42

688 80 57
                                    

Dudaklarımda hissettiğim baskıdan sonra Jisung'un sesini duydum.

"Pisi pisi, noldu senin erken uyanma huyuna?"

Gözlerimi açtım yavaşça. Görüntü netleştikçe Jisung'un bana yaklaşmış yüzünü daha da detaylı görüyordum.

"Neye ne olmuş?"

"Minho uyandığında 15 dakika konuşmayı yasaklıyorum sana!"

"Neden?"

"Konuşma dedim! Sesin çok güzel çıkıyor dayanamıyorum."

"Ne? Neye dayanamıyorsun?" Dedim gülerek

"Ya konuşma işt-"

O da gülerek konuşurken tutup yatağa çektim. Yanıma bıraktığımda gülmeye devam ediyordu.

Doğrulup üstüne eğildim. İki elini tek elimle tutup kafasının üstünde birleştirdim. Bacaklarımla da bacaklarını sıkıştırdım. Hareket edemiyordu.

"Ne yapmayayım demiştin?"

"Ya Minh-"

"Susmamı mı istiyorsun?" Kulağına eğilip kısık sesle konuştum.

"Hmhm, susmanı istiyorum. Ama seni ben susturacağım."

Dediğini henüz anlamışken beni üstünden yanına düşürdü ve üstüme çıktı. Ona yaptığımı bana yapıp iki eliyle ellerimi ve bacaklarıyla bacaklarımı tuttuğunda gerçekten hareket edemediğimi fark ettim. Felixe kantinde kısıtlamadığı gücünü bana karşı hiç bir zaman kullanmadığını anladım. Güçlüydü.

Yüzüne baktığımda her zaman gördüğüm Jisung'tan farklı biri vardı. Eğildiğinde kahkülleri tamamen aşağı sallanırken, boynundan sallanan kısa zincir kolyesi de çenesinde kalmıştı.

"Sustur." Dedim

"Çok mu istiyorsun susmayı?"

Dediğiyle ilgilenmeyip bedenimi yukarı kaldırmaya çalıştım. Kafasını hafifçe yukarı kaldırarak konuştu. Bu hareketi sadece kısa kolyesini bana daha çok yakınlaştırmıştı.

"Dudaklarıma uzanamazsın yaramaz kedi, cezanı çekmelisi-"

Tekrar bedenimi kaldırıp ağızımla kolyesini tuttum. Kısa olduğu için kendimi yatağa bıraktığımda onu da boynundan çekmiştim.

Dengesini kaybederek üstüme düştüğünde zaten kırdığı bacakları iki yanımdaydı. Az öncekinden tek farkı kalçasını ve üst bedenini de hissediyordum.

Kalçasını daha çok hissediyordum. Bunu fark ederek üstümde hareket etmeye başladı.

"Yıtır." (Yeter)

"Ne?"

Ağızımda kolye olduğu için konuşamıyordum. Hareket etmeye devam ediyordu.

"Sıbıt dır." (Sabit dur.)

"Sen de kolyemi bırak."

"I-ıh bırıkmıcım." (😺)

"Ben de sabit durmayacağım."

Yan dönerek tekrar üstüne çıkmayı planlıyordum ama yapamamıştım.

"Bırak kolyemi."

Kolyesini bırakmadan boynuna çevirdim kafamı. Dilimi uzatıp boynunu yaladım.

"Ah! Acıttı- oha kedi dilin mi? Minho bunu neden daha önce kullanmadın!"

Kolyesini aniden bıraktım

"Ne?!" Gülerek şaşırdığımda utandı.

Tuttuğu ellerimi bıraktı ve kollarından destek alarak tekrar kalktı. Onu üstümden düşürmem için izin verir gibi durduğunda onu itip yataktan kalktım.

Miwo // MinsungWhere stories live. Discover now