30'

909 113 147
                                    

Neden üşüyorum?

Tek kolum canım yanarcasına üşüyor.

Diğer kolum ise yerinde bile değil galiba.

Bacaklarımı hissediyorum.

Gözlerim çok ağır açamıyorum.

Agızım kurumuş, dudaklarımı hareket ettirirsem çatlayıp acıyacaklar.

Gittikçe ayaklarımın ağrıdığını hissediyorum.

Sürekli duyduğum gıcık ses ne zaman geçecek?

Yavaşça kendime geliyordum. Saat kaçti bilmiyorum. Kendime geldikçe duyduğum sesin kapı sesi olduğunu anladım. Gözlerimi yavaşça açarken uyurken üstümü açtığımı, tek kolumun o yüzden üşüdüğünü, diğer kolumun da uyuştuğunu fark ettim.

Kalkıp kapıya gittim

Düz bir ifadeyle gözlerim yeni ışığa alışmışken karşımdaki bedenle karşı karşıya kaldığımda hala rüyada olabilirmişim gibi geldi. Kısakollu tişört ve şortla kapının önünde daha çok üşüyordum, daha bekleyecek miydim?

Konuşması için ona bakıyorum ama hiç konuşacağı yoktu. Her an birşey diyecekmiş gibi beni izliyordu.

Hala bekliyordum. Ta ki yüzümdeki korkunç ifadeyi fark edene kadar. Kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı Jisung'un gözlerine bakarak içten bir şekilde yukarı kıvırdım.

İki kolumu da açarak ona uzattığımda bir an bile tereddüt etmeden adımını attığı gibi boynuma sarıldı.

"Dövecekmişsin gibi baktın."

"Yeni uyandım Jisung. Sen uyandırdın."

"Ne? Daha uyuyor muydun?"

"E..Evet. Saat kaç?"

"Öğlen oldu Minho."

"Deme ya.. Dün çok yorulmuşum demek ki."

"Ben gittikten sonra çok durdun mu?"

"Biraz durdum."

Kollarını boynumdan indirmeden biraz geri çekildi. Tam yüzümün karşısındayken sanki ne yaptığımı merak edermiş gibi bakıyordu.

"Felix'i gördüm." Dedim meraklı yüzüne karşı

"Yine mi kavga ettiniz?"

"Hayır. Benden özür diledi."

"Ne? Şaka yapmıyorsun değil mi?"

"Hayır yapmıyorum. Sen gittiğinde herkesin bana bakmasından rahatsız olup arkandan lavoboya gittim. Normal bir insanmış gibi bahçeye çıktığımda bankta oturup ağlayan biri vardı. O anda birine yardım etsem, birine yararım dokunsa tüm pişmanlığımı ve içimi kemiren kötü hisleri götüreceğini düşündüm.-"

"Piş..man..lığını mı? Öpmeme karşılık verdiğin için.. mi?" Yüz ifadesi birden değişmiş kollarını telaşla boynumdan çekmişti.

"Hayır saçmalama." Dedim ona bir adım daha atıp aramızdaki açıklığı kapatarak. Tek elimi bir yanağına koydum. Biraz sevdikten sonra elimi kafasının arkasına götürüp kendime çektim. Kafasını göğüsüme yaslayıp saçlarını yavaşça okşamaya başladım.

"Pişman olduğum tek şey yalanlarım. Artık pişman olduğum birşey kalmadı. Hepsini bilerek beni seviyorsun, değil mi?"

"Bazen çok aptal olduğunu düşünüyorum. Her şey çok garip evet ama ben ne kadar normalim Minho?"

"Çok normalsin. Bana göre acayip normalsin."

"Hayır-"

"Ve ben normali severim."

Onu göğüsümden ayırıp dudaklarına eğildiğimde sıcak bir şekilde karşılık vermişti. Dünkünden daha karşılıklıydı. Bu sefer gerçekten öpüştüğümüzü hissetmiştim.

"Sana birşey söylemeyi unuttum Minho. Dünkü olayı daha sonra da anlatabilirsin. Diyeceğim bu şey çok önemli."

"Dinliyorum Jisung."

"Hani rüyamda gördüğüm şeyi gerçekleştirdiğimde sana söyleyeceğimi söylemiştim ya."

"Evet? Yaptın mı yoksa?"

Evet anlamında kafasını salladı.

"Hmhm, yaptım."

"Neydi peki bu?"

"Hatta, yaptık. Öpüştük Minho."

"Sen.. rüyanda.. öpüştüğümüzü mü görmüştün?"

"Evet. Hatta 1-2 hafta boyunca sürekli. Sadece öpüşmüyorduk tabi, diğerlerini de yaptıkça söylerim."

Gülerek içeri doğru koşmaya başladı.

"Hey!"

Söylediklerine utanarak ben de gülmüştüm ve onu takip ettim

"Evin güzelmiş Minho. Tam sana göre."

"Üzüldüm."

"Neye?"

"Tam bana göreyse sen nasıl yaşayacaksın?"

"Çabuk unutmuşsun gelecek planlarımızı?"

"Neyi unutmuşum?"

"Gidecektik ya üniversite için. Birlikte küçük bir evimiz olacaktı. Kedimiz de olurdu ya hani. Gerçekten unutmuşsun inanamıyorum sana."

"Seni görünce her şeyi unutuyorum."

"İnandım hadi kahvaltı hazırlayalım."

"Sende mi yapmadın?"

"Erken yapmıştım tekrar yaparım seninle birlikte."

Mutfağımda bir oraya bir buraya giderek kahvaltı hazırlıyordu. Ben onun çoktan Felix'ten hoşlandığını sanarak kendimi çok yıpratmıştım. Bu olanların hayali bile çok abartı gelirken, okulda öğle arasında sırf beni düşündüğü için beni yanından kovan Jisung şuan tam yanımda arada bir gelip bacağımın şortun açıkta kalan yerlerine vuruyor gözlerimin içine bakarak gülümsüyordu.

"Orada dikilip sırıtarak beni seyredeceğine gel otur da başla yemeye. Bir de, senin peynirin yok mu? Peynir yemez misin sen hiç?"

"Hayır."

"Yaramaz kedicik."

"Kediciğine iyi davran aksi takdirde seni tırmalayabilir."

Yüzümü buruşturarak tırnaklarımı gösterdim.

"Lütfen." Dedi sinsice gülümseyerek

"Ne?! Düşüncelerin çok pis."

"Sana bu dediğini hatırlatacağım Minho."

.
.
.

Selam arkdslr.
Nbr
Bu
Final oldu

Yani smut beklemeyin onu kendş hayal gucunuzr birakiyorum ama
Hani biraz devam edicem
Hemen cabuk ayrilmayin
Hatta ayrilmayayim ficten diye
Cunku acayip baglanmisim aglicam simdi
Hic bitsin istemiyorum
Boyle boslukta da kalmasin sonu diye
Seyapcam
Boyle
Devamında mutlu olacaklar biseyler okicaksiniz
Ozel bolum gibi bisey
Ama bagli yani hikayenin devami
Of gercekten nasıl bitti bu ya aglicm
Gorusuz

bu son bolumdu teskurler okuyup oylayıp yorum yaptiginiz icinn

Birseyy sorucam. Bu ek bolumleri ayri bir kitap olarak yayimlasam okur musunuz 🥺 cunku boyle acayip uzadi. (Eger bir kere daha uzadigini soylersem dayak yicem birinden)

Evet gorueusz baska kurgularda bais 🤧

Miwo // MinsungWhere stories live. Discover now