22'

934 135 134
                                    

Minhonun kendi dudaklarımda hissettiğim sıcak dudakları gittikçe kalbimi hızlandırıyordu. Kendi dudaklarım arasında olan üst dudağını emerken soğuk bedenimde Minho'nun sıcak ellerini hissettim. Tişörtümün kenarından tutmuş bir yandan çıkarmak istiyor bir yandan da öpmeyi bırakmak istemiyor gibiydi.

Aynı hızlı nefes alış-verişi ve kalp atışlarıyla gözlerimi açtığımda yavaş yavaş sakinleşirken bu rüyayı neden sürekli gördüğümü düşünüyordum.

Bu artık kaçıncıydı. Uyumak garip hissettirmeye başlamıştı. Her seferinde aynı mutluluğu hissediyor ve o mutlulukla uyanıyor ama Minho'nun yüzüne bakamıyordum.

Kalkıp duş aldım. Üstümü giyindim ve evden çıktım. Erken uyandığım için erken çıkmıştım. Annemi uyandırmadan hızlıca hazırlanmış ve daha fazla evde durmak istememiştim.

Kolumda hissettiğim el ile birlikte arkama döndüğümde gülümseyen Minho konuştu

"Günaydın Jisung!"

"Günaydın."

"Erkencisin bugün."

"Seninle burada karşılaşacağımızı hissettim de ondan."

"İnandırıcı gelmedi. Eğer hissetsen benden kaçardın. O günden sonra yaptığın gibi." Dedi yanıma geçip benim adımlarıma ayak uydururken.

Okulda benim yüzümden yüzüne yumruk yediği günden beri onunla konuşmaktan kaçmıştım. En son ona sarılarak ağladığımdan çok utandığım için eve koşmuştum. Hem bu yüzden hem de rüyalarım yüzünden onun yüzüne bakamıyordum.

"Alışkın değilim sadece. Her zaman tektim. Hala garip geliyor."

"Ne garip geliyor?"

"Bir arkadaşım olması."

"Biz- Biz hala arkadaş mıyız?" Dedi şaşkınlıkla

"E..Evet"

"Jisung ödüm koptu yeni arkadaş olmuşken bozuldu aramız diye."

Gülümsedim. Çok tatlıydı.

"Kedi."

"Ne?"

"Kediye benziyorsun. Aynı kedi gibi tepki verdin." Dedim.

Cümlemi bitirir bitirmez elimi minhonun boynuna götürüp kedi sever gibi sevdim. Kulağının arkalarını kaşıdım.

"Ji..Jisung.. Kedi..lerin.. bunu neden.. çok.. sevdiklerini anladım.. galiba."

Kendinden geçmişti ve bu bir anlığına rüyamı hatırlattı. Elimi hızlıca çektim.

"Yüz ifadeni değiştir yanlış anlaşılacaksın."

"Ah... Evet.."

Komikti. Güldüm.

"Güldün mü?"

"Hmhm." Aşağı yukarı kafamı salladım

"Lütfen bir daha ağlama. Gözyaşların beni boğuyor."

"Nasıl?"

"Üzüyorlar yani. Arkadaşımın üzülmesi beni de çok üzüyor."

"Üzmeyeceğim. Yanımda olacaksın değil mi?"

"Jisung bu benim tek istediğim şey. Soruyor musun bir de?"

Tepkisine gülümsemiştim. Benimle ilgilenmesinin özel bir nedeni var mı yok mu bilmiyordum ama benim vardı ve uzun zaman beklemek zorunda olmama rağmen belki de kalbimi duymuş o benimle konuşmaya karar vermişti.

Miwo // MinsungWhere stories live. Discover now