Dağ Tegini Saltuk ve Dağban Çolpan

65 6 62
                                    

2306 kelime. *-*

Dağ Tegini Saltuk & Dağban Çolpan

Çolpan, Toygar hanın buyruğunu duyduğunda içinden bir göz devirdi. Dağ tegini Saltuk ile kervan yolculuğuna gitmelerine gerekiyordu koruma amaçlı. "Hanım." dedi Dağban başı Çolpan. "Saltuk teginin gelmesine gerek yoktur." Son dakikaya kadar şansını denemek istiyordu. Toygar han içten içe gülse de dışına yansıtmadan sert bir sesle konuştu. "Saltuk ile aranızda ne sorun varsa aranızda çözesiniz, sen dağban başısın o bu dağın tegini. Kervanı korumak önceliğinizdir." Çolpan, Toygar hanın emrine karşı gelemezdi. Herkes neden bu tegin ile sorun yaşamasına tepki verirdi anlamazdı. Dağbanbaşı olduğun için diye ses verdi içindeki Çolpan. Yooo, her obanın baş alpi tegin ile geçinmek zorunda mıydı? Hele de bu gıcıkla! Saltuk tegini gördü köşede yine, obanın güzel kızı Alçin ile konuşurdu. İçinden geçenleri dışına vuramayacak kadar korkuyordu fakat o Alçin'e bakan gözlerin oyulsun Saltuk tegin dediğinde hemen zihnindeki düşüncelerden uzaklaşmaya çalıştı. Saltuk ise onları izleyen dağban başını gördüğünde Alçin ile konuşmayı kesip kadına yürümeye başladı. Çolpan ise çoktan onlardan uzaklaşmaya başlamıştı. Onları takip eden Bige ve Su hatun gülüyorlardı. "Hangisi önce açılacak sence?"

"Çolpan'da bu inat olduğu sürece Saltuk açılmak zorunda kalır." Bige kahkaha patlattı. "Haklısın, kaçan kovalanır." (8.yy türk atasözleri buradan gelmekte)

Herkesin farkında olduğu bu çekimin farkında olmayan iki alıktı, Çolpan ve Saltuk. Aslında Saltuk farkındaydı da, bu cadılara bile kök söktürecek dağbanbaşı Çolpan'dan korkardı. Çolpan kovalandığını fark etmeden atının başına doğru ilerlemişti. "Dağbanbaşı." Sesini duyduğunda gözlerini devirdi sinirlice. "Buyrun, teginim." dedi sakin olmasını umduğu bir sesle. "Han babamın otağından çıktın, kervan için yola çıkacağımızı duymuşsundur."

"Duydum teginim." dedi bu konuşmanın çok uzamasını istemeyen kadın. "Kervanda sen sonda kal, ben başında ilerlerim. Böylece arkalı ve önlü korumuş oluruz." Başını salladı kadın, adamın gitmesini bekleyerek ama adam gitmiyordu. Gitmedikçe geriliyordu Çolpan. "Teginim, söylemek istediğiniz bir şey mi vardır?" Saltuk ise fark etmeden ceylan gözlüsüne dalmıştı. "Söylesem ne yaparsın bilmem ki?" Çolpan kaşlarını kaldırarak "Neyi?" diye sordu, doğru anlamak için. Ne derdi bu tegin?

"Diyorum ki, kervanın sonunda olmak seni sinirlendirmesin?"

"Ne diye sinirleneyim, Dağ Tegini? Benim yerime Alçin hatun olsun isterdin." Çolpan yanından sinirle geçeceği sırada Saltuk kolunu tuttu. "Alçin hatun olsun mu isterdim?" Alık olduğunu düşündüğü tegine kaşlarını çattı. "Alçin hatunu istemez misin, dağ tegini?"

"Neyi isteyip neyi istemediğimi bilemeyecek kadar alıksın, Çolpan." Çolpan kolunu hızla çekip cebindeki hançeri çıkardı. "Çolpan değil, dağbanbaşı Dağ tegini. Bir öğrenemedin?" dedi boynuna hançeri çektiği tegine. Ağaca yaslamıştı adamı. Adam ise gözlerini gözlerine kenetlemiş anlasın diye bakıyordu. "Ne bakarsın Dağ tegini? Bir de bana alık dersin?" Boynundaki hançeri daha da sıklaştırmıştı Çolpan. Adamın neredeyse boğazı çizilecekti. Gözü görmüyordu. "Üzüm ister misin diye soracaktım." Saltuk'un söylemi Çolpan'ı birkaç adım geri götürdü. Gözünün önüne iki küçük çocuk geldi.

Saltuk dağ tegini olmasına rağmen Çolpan'ın peşini bırakmayan biriydi. Bir gün ormanda yine haylazlık yapmak için gezen Çolpan'ın peşine takılmıştı Saltuk. Kız ormanın içindeki salıncakta sallanırken üzümü getirdi. "Üzüm yemek ister misin?" Saçlarında geyik sembolü olan bir tacı olan Çolpan'a hayranlıkla bakıyordu kirli yüzüne rağmen o kadar güzeldi ki Saltuk için bu yaramaz kız. Kız ise başını sallayıp yanına çöktü Saltuk'un. Meyveden ağzına almaya başladı hızlıca. O sırada gözleri Saltuk'u buldu. "Ne bakarsın?"

Çolpan ve SaltukWhere stories live. Discover now