Diken üstündeydim.
Heyecandan evin tüm kolidorlarınında döne döne dolaşıyordum. Yavru da peşimden geliyordu. Arada kendi etrafında dönüp beni taklit etmeye çalışıyordu. Çok tatlıydı.
Dikkatimi dağıtan onun tatlılığıydı. Yoksa evin altını üstüne getirmiştim. Akşamı iple çekiyordum.
Mutfak masasının etrafında dönerken aklıma Kayadan saati sormadığım geldi. Yani paçoz gibi gidip konuşmak istemezdim. Adama benzeyeyim bari.
Hem nerede konuşacaktık?
Bardakların içerisinden büyük bir tane alıp suyla doldurdum ve kafama diktim. Belki şimdi sakinleşirdim.
Elimdeki bardağın dibinde biraz su kalırken bıraktım ve yatak odama ilerledim. Telefomu elime aldığım zaman yeni bir mesaj geldiğini gördüm.
Kaya: Selamün aleyküm
Kaya: Saati söylemeyi unutmuşum, akşam 10 uygun mu acaba nein için?
Kaya: Neden böyle geç diye sorgulama gelince öğrenirsin ;) Ben seni kapından alırım.
Kayadan gelen mesajlarla azalan heyecanım daha da arttı. Sanırım olumsuz bir konuşma olmayacaktı. Gerçekten neden bu kadar geç konuşmak istemişti ki?
Kayaya 'tamam' yazıp telefonu kenara attım. Saat daha yediydi. Zaman nasıl geçecekti acaba?
...
Saat 8.
Duştan çıkıp üstümü giyinmiştim. Kucağımdaki yeni yıkanmış Yavrunun tüylerini okşuyordum.
Kaldı iki saat.
...
Saat 9.
Hazırlanıp otursam iyi olurdu.
Öff sanki first date için hazırlanıcam da. Hisslerimi abartınca heyecanlanıyorum sakin.
...
Çalan kapıyla kucağımda uyuyan Yavruyu kendi yerine bıraktım ve kafasının üstüne küçük bir öpücük kondurdum. Bakalım babanın başına neler gelecek.
Kapının yanındaki aynadan kendime baktım ve alnıma değen saç tellerimi geri ittim. Üstümü son kez kontrol edip kapıyı açtım.
Karşımda kapının kenarına yaslanmış bir taş vardı. Kapının açılmasıyla kafasını kaldırıp bana baktı ve gülümseyerek "Selam" dedi.
"Selam" dedim içime kaçmış olan heyecanımın birden ortaya çıkmasıyla yüzümdeki ifadeyi kontrol etmeye çalışırken.
Kaya gülümseyerek "Hadi gel terasa çıkıcaz" dedi. Şaşırarak "Bu havada?" Diye sordum. Hava buz gibiydi donardık orada biz.
"Sen bana güven" dedi Kaya gülümseyerek "Hadi paltonu al gel."
"Peki" dedim kaşlarım havalanırken. Yüzümde onunkine benzer bir gülümsemeyle askılıktan paltomu alıp evden çıktım. Kapıyı kilitleyip Kayayla birlikte merdivenlere ilerledik.
Terasa çıktığımızda Kaya elimi tutarak "Gel bakalım bu tarafa" diyerek beni terasın ucuna götürdü.
Kayanın elimi tutmasıyla içimde oluşan garip ve sıcak hissi çok sevmiştim. İçim sevgiyle dolmuştu resmen , ve bu bana çok uzak bir şeydi.
Terasın uc taraflarında gördüğüm ateş ve yanındaki bankı gördüğümde Kayaya döndüm. Vay be adam ortam yapmış.
Bankın yanına geldiğimizde açağıya baktım 4 katlı bir apartmanın terasıydı ve yüskekti.
"Hayırdır beni buradan atmayı mı pilanlıyorsun" dedim gükümseyerek. Ne harika şakalar yapıyorum ben öyle.
Gülümseyerek "Aslında senin beni atmandan korkuyorum" dedi.
Kim? Ben? Yok canım, belki bir ihtimal olabilir.
"Söyleyeceğin şeye bağlı"
"O zaman hemen konuşalım atacamsan at çünki ben çok heyecanlıyım"
"Çok açık sözlüsün"
"Öyleyimdir"
"Ben de öyleyim heme heyecanlı, hem de açık sözlü"
"Sonumuz hayır olsun o zaman"
"Umarım"
Banka geçip oturduğumda havanın buz gibi olmasına rağmen ateş basmıştı. Hasta olacaktık kesin.
Kaya da yanıma geçerken "Çay ister misin?" Diye sordu. Şaşırarak ona döndüm "Çay mı var?" Diye sordum.
Tepkime gülümseyerek "Biz bir şey yaparsam tam yaparız" dedi garip bir ses tonuyla. Güldüm ve hatta kahkaha attım.
Bana kahkaha attıran yegane kişisin Kaya.
"Bana kahkaha attıran yegane kişisin Kaya" dedim dugularımı ilk defa dile getirerek. Bu itirafım onu şaşırtırken bankın yanındaki termostaki çayla iki bardağı dodlurup birini bana uzattı ve "Gürçekten bu kadar kasvetli mi takılıyorsun?" Diye sordu.
"Kasvetli takılmak derken?"
"Soğuk bakışlarınla insanları duygularının olmadığına inandırıyorsun"
Tam ağzımı açacakken "Ben hariç" dedi.
Durdum.
"Etrafa gereksiz bir soğuk hava yayıyorsun ama sanki özünde farklıymış gibi hiss ediyorum. Kendini kimseye göstermiyormuşsun gibi, bu durumu seviyor musun sevmiyor musun bilmiyorum ama bunu da seninle konuşmak istiyorum. Seninle bir şeyler konuşmak istiyorum. Sende sanki beni çeken bir sıcaklık varmış gibi hissediyordum. Bu klişe gibi gelebilir ama senin farklı hissini seviyorum, seni tanımak bilmek istiyorum. Bana izin verir misin?"
Hipnoz olmuş gibi onu dinliyordum. Çok hızlı olmuştu.
"Olur" diye mırıldandım. "Ben de seni tanımak istiyorum Kaya"
___
Sonu aceleye geldi diğer bölüm toparlarım şimdi çıkmam gerek. Geni yılınız kutlu olsunn.
Ve bilin bakalım 1 ocak kimin doğum günü.
