6'

1.1K 177 26
                                    

Jisungla göz göze gelip elini sıktıktan sonra onu sandığımdan çok özlediğimi fark ettim. Bugün de yanına gitmeyi planlamıştım ki hızlı hızlı okuldan diğerlerine görünmeden çıkarken Bangchan arkamdan seslenmişti bile. Yanıma geldiğinde konuştu.

"Nereye böyle hızlı hızlı."

"Siz yavaşsınız."

"Çok gerginsin biraz sakin ol Minho iyi değilsin sen."

"Yok iyi değilsin yok sinirlisin koyucam bi tane a-"

"Selam eve birlikte yürüyelim mi arkadaşlarım?" Hyunjin birden gelerek lafımı kesmişti. Konuşmaya devam eden Bangchan oldu.

"Tamam sinirli değilsin ben sinirlendirdim. Yürüyelim o zaman."

"Jeongin nerede?" Hyunjin niyetini belli etmişti

"Annenin yanına gitti." Beni durdurdukları için sinirlenerek konuştum

"Ayıp oluyor arkadaşım annemin suçu ne?"

"Seni doğurması."

"Üzülüyorum hyung."

"Tamam demedim birşey." Hyunjinin böyle konuşması beni çok çabuk yumuşatıyordu. Kendime gelmeliydim. Jisunga olan duygularımın zaman geçtikçe benim de inanamadığım derecede artmasının beni değiştirdiğini fark edebiliyordum.

"Jisung." Dedim beynimi kullanmadan. Sadece sesim çıkmış ve ağızım bilinçsizce bunu diyecek şekilde hareket etmişti.

"Çok aşıksın." Dedi Bangchan gülerek.

"Hayır orada." Kafamla işaret ettim.

"Gidip bir daha denesene konuşmayı."

"Saçmalama Bangchan. İyice nefret mi ettireyim kendimden?"

"Abartma ne nefret edecek ya. Hadi hadi gitsene izleyelim biz de buradan."

Reddetmek istemiyordum ama Bangchan'ın zorlayacağını bildiğim için istemiyormuş gibi davrandım.

Birşey demeden Jisung'un yanına yürüdüm. Göz göze gelir gelmez arkasını dönüp yürüyecekti ki refleksle onu omzundan tuttum.

"Jisung-"

Arkasını döndüğünde yüzünden bundan hoşlanmadığını belli eden bir ifade vardı. Elimi hızlıca çekerek konuştum.

"Özür dilerim.. dokunduğum için."

"Ne istiyorsun?"

"Ben seninle arkadaş olmak istiyorum."

"En hassas olduğum konuyu bulup buradan da dalga geçerek yararlanmanız.. acınası." Sesi titreyerek konuşmuştu. Gözleri dolmuş ağlamamak için kendini zor tutuyor gibiydi.

"Dalga geçmiyorum beni diğerleriyle aynı gruba sokma. Yalnız olduğunu fark ettim. Seninle gerçekten arkadaş olmak istiyorum."

"Bana acıdığın için mi? Hayır hiç arkadaşım olma daha iyi."

"Hayır. Sana acıdığım için değil, seni gerçekten tanımak istediğim için."

"Neden beni tanıyıp arkadaş olmak istiyorsun?"

"Çünkü tarzın hoşuma gidiyor."

"Ezik olmam mı?"

"Hayır saçmalama öyle bir şey demedim. Giyim tarzın hoşuma gidiyor. Saçların, küpelerin, çantandaki aksesuarlar.. bence senin güzel göründüğünü kabul edemedikleri için sana kötü davranıyorlar."

"Babamdan daha yalancı biriyle hiç karşılaşmamıştım."

"Yalan söylemiyorum. Gerçekten beğeniyorum. Hem.. baban yalancı biri mi?"

"Sahtekarın teki. Ondan da annemden de nefret ediyorum."

"Benim nefret edecek bir babam ya da annem yok. Olsaydı sever miydim bilmiyorum."

"Öldüler mi?"

"Senin anne ve baban sana hayattalarmış gibi hissetiriyor mu?"

Kısa bir süre sessiz kaldıktan sonra konuştu.

"H..hayır. Beni dinlemiyorlar bile. Birbirlerini de dinlemiyorlar. Biri nefes alsa diğeri sinirlenip kavga çıkarı- Bir dakika ben sana bunları neden anlatıyorum ki?"

Yüzünü buruşturup arkasını döndüğü sırada konuşmamla yürümesini durdurabileceğimi düşünmemiştim.

"Sıkıntılarını paylaşmak iyi hissettirmedi mi?"

Onu durdurmuştum ama geri arkasını dönmedi. Konuşmadı da. Konuşma sırasını tekrar ben aldım.

"Yarın öğle yemeğimizi birlikte yiyelim. Yanına geldiğimde istemezsen bir daha gelmeyeceğim merak etme. Seni sıkmak istemiyorum. Görüşürüz."

Arkamı dönüp Bangchanla Hyunjin'in yanına döndüm. Salak gibi sırıttığımın farkındaydım ama kendime engel olamıyordum. Çok uzağımızda olmadıkları için konuştuklarımızı duymuşlardı.

"Sıkıntılarını paylaşmak iyi hissettirmedi mi mi? Minho vur dedik öldürdün bu ne güzel laf benim bile tekrar arkadaş olasım geldi seninle."

"Arkadaş olduğumuza göre sizinle ben de sıkıntılarımı paylaşabilir miyim?"

"Şimdi sırası değil Hyunjin. Minho'ya odaklan. Minho sanki tanıyormuşsun gibi davrandın ürkmedim değil."

"Kedi olup gidip yanına onunla konuşmadım ya Bangchan. Sen de ne tuhafsın ya ışınlandığımı falan düşünüyorsun şimdi de Jisung'un sapığıymışım gibi. Konuştum işte öyle aklıma geldiği gibi. Bence biz arkadaş olduk. Beni sevecek."

Bangchan'a iki seferdir aynı örneği veriyordum. Bangchan örneğime değil "hayallerime" takılmıştı.

"Seungmini rüyamda gördüğüme gülüyordun sen rüyada yaşıyorsun galiba. Ben de Seungminle evleneceğim Minho. Bence ona beyaz takım çok yakışır. Akşamında da-"

"Onunla uyandığım bir sabah yatakta sana el hareketi çekerkenki fotoğrafımızı atacağım ve sen de senin Seungminle olan rüyanı attığım mesajlarla böldüğüm için bana küfredeceksin."

"Bu sözünü unutma bekliyorum hahaha."

"Sen de unutma."

Jisung'un yanına gitmek için çok geçti. Acele etmeden sohbet ede ede evlerimize yürüdük.

Miwo // MinsungWhere stories live. Discover now