20 - Sakinleştirici

23 4 0
                                    

Media: Samir







"Yavrum dursana" üstüme sıçrayan sukar yüzünden sırıl sıklam olmuştum. "Islanıyorum rahat dur sadece yıkayacam seni niye çırpınıyorsun ki?" Derin bir nefes verdim.

Çalan kapının sesiyle dikkatim dağılırken Yavru ellerimden kurtulup koşarak banyodan çıktı. "Öf amına koyayım"

Sinirli bir nefes daha vererek kapıyı açmaya gittim. Karşımda Kayayı zaten görünce çatılı olan kaşlarımı biraz daha çattım. Ne işi vardı burada?

Kaya beni baştan aşağı süzüp aniden kahkaha atmaya başladığında sinirim dahada arttı. "Gülme lan" diye çemkirdim Kayaya.

Gülmesi durmuyordu. Ağzının ortasına yumruğu koysam dururdu her halde.

"GÜLME LAN" diye bağırdığımda Kaya kendini güç bela dizginledi ve "Üzgünüm ama çok komik görünüryorsun" dedi kahkahaları sırıtmaya dönmüştü şimdide.

"Sinirlerim bozuk zaten sikimde değil nasıl göründüğüm" dedim hâlâ aynı sinirli yüz ifadesiyle. Kaya "Kim kızdırdı senii" diyerek cıvıklaştı.

Ona hayattan soğutan bir bakışla baktığımda "Pekala" diye mırıldandı. "Neden ıslaksın?"

"Yavruyu yıkamaya çalışıyorum ama kaçıp duruyor anlamıyorum ulan sanki kesecekmişim gibi kaçıyor her yerim su oldu sinirlerim sikildi"

"Beraber yıkayalım mı?"

"Çok istiyorsan sen yıka benim sabrım kalmadı" arkamı dönerek içeri girdiğimde Kaya da arkamda içeri girdi ve kapıyı kapattı. "Sana bu iyiliği yaparım" dedi. "Bana değil Yavruya yap bitlenmesin diye yıkıyorum."

"Sen git üstünü değiştir biraz duvarana muvara kafa at sinirin geçsin ben de Yavruyu yıkayıp ortalığı temizlerim."

"Çok komiksin. Neden yardım ediyorsun ki?"

"İstediğim için"

"Peki, hamaratlığınla artı bir puan kazandın"

"Ne mutlu bana o zaman"

"Aynen"

Ben odaya girerken Kaya salonda koşan Yavrunun yanına gitti ve "Babayı niye kızırdın Yavrum? Bak şimdi diğer baban geldi çıp çıp zamanı" dediğini duydum. Çıp çıp evet. Hayır çok sinirliyim gülemem. Hayı-

Aniden attığım kahkahayla ben bile şaşırmıştım. Resmen evi inletmiştim. İçeriden Kayanın kıkırtısını duymamla kahkaham gülümsemeye döndü. Bir kıkırtı bu kadar güzel olamazdı.

Üstümü değiştirip odadan çıktım. Merak duygusu beni banyoya sürükledi. Kapıyı açıp içeride perişan bir Kaya beklerken sinirlerim bozulmuştu. Yavru gayet uslu bir şekilde durmuş Kayaysa onu yıkıyordu. Vay hain

Kapı pervazına yaslanarak onlara bakmaya başladım. Kaya suyu kapattıktan sonra benimle göz göze geldi.
"Yine çatmışsın kaşlarını" dedi. "Kaşlarımı mı çatmışım?" Diye sordum.
"Hə çatmısan qaşlarını" dedi. Bu adam kendi dilinde konuşunca daha da çekici oluyordu.

"Ee sen niye gelmiştin?"

"Çok kabasın"

"Ne alakası var lan soruyorum işte önemlidir belki"

"Senin ağzın harbi bozuk ha"

"Tövbe tövbe"

"Ama çok tatlısın" aniden söylediği şeyle ne diyeceğimi şaşırdım. "Ben mi tatlıyım?" Diye sordum hayretle. "Senden tatlı birisini göremiyorum burada" dedi bu halimü gülümseyerek. "Ha başka yerde var yani?" Dedim kaşlarımı kaldırarak. "Sənə cin yoluxub?" Diye sordu Kaya. "Ne? Cin mi dedin sen bana?" Diye sordum kaşlarımı çatarak.

"Ben sana yetişemiyorum ama ve ayrıca öyle bir şey demedim. İçini cin mi girdi manasında dedim" dedi.

"Ben bu gün fazla gerginim sanırım" dedim kaşlarımın ortasını ovarak. "Gerginliğini alabilirim istersen."

"Pardon?"

"Gerginliğini alabilirim istersen"

"O nasıl olacakmış"

"Geç bakalım şöyle" dedi ve beni koltuöa doğru yönlendirdi. Ne oluyor lan? Beni koltuğa oturtup koltuğun arkasına geçti ve ellerini şakaklarımsa hiss ettim.

Yavaş yavaş ovmaya başladı. İlk önce kaşlarımın çatının çözüldüğünü hiss ettim. Sonra yavaş yavaş gözlerim kapanmaya başladı. Parmaklarını her hareketinde bilincim kapanmaya daha çok yaklaşıyordu. Bedenimdeki tüm sertlik yumuşamıştı sanki. Gözlerimi kapatmamaya çalışıyordum çünki uyuya bilirdim.

Sabahtan beri başımda olan ağrının daha yeni farkına varmam şaşırtıcıydı. Sabahtan beri deli gibi dört dönmemde bundanmış meğer. Ama şu an o ağrının Kayanın parmaklarıyla yok olduğunu hiss ediyordum. Tamamen rahatladıktam sonra Kaya parmaklarını çekti itiraz etmek istedim ama yapmadım. Onun uzaklaşmasını beklerken ellerini saç diplerimde hiss ettim. Saçlarımın arasına yılan gibi sokulan parmaklarının baskısıyla ağzımdan uyuşuk bir mırıltı çıktı. Kaya elleriyle biraz da alnını ovduktan sonra yanağımı öperek geri çekildi.

"Rahatladın mı?" Diye sordu sesi kısık ve rahatlatıcıydı. Kafamı salladım.

Yanımdan ayrıldığını hiss ederken arkasından baktım. Mutfağa gidiyordu. Çok geçmeden elinde bir ilaç ve suyla geldiğinde önce ilacı sonraysa suyu verdi. İlaç suyla birkikte boğazımdan akarken Kaya "Sen biraz uyu akşam görüşürüz" diyerek kapıya doğru yürümeye başladı. Arkasından kalkıp sakin adımlarla onu kapıya kadar geçirdim. "Görüşürüz" dedi ve tekrar yanağımı öptü. Uzaklaşmasına fırsat vermeden ben de onun yanağını öptüm ve kulağına "Görüşürüz" diye fısıldadım. Kayanın vücut ısısının artışını hiss ettim o an.

Benimle son defa göz göze gelerek kapıyı açıp dışarı çıktı.


___
Hadi bakalım bu bölümü gören her kes vote da atsın küçük esnaflara da ekmek çıksın. Kurgumu seviyorum ve böyle sürünmesi hoşuma gitmiyor. Vote atmaya eli giden vicdanlılara şimdiden teşekkürler.



KAYA-GAYWhere stories live. Discover now