Gök hala kıtlık çekiyor, bunun sorumlusu olarak halk Alpagu'yu görüyordu. Gök Saray'da o günden bugüne hiç çocuk doğmamış, Alpagu ise günden güne hiddetine devam etse de odasında yalnız kaldığında kendini suçlar olmuştu. Bu suçluluğu bastırmak için her sene halka ve saraya ciddi yasaklar getiriyordu. Halk artık sessiz değil, yüksek sesle "Tılsım ve Dağ'ın öcü... Dağ gitti dedi, belli ki oğlunu da öldürdü bu. Hiçbir yerde yoklar baharlardır..." Her gün pazarda, sarayda sesli bir şekilde konuşulan bu konuyu Alpagu'da duyuyordu.

Yatıştırmak için daha ağır cezalar verdiği bir gün Çolpan, Saltuk ile yatakta sarmaş dolaş yatıyordu. Saltuk kolunu sevdiğine dolamış. Uykusundan uyandırmamak için hafif hafif öpüyordu. "Saltuk." dedi Çolpan mırıltıyla. Uyandırdığını düşündü dağ hanı sevdiğini ama sadece uykusunda sayıklıyordu. Sevdiğini kendine çevirdi. İki balası vardı ondan. Bir de canından çok sevdiği Batuga'sı. Ara ara rüyalarında tekrar o kara geceyi görse de sevdiği Batuga'nın biraz daha büyümesini bekliyordu. 17 baharında olan Batuga'nın birkaç bahar daha geçirip Dağ'da yetiştirip Gök'ün tahtından Alpagu'yu indireceklerdi.

Çolpan ceylan gözlerini açtığında karşısında son yedi bahardır her sabah gördüğü gibi Saltuk'u gördü. "Saltuk." dedi tekrar dediğini bilmeden. Saltuk gözlerine ufak ufak öpücük kondurduğunda Çolpan kollarında mayıştı. "Düşünde ne görürdün, hatun?"

"Düş gördüğümü nerden bilirsin sen?"

"Seni düşünde bile takip ederim, bilmez misin?" Alnına ufak bir öpücük kondurdu Saltuk. Çolpan küçük kızlar gibi güldü. "Bilmez miyim, kıskanç Saltuk beg."

"Bana da kıskanç demezsin Çolpan han. Bir kendine bakasın." Çolpan evdeşine iyice sırnaşmaya başladı. "Kıskanç mı dersin sen dağ hanına?"

"Ben dağ hanına ne diyebilirim? Evdeşim kıskançtır derim." Çolpan ve Saltuk dudaklarını buluşturduğunda Saltuk Çolpan'ı yatağa doğru ittirecekken bir bağırış duydular. "Anaaaaa, babaaaaa!" Saltuk yana doğru kendini atıp Çolpan'dan uzaklaştı. "Ah balalar, ahhh."

Çolpan dirseklerii koyarak yatakta hafif doğruldu. "Bala gibisin sen." Saltuk üstüne birkaç parça giyip kapıda çırpınan balalarını içeri aldı. Koşarak giren Efsun ve Toygar yatağa zıplamışlardı. Analarını öpüyor ve sarılıyorlardı. "Ana, sana bir şey diyeceğim." dedi Efsun fısıltıyla. Çolpan başını ona yaklaştırdı. "Batuga abim, Akkız ile buluşmaya gitti." Çolpan yine kızmıştı. Batuga ile Akkız'ı bir süredir çok yan yana getirmemeye çalışıyordu ama ikisinin buluşmasına engel olamıyordu. Batuga tahta geçene kadar biraz beklesinler istiyordu ama gençler, durmuyordu. Kızacak şekilde yataktan kalkacak olan Çolpan'ı Saltuk durdurdu. "Çolpan, gençleri rahat bırakasın." Yatağa çöktü. "Efsun, Batuga abin bunu duyunca sana kızacak, bilirsin değil mi?"

"Baba, söylemezsin değil mi? Çok kızar." Efsun dudaklarını bükmüş, gözlerini doldurmuş babasına bakıyordu. "Hiç öyle bakma, Efsun. Batuga abinin hayatını anana yetiştirmeyi bırakasın."

"Balalarımın bana her şeyini anlatmasını engellemeyesin." Çolpan küçük Toygar'ı alnından öptü ve kızını kucağına yatırdı. "Anaaa, Batuga abime söylemesin söylediğimi."

"Konuşurum ben babanla, hadi siz otağınıza." Çolpan kalktı ve Saltuk'un yanına geçti giden çocuklarının ardından. "Yaklaşmayasın hatun."

"Emin misin?" Çolpan kollarını Saltuk'a bağladı, vücudunu adama yaslamış. Ceylan gözlerini Saltuk'a dikmişti. "Emin olmaya çalışırım."

Çolpan ve SaltukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin