35 - Düğün

10 0 0
                                    



"Ne yapıyor benim Yavru?" kulağımdaki telefonla birlikte getirdiğim takım elbiseyi yatağın üzerine bıraktım. Yavruyi buraya gelirken Koraylara bırakmıştık.

"Ne yapsın Kayayla çok iyi anlaştılar bütün gün onyuyorlar" buna sevinmiştim.

"Çok güzel"

"Ayrılma zamanı biraz zor olacaq ama"

"İstediği zaman görmeye gele bilirsiniz ama biraz daha sizde kalması gerek, Yavruya baktığınız için tekrar teşekkür ederim" dedim mahçup bir ses tonuyla.

"Kırk kere teşekkür ettin yeter bence" gülerek söylemişti.

"Peki peki" dedim gülümseyerek o sırada kapı açıldı ve içeri Kaya girdi. "Neyse sonra konuşuruz "Buraya selam söyle" diyerem telefonu kapattım.

"Yavru nasılmış?" diye sordu Kaya kiminle konuştuğumu anlayarak. "İyiymiş küçük Kayayla çok iyi anlaşmışlar" dedim.

"Sevindim" beni süzerek "Ee ne yapıyoruz şimdi?" diye sordu.

Akşam düğün vardı.

"Yemek yiyelim sonra hazırlanmaya geliriz" diyerem ona yaklaştım ve kollarımı iri gövdesine sararak ağırlığımı ona verdim. Kollarını belime doladı ve başını boyun girintime koyarak derij bir nefes aldı. "Beni rahatlatıyorsun" dedi.

"Sen mi ben mi?" gülümseyerek boynuna bir öpücük kondurdum.

Omzumdan öperek "Sen. Konu tartışmaya kapalı" gülürek kafamı iki yana salladım.

Birkaç saniye daha öylece sarılıp daha sonra içeri geçtik. Kayanın annesinin hazırladığı yemekten yiyerek tekrar içeri geçtik ve hazırlanmaya başladık.

"Samir benim qalstukum hanı?" diyerem odaya girdi Kaya.

"O ne?" diye sorduğumda hafifçe alnına vurub "Devrelerim yandı benim iki dil arasınsa ya, kravatım nerde?" dedi.

"Yatağın üstünde salak şey" gülümseyerem kravatı elime aldım ve Kayaya yaklaştım.

Kravatş bağlamaya başladım yavaşca, Kaya yavaşca yutkundu ve "Şu an sadece kravatımı bağlıyorsun ve bu bile bana çok çekici geliyor, sence bu normal mi?" diye sordu. Şaşkınca ona baktım, kravatını tamamen bağlayıp dudaklarına yaklaştım ve bir öpücük kondurup gözlerine baktım.

"Bence bana çok aşık olduğundan tutkuna engel olamıyorsun" dedim kısık bir sesle.

Kaya alt dudağını ısırarak bana baktı ve "Sen var ya sen.." kulağıma yaklaştı ve "Akşam görüşüceğiz" diyerek odadan çıktı.

Arkasından sırıtarak bakmayı bırakıp saçlarımla uğraşmaya başladım.

***

Toydu toydu toydu bu gün bxhsbxjsnzisn

"Şimdi biz kız evine mi gidiyoruz?" diye sordum arabaya binerken.

"Evet, gözəlim, ordan da düğün salonuna gideceğiz"

Aynasına kırmızı kurdaleler bağlanmış arabalar gelin arabasının arkasından yol çıkarken penceren dışarıyı seyretmeye başladım.

Bakı.. gerçekten garip bir şehirdi. Kaya bu şehrin ilk buluşma yeri gibi olduğunu söyler, o bu şehri pek sevmez ama burda doğanların buraya aşık olduğunu söyler.

Bakılı olanların garip bir egosu olurmuş, bakılı olmak bir milliyet gibiymiş. Hatta başka ülkeden buraya okumaya gelenler de kendilerini bakılı adlandırırmış. Bakı eskiden beri Kafkazın gözdesiymiş. Burda sadece azerbaycanlılar değil bir çok milletten insan yaşarmış. Ve hepsi kendine bakılı dermiş.

İçimde buranın sadece birkaç günlük bir yer olmadığına dair bir hiss vardı. Ve ben sanırım burada garip şeyler yaşayacaktım. Çünki Bakı size unutulmaz bir anı vermeden sizi rahat bırakmazdı.

***

Kız evine geldikten sonra hep beraber arabadan indik ve kadınlar içeri "xonçaları" taşımaya başladılar. Çalgıcılar bahçede "vağzalı" isimli şarkıyı çalarken bazıları oynuyor bazıları gelini görmek için koşarak içeri gidiyordu. Ellerinde bohçalarla içeri koşturan genç kızlar koşturmadan zevk alıyorlardı sanki.

Kayayla birlikte arabaya yaslanmış insanları izliyirduk. Biraz sonra gelin ve damat evden çıktı ve tekrar arabalara doluşup "şadlıq sarayına" doğru yola çıktık.

"Müzik açayım mı?" duye sordu Kaya. Gülürek "Düğüne gidiyoruz?" dedim sorarcasına.

"Sen bizim milleti bilmezsin tabii, biz düğüne oynaya oynaya gideriz her arabada başka şarkı çalar" dedi gülerek. "Siz çıldırmışsınız" dedim kıkırdayarak. "Rahatsız olur musun?" gözlerine bakarak "Senin canını yerim ben" dedim. şaşkınca gözlerime baktı "Kalbim yerinden çıkacak yapma aniden şöyle şeyler" dedi heyecanlı bir sesle.

Koskoca adamı heyecanlandırmıştım, tanrım.. Ben bu adamı hak edecek ne yapmıştım acaba?

Müzik sesi bütün arabada yankılanırken gözlerim Kayadan ayıramıyordum. Çok güzelsin be adam..

Kaya yüksek sesle şarkıya eşlik ederken yüzümde büyük bir gülümseme oluştu ve yüzümü esir aldı.

"Mən çox danışıram ki gəlim sənin xoşunaaa"

Uzatarak bana yakltı ve yanağıma bir öpücük komdururak geri keçildi.

"Burdan sizin qapıyadək elçilərim düzülər
Toya kimi sən küsməsən toydan sonra düzələr"

Yol boyunca Kayanın tatlılıklarıyla neşeli bir şekilde düğün salonuna geldik.

Gelinle damat geldikten sonra kapılar açıldı ve içeri geçtik. Kayanın arkadaşlarıyla birlikte üzerine "Bəyin dostları" yazılan masaya geçtik.

Şarkılar çalmaya başladı, insanlar dans etmeye başladı. Zaten dolu olan masaya yemekler gelmeye başladı. Başımızın üstünde dikilen garson elimizi neye atmaya kalksak izin vermeyip kendisi koyuyordu.

Kameraman Türkiyeden geldiğim için kamerayı benden ayırmıyordu. Sonunda Kaya sinirlenip onu kovdu ve yemek yemeye başladım.

Biraz sonra insanları tek tek çağırıp Gelinle danadı tebrik etmelerini istiyorlardı. Kayadan öğrendiğimd göre burda altın takmak diye bir adet yoktu. Salonun önünde iki kutu vardı herkes parayı kutunun yanındakı zarflardan birine koyup adını yazıyor ve hangi taraftansa o tarafın kutusuna atıyordu.

El öpme adeti de yoktu. Buna şaşırmıştım. Genel olarak çok farklı değildi adetlerimiz.

İnsanları piste çağıran adam tek tek Kayayı onun arkadaşlarını ve beni bile ismimle piste davet etmişti.

Piste ilerlerken Kayayı dürtüp "Ne diyeceğim?" diye sordum.

Kaya gülümseyerek "Xoşbəxt olsunlar de" dedi. "H-hoşbext olsunlar?" Kaya gülerek "Kekelemezsen güzel olur bebeğim" dedi. Utanarak kafamı aşağı eğdim. Utandırdı, şerefsiz.

Tek tek hepsu içinden geçen sözleri söylediler ve sıra bana geldi.

"Sözü veririk Türkiyədın gələn qonağımız Samir bəyə. Xoç gəlmisiniz ölkəmizə."

"Teşekkürler" dedim mikrafonu alarak. "Hoşbext olsunlar" dedim. Biraz çekinerek. Birkaç kişiden kıkırdama sesi gelirken Kaya gülümseyerek bana baktı. Tamam istedikleri kadar gülsünler. Bu adamın bir bakışı hepsini unutturyor ne de olsa. 

"Bəyin dostları" şarkısı çalmaya başlarken Kayanın zoruyka ben de onlarla birlikte dans etmeye başladım. Her ne kadar beceremesemde.

___
İllər sonra salam.

Yıllar sonra selam.

















You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 15 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KAYA-GAYWhere stories live. Discover now