40

444 64 28
                                    

"Felix haklı biliyor musun"

"Ne konuda?" Dedim Bangchana

"Gerçekten pişman. İnanmazsın ama Felix değişti. Okulda kötü davrandıkları küçük sınıflar var ya, geçen gün özür diledi onlardan. Derslerine de asıldı. Hyunjinle birlikte benim gittiğim üniversiteyi kazanacaklarmış. Birbirlerine ders çalıştırıyorlar."

"Gerçekten mi? Neden daha önce söylemedin bana?"

"Çünkü biz de yeni fark ettik. Aslında yeni emin olduk desek daha iyi olur. Şöyle ki, geçen gün hyunjin, Felix'in günlüğünü bulmuş. Okumazdım ama açık duruyordu sayfası baktım dedi."

"Ne yazıyormuş?" Parça parça söylemesi beni meraklandırıyordu.

"Şöyle ki, birkaç ay önce bir işe girmişti. Okuldan sonra geceye kadar çalışıyor. Cumartesi de tam gün çalışıyor işte. Cumartesi akşamı ve pazar günü de ders çalışıyordu. Anlayacağın ortaya çıkmıyordu hiç. Hyunjin de okuldan sonra çalıştığı kafeye, pazar günü de evine gidip ders çalışıyor."

"Ee bangchan meraklandırmasana."

"Jisunga hediye almak için çalışıyormuş."

"Hediye mi? Bir dakika hediyeye mi şaşırayım yoksa muhtmelen pahalı birşey olduğuna mı? Ne almak için çalıştı bu kadar?"

"Program."

"Ne?"

"Program işte."

"Ne programı?"

"Sabah programı Minho, Show TV'de yayınlanıyor hatta. Sabah 9 buçukta kaçırma."

"Dalga geçme, ne programı?"

"Hani şu producerların mı ne, kullandığı müzik yapma programları var ya, profesyonel olanlardan, ondan aldı."

"Ne!?"

"Bağırma gerizekalı duyacaklar. Şey bir de, kurs arayacak yarın buralarda. 'Ben vereceğim parasını, hayalini gerçekleştirmesini istiyorum' diyor."

"Kabul eder mi ki Jisung?"

"Neyi kabul edermişim?" Arkamızdan beliren Jisungla korkmuştuk

"Şey, Jisung, biz tatil sonuna kadar kalalım diyorduk da.. onu işte, sorun olmaz değil mi?"

"Hayır olmaz Bangchan, niye dert ettiniz bunu. İçeri gelin hadi."

Bangchanla birbirimize bakıp Jisungun fark etmeyeceği bir şekilde nefes verdik. Kurtarmıştık.

"Hani kahvem Minho?"

İçeri geçip oturduğumuzda sessizliği Bangchan imalı imalı konuşarak bozdu. Ona gülerek cevap verdim.

"Buharlaşmasın diye yapmadım, yapayım hemen."

Cümlemi kimse anlamazken Bangchanla gülüştük ve ayağa kalktım.

"Size de yapıyorum. Felix nasıl içiyorsun?"

"Şey.. fark etmez."

"Herkes farklı içiyor, sen nasıl seviyorsun?"

"Hyunjine yaptığından olsun o zaman."

"Tamam."

Mutfağa ilerlerken Jisung 'yardım edeyim' diyerek peşimden geldi.

"Minho.."

"Dinliyorum bebeğim."

"Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

Felix yüzünden gergindi

"Yokmuş gibi davran bebeğim. Zaten tedirgin davranıyor."

Kahve makinasının düğmesine bastıktan sonra ellerimi Jisungun beline yerleştirdim

"Ama az önce çok ilgilendin onunla?"

"Sadece sevdiği kahveyi sordum."

"Minho ben.. of.. bilemiyorum."

Belinden kendime çektim onu. Tek elimi kafasının üstüne çıkardım. Saçlarını severek onu omzuma yatırdım. Bana yaslanmıştı tamamen.

"Jisung"

"Hm?" Kafasını kaldırmadan ses çıkardı

"Seni çok seviyorum."

"Hissedebiliyorum. Kalbin çıkacakmış gibi atıyor."

"Seni hala uzaktan seviyormuşum gibi böyle sarıldığımızda, birlikte uyuduğumuzda, seni öptüğümde ve uyandığımda seni gördüğümde çok heyecanlanıyorum biliyor musun?"

Kafasını kaldırıp gülümsedi. Az önceki şeylerden sonra gülümsemesi içimi biraz da rahatlatmıştı. Felixin hediyesini kabul eder mi ya da onu affeder mi bilmiyordum ama ben olduğum sürece ona "katlanması" zor olmayacak gibiydi.

O gülümserken eğilip dudaklarımızı birleştirdim. Sakin ve mutlu şekilde öpüyordu. Hızlandırmaya çalışsam bile karşılık vermedi. Aldığım tek cevap omzumdaki elinden omzuma küçük bir yumruktu.

Boynumda hissettiğim soğuk elleriyle birlikte kendi hızlanmıştı. Bu sefer ben karşılık vermeyince rahatsızca mırıldandı. Ona uyduğumda sanki mümkünmüş gibi bana bir adım daha attı ve aramızdaki olmayan boşluğu daha da küçülttü.

Onun tüm bedenini hissederek dudaklarını öpmek harika hissettiriyordu. Onu da benim kadar iyi hissettirdiğine emindim.

İstemeden yavaşça ayrıldığında duyduğumuz sesle aniden kapıya döndük.

"YA HYUNGLARIM AĞLAYACAĞIM ŞİMDİ ÇOK TATLISINIZ."

Jeongin elindeki telefondaki video kaydını kapatıp içeri adımladı.

"Su alacaktım da, bölmedim siz işinizi bitirene kadar." Göz kırptı

Göz devirip kahveleri hazırladım. İçeri gittiğimizde Jeongin heyecanlı heyecanlı herkese çektiği videoyu gösteriyordu.

Hyunjinle Felix'e izletirken Jisungun tepkisine baktım. O da Felix'in tepkisine bakıyordu. Felix'e döndüm. Yüzünde kıskanıyormuş gibi bir ifade yoktu. Eğleniyordu.

Tekrar Jisunga döndüm. Salladığı bacağına elimi koydum

"Jisung.." Sadece onun duyabileceği şekilde seslendim

Bana döndüğünde demek istediğimi anlayarak derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. Bacağını okşayarak onu rahatlatmaya çalışıyordum.

"Aşkım niye çekiyorsun insanların özel hayatını? Bizim videomuzu da çekseler böyle hoşuna gider mi?" Dedi Bangchan, Jeongin ona videoyu gösterdiğinde.

"Gider?" Dedi Jeongin. Cevabın çabukluğu ve Jeongin'in ses tonundan dolayı komiğimize giderek güldük. Hepimiz gülmüştük. Felix de gülmüştü. Kalın sesiyle attığı kahkahayla bir anlığına onun geçmişte yaptıklarını unutmuştum. Aramıza katılmıştı. Ona kahve yapmıştım ve burada bizimle gülüyordu.

Bunu zaten hep hyunjinle yapıyorlar diye düşündüm. Birlikte vakit geçirip birbirlerini öpüyorlar. Sarılıyorlar, belki de birlikte uyuyorlardı. Hyunjin mutluydu. Onun Felix sayesinde Jisungu da unutmasını düşünüyordum.

Çok düşünüyordum. Başım ağrımıştı.

*
Slm bu bölümden sonra 2 bölüm daha var ve bitiyorr

Ama biraz havada bitiyorr

Çünkü zaten bitirememiştim öyle bişeyler işte

Zaten çoktan final olmuştu sadece şu Minho'nun Bangchan'a verdiği yatakta nah çektikleri iddiasını yazmak için devam etmiştim çok saçma bitiyo farkındayım ama artık boku çıktı ficin özür dilerim ben böyle başlamadım bu fice İQPQĞWKEKJR

TWŞEKKÜRLER OKUDUGUNUZ İCİN HEPİNİZİ COKK SEVITOM

Miwo // MinsungUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum