Şu an iki gündür tanıdığım adamla sokakta bulduğum köpeği yıkıyordum. Garip bir durumdu.
Duş kabininde hakaret eden yavruyu sabit tutmaya çalışıyordu Kaya. Bense elimde tuttuğum su başlığından akan suyu köpeğin üstüne tutmaya çalışıyordum. Ama nafileydi. Çünki köpek yaralı olmasına rağmen çırpınıp duruyordu.
Kaya oflayıp köpeği eline aldı ve "Böyle daha sabit duruyor en azından hadi çabuk ol" dedi. Böyle yaparsam üstü ıslanırdı. "Üstün ıslanır ama" dediğimde "Zaten değiştirmeye gidicem birazdan sorun yok" dedi. "Tamam" dedim ve suyu yavrunun başından aşağı tuttum. Tüylerinin üstünden akan su ılık ona iyi gelmişti sanki, gülümsedim.
Yanda duran şampuanı elime aldım ve tek elimle açtım. Şampuanı tek elimde yukarı attım ve başı aşağı şekilde tuttum. Elime dökülen sıvıyı dökmemeğe dikkat ederek şampuanı yere bıraktım ve elimdeki sampuanı köpeğin tüylerine sürdüm. Başlığı kenara koydum ve iki elimle yavruyu yıkamaya başladım.
Şampuanı her yere yaydığımdan emin olunca başlığı elime aldım ve yavruyu durulamaya başladım. Bir elimle onu durularken diöer elimle başlığı tutuyordum. Gözlerim bir an dikkatle bana bakan Kayaya ilişti. Garip bir bakıştı, dalmış gibiydi. Takmadan yavruyu düzgünce duruladım. Kaya ayağa kalktı ve onu kenardaki havluya sardı. Ardından lavaboya gitti ve ellerini sabunlayarak yıkadı. Ben de başlığıyla duş kabinini temizleyip ellerimi yıkadım ve banyodan çıktım.
Kaya üstündeki t-shirt ü çıkarmış yavrunun tüylerini kuruluyordu özenle. O haraket ettikce kol kasları belirginleşiyordu. Biraz daha bakarsam bayılancakmış gibi olduğumda yanına gittim "Hadi sen git üstünü değiştir hasta olursun böyle" dedim ve kurutma makinesini elinden aldım. Kaya doğruldu beni baştan aşağı süzdüğünde ben de onu süzdüm. Şu an nefes kesici görünüryordu.
"Tamam o zaman ben gideyim" dedi ve elini ensesine atıp kafasını hafifçe eğdi. "Seni geçireyim" dedim ve o önde ben arkada olmakla kapıya doğru ilerledik. Kapıyı açtı ve dışarı çıktı. "Görüşürüz" dediğinde gülümsedim ve "Teşekkür ederim" dedim. "Ne için" diye sorduğunda "Bana yardım etmeseydin zor yıkardım yavruyu" dedim. Gülümsedi ve "Her zaman" dedi.
Arkasını döndü ve dairesinin kapısının önünde durdu. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Kapıyı kapatırken göz göze geldik. Neden hâlâ orada dikildiğimi bilmiyordum. İçeriden gelen küçük havlama sesleriye kendime geldim ve başımı görüşürüz manasında yavaşca aşağı yukarı sallayıp kapıyı kapattım.
Bu gün garip bir gündü.
