10'

1.1K 171 63
                                    

Bir haftadır göz temasında bile bulunmayışımız canımı sıkıyordu. Ama bugün onun bana özellikle olan bakışlarını fark etmiştim. Bir çok kez onu bana bakarken yakalamıştım. Bu beni heyecanlandırıyordu. Geçen haftaki üst değişme olayından sonra yanına bir daha gitmeye cesaret edememiştim.

Çıkışta bana olan bakışlarının sebebini anlamıştım. Bana doğru yürüyordu. Tam şuanda, bana bakarak yakınlaşan Jisung görüş açımdaydı ve diğerleri bunu fark ettiğinde bizi yalnız bırakmak için dağıldılar.

Jisung yanıma geldiğinde hemen konuşacağını düşünmemiştim.

"Yanıma gelmiyorsun ama bakışlarınla rahatsız ediyorsun. Biraz daha dikkat edemez misin?"

"Genel olarak yaşadığın şeylerden sonra seni tek rahatsız eden bakışlarımsa bu benim değil senin sorunun."

"Rahatsız olacağım şeyleri başkasına sormuyorum."

"Bu kadar hazırcevap biriysen en başında diğerlerine söyleseydin de tüm lise hayatın boyunca kendine zorbalık yaptırmasaydın."

Cevap verememişti. Tekrar konuştum.

"Özür dilerim ileri gittim."

"Hayır, aslında.. haklısın.."

Cümlesini bitirirken bacağımda hissettiğim şeyle kafamı eğdim. Jisung da benim baktım yere doğru baktı. Miwo boyutlarında sarı bir kedi bacağıma sürtünüyordu.

Olduğum tüm durumu unutmuştum.

"Tipe bak seni yiyeyim mi çok tatlısın sen."

Kediyi kucağıma alıp bebek gibi sevmeye başladım.

"Kedileri çok seviyorsun galiba."

Konuşan Jisung'a döndüm.

"Evet. Çok fazla."  Kedi çoktan kafasını boynuma gömmüştü. Yavaşça kedinin poposunu patpatlarken bebek uyutuyormuş gibi sağa sola dönüyordum.

"Bir kedin var mı?"

"Evimde yok. Dışarıdakilere bakıyorum ve seviyorum. Senin var mı?" Dedim

"Benim de evimde yok. Annem pek sevmez."

"Biliyorum." Siktir bunu neden söyledim ki

"Ha?"

"Klasik anne değil mi haha."

"Hahaha aynen. Ondan gizli dışarda baktığım bir kedi var. Arada bir geliyor sonra bir hafta kayboluyor. Buralarda takılıyor herhalde. Hergün başka bir evden bakıyor olmalılar."

Güldüğünü gördüm. Zorla gülmüş olabilirdi ama bana doğru gülmüştü. Bana gülmüştü.

"Öyle mi? Adı var mı?" Kucağımdaki kedi uyumuş kafasını okşuyordum.

"Var. Miwo. Senin.. senin adına çok benziyor haha. Bunu fark ettim. Gözleri de seninki gibi biliyor musun."

Söylediğinden pişman olmuş gibi etrafa bakındı. Ne değişmişti de şimdi gelip benimle konuşuyordu?

"Gözlerim nasıl ki?"

"Gözlerin.. işte. Büyük ya." Söylerken gözlerime baktı

"Kötü mü?" Bana bakarken ona biraz daha yaklaştım. Yakın sayılmazdım ama o yaklaştığımı hissetmişti.

"Hayır hayır. Güzel. Yani kedinin. Senin de güzel. Büyük işte. İri iri. Kahverengi. Parlak."

Gözlerini kaçırarak konuştuğunda gülümsedim.

O da bana gülümsedi.

Bana

Minho'ya

Gülümsedi.

İçten gülümsedi.

Hissettim.

Ne olduğunu ne değiştiğini bilmiyordum ama bu hoşuma gitmişti.

"Jisung."

"Efendim?"

"Ne değişti?"

"Nasıl ne değişti?"

Kucağımdaki kediyi işaret ettim.

"İnsandan kediye dönüşüp büyü yapmadı ya. Az önce kızmak için geldin bana şimdi sohbet ediyoruz. Ne yapmaya çalışıyosun?"

Şaşırmıştı

"Benim.. sohbet başlatmam gerekiyordu."

"Kavga ediyordun."

"Böyle tahmin etmemiştim. Gitmeliyim."

Konuşmasını bitirir bitirmez arkasını dönüp yürümeye başladı. Arkasından beni duyduğundan emin olduğum bir şekilde bağırdım

"Görüşürüz. Görüşelim."

Bangchan ve diğerleri uzaktan yanıma geldiklerinde en az benim kadar heyecanlı görünüyorlardı.

Jeongin zıplayarak

"NE DEDİN DE SIRITMASINI GİZLEMEYE ÇALIŞIYORDU GİDERKEN???" Dedi

Ona cevap verdim
"Sırıtıyor muydu?"

"Evet. Senin de tam şuanda yaptığın gibi salak gibi gülümsüyordu."

"Gerçekten mi?"

"Yalanın sırası mı şimdi sence?"

"Bence benimle alakası yok."

Bu sefer sinirlenerek Bangchan konuştu
"Evet seninle hiç alakası yok Minho. Hatta ebemle var alakası."

"Demek istiyorum ki ben değil başka biriyle de böyle sohbet etse gülümserdi."

Hyunjin sözü aldı
"Tanışıyor muydunuz?"

Bu soruyu beklemiyordum

"Kim bilir belki başka evrende tanışmışızdır. Belki sevgiliyizdir. Belki de kediyimdir ve o da beni böyle kucağında uyutuyordur hahaha." Söylerken kucağımdaki uyuyan kediye bakmıştım. Bebek gibi yapışmıştı bana

"Belki de birini öldürmemişsindir."

Arkamdan gelen tanıdık ama çıkaramadığım kalın sese endişeyle döndüğümde kimsenin olmadığını fark ettim. Titremiştim. Önüme döndüğümde diğerleri çoktan yürümeye başlamışlardı. Ne olduğunu anlamamıştım. Kediyi yakındaki banka bırakıp yetişmek için diğerlerinin peşinden koştum

****

Yersiz kaos

Miwo // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin