3 - Yavru

91 6 0
                                    

Media: Samir


Bürodan çıkmış eve dönüyordum. Sokakta yürümeyi severdim ama boşsa. Ama şu an akşam saatleriydi ve insanlar işten döndüğü için yol araba ve insan doluydu.

Büroda işlerimi bitirtiğim için eve dönüyordum. Mahallenin yolunda fazla insan yoktu bu güzeldi zaten yaşadığım mahalle sessiz bir yerdi. Bunu seviyordum. Sessizliğe alışmıştım en küçük çocuk sesi bile başımı ağrıtıryordu.

Boş bakışlarla yürürken gözlerime bir şey takıldı. Dikkatle baktığımda küçük bir köpek yavrusu olduğunu gördüm. Çok şirindi. Çoğunluğun aksine ben köpekleri daha çok severdim kediler hakkında fazla iç açıcı şeyler duymamıştım zaten. Nankör bir kedidense sadık bir köpek tercihimdi.

Kedilerde çok şirindi ama beni iten şeyler vardı. Temiz olmaları onlar hakkında sevdiyim sayılı şeylerdendi. İstesem bir köpek sahiplenirdim ama hem temizlik hem de sessizlik takıntım vardı. Temizlik takıntı şeklinde değildi ama evimde ulu orta yere işeyen bir varlık istemezdim. Eğitmek zaman alırdı. Çekemezdim.

Dikkatle baktığım yavru köpeğin küçük bacaklarından birisi normalden farklı görnüyordu. Merak ettiğim için yavrunun yanına ilerledim. Küçük köpek beni görünce ürkmüştü ama kıpırdamadı ya da kıpırdayamadı.

Yavaşca eğildim ne bacağına baktım. Galiba kırılmıştı. Altında bir karton vardı. Yavruyu biraz kıpırdattım ve kartonun tam üstünde durmasını sağladım. Kartonu kaldırdım ve köpeği bir elimle tuttum düşmemesi için. Veterinere götürecektim. Onu burada böyle bırakırsam ölebilirdi.

Sanırım buralarda küçük bir veteriner vardı. Yolda yürüken gözüme takılmıştı. Aklımda kaldığınca yolu düşünüp yürümeye başladım. Tanıdık gelen yerleri gördüğümde rahatladım. Biraz daha ilerledim ve küçük veterinere girdim. İçerisi boştu. Bu iyi olmuştu.

Elimdeki köpekle kapının yanındaki kadının yanına ilerledim. Kadın kafasını kaldırıp "Hoşgeldiniz" dedi. Bakışkarı elimdeki yavru köpeğe kaydığında gülümsedi ve "Doktor bey içeride buyurun" dedi. Yamdaki kapıyı gösterip. Kapıyı bir-iki kere tıkladı ve kapıyı araladı.

"Ayaz bey bir hastanız var" dedi. Adam tamam gönder dediğinde kadın gülümsedu ve buyurun dedi kapıyı açıp. Elimdeki köpekle işeri girdiğimde önündeki kağıda bir şeyler yazan adam kafasını kaldırıp bana baktı. "Hoş geldiniz buyurun" dedi ve ayağa kalktı. Gözleri kucağımdaki köpeğe kaydığında "Nesi var?" Diye sordu. "Sanırım ayağı kırılmış. Yolda gördüm ve getireyim dedim." Diye cevap verdim. Kafasını salladı ve "Bir müayine edelim" dedi. Kartonun üstünde elimle tuttuğum köpeği ona uzattım. Eline aldı ve ilerideki masaya götürüp müayine etti.

Kafasını kaldırıp bana baktı ve "Kırılmamış incinmiş sadece. Eğer birkaç gün kulanmazsa ve yazdığım kremlerden sürerseniz daha çabuk iğleşir" dedi. Kafamı salladım küçük yavrunun yanına gittim ve onu elime aldım sanırım birkaç gün benimle kalacaktı. Sonrasına bakardım. Orada daha fazla oyalanmadan para işini hallettim ve lazım olan birkaç şeyi aldım. Veterinerden çıkarken kuacğımdaki yavruya baktım. Çok şirindi. Gri ve beyaz renklerdeydi. En sevdiğim köpek türündendi. Yumuşacık tüyleri vardı ve yıkanmaya ihtiyacı vardı.

Hızlı adımlarla evime doğru yürüyordum. Mahalleye girdiğimde diöer kaldırıma geçerken kucağımdaki köpek haraketlenmişti ve lnu sabit tutmaya çalışırken kulaklığım cebimden düştü. Onu almak işin eğildiğimde aniden gelen araba sesiyle kafamı kaldırdım gördüğüm arabayla donup kaldım, kıpırdayamadım. Arabayı süren kişi aniden firene bastığında araba tam önümde durdu. Ani firenin sesi kucağımdaki yavruyu ürküttüğü için kıpırdandığında ben de kendime geldim.

Arabayı süren kişi aniden arabadan çıktığında kaşlarım çatıldı. Kaya.

Kaya endişeli bir şekilde yanıma geldi ve bana "İyi misin? Bir şeyin varmı?" Diye sordu telaşla. "Niye yolun ortasında dikiliyorsun ya bir şey olsaydı" dedi ardından. Ben "Yok iyiyim sağol" diyip eğildim ve yerdeki kulaklığı aldım.

Gözü kulaklığa kayarken "Senin sonunu da bu kulaklık getirecek be usta" dedi. Kaşlarımı çattım. Ters ters baktım ona ve "Köpek yüzünden cebimden düştü alırken de sen çıktın aniden benim ne suçum var" diye çıkıştım ona. Benden pek bunu beklemediği için şaşırdı ve ardından "Pardon" dediğinde "Sorun değil" dedim. Gülümsedi ve kucağımdaki köpeğe vaktı gülümsemesi büyüdü ve "Köpeğin mi vardı?" Diye sordu. "Hayır bu gün yolda gördüm yaralı olduğu için veterinere götürdüm" diye cevapladım onu. Beni çok konuşturuyordu.

"Oy kıyamam, nesi varmış?" Diye sordu. "Bacağı incinmiş" dedim. Yüzü üzgün bir hal aldı ve "İstersen ben yardım ederim sana köpekler konusunda bilirim birkaç şey" dedi. Aslında ben hiçbir şey bilmiyordum. İyi olurdu zaten kapı komşusuyduk. "Olur" dediğimde gülümsedi ve "Yukarıda görüşürüz o zaman ben şu arabayı park edeyim" dediğinde hâlâ yolun ortasında olduğumuzu fark ettim. Kafamı salladım ve kucağımdaki köpeyi nazikçe tutarak yolun diğer tarafına geçtim ve apartmana girdim.

Yorucu bir gündü ve daha devamı vardı.

KAYA-GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin