23 - Sarhoş

19 4 0
                                    




"Ben sana o kadar içme dedim" diye söylene söylene Kayayı taşımaya çalışıyordum. Eşşek ölüsü gibiydi. "Kaya rahat dur" diye söylenmeye devam ediyordum. Hani düz yolda eyri yürüyen insanlar olur ya onlar gibiydi şu an. En azından o bunu ayık kafayla yapmıyordu buna da şükür.

Arabaya kadar sendeleye sendeleye zor taşımıştım Kayayı.

"Yerə yapışasız ayə" diye uyardı Reşat sallana sallana yürüyen Akşin ve Ekberi. Pardon yürümeye çalışan. Onlar hepimizden çok içmişti, götü başı dağıtmıştılar. Reşatla ben ayıktık sadece.

"Murad sən də çək əlini" diye ona sırnaşan Muratın elini itti Reşat. Düşe kalka arabaya ulaştığımızda Kayanın cebibden onun arabasının anahtarını aldım ve Reşata attım. Anahtarı havada yakalayıp arabayı açtı. "Gözlerin çook güzəl kokuruyor Rəşaad" diye saçmalayan Muratla yüzümde bir gülümseme oluştu. İki kişi üç kişiyle uğraşıyorduk.

"Kokuruyor e özdə Muraad" diyerek gülmeye başladı Reşat. Onun da sinirleri bozulmuştu artık. Murat başını Reşatın omuzundan kaldırıp yüzüne baktı ve "Çox qəşəng gülürsən eee Rəşad" dedi. Yüzüne baktım, alkolün yüzünden sersem bir ifade vardı sıfatında ama ciddi duruyordu. Bunu söylerken ciddiydi.

Onlara fazla takılmadan arabanın kapısını açtım ve Kayayı arabaya bindirip kendim de bindim. Camdan Reşata "Yardım lazım mı?" diye sordum. Akşin ve Ekber sendeleye sendeleye arabaya bindiler. Reşat "Yok git sen" ona yapışmış Muratı gösterip "Bunu da bindireyim geliyorum bende" dedi. "Tamam" diyerek arabayı çalıştırdım.

Gözlerim yan koltukta masumca uyuyan Kayaya takıldı. Uyurken daha mı güzeldi ne. Arabayı otoparktan çıkarıp evin yolunda ilerlemeye başladım. Gözlerim arada bir yan koltukta uyuyan Kayaya kayıyordu. Arada bir anlamsız mırıltılar çıkarıp, kıpırdıyordu. Çok tatlıydı.

Apartmanın önünde durup arabamı her zamanki yerine park ettim. Arabadan inerek Kayanın kapısını açtım. Yüzüne düşen saçlarını elimle geriye ittim ve "Kaya" diye seslendim. Kaya kıpırdamayınca elimle dürtüp daha yüksek sesle seslendim "Kaya" anlamsız şeyler mırıldanıp biraz yerinde kıpırdandı ama kalkmadı.

"Kaya seni kucağıma alıp götürmeyu çok isterdim ama malesef benim iki katımsın" diyerek kolunu bir iki kere daha dürttüm. Yavaş yavaş gözlerini açtığında "Hadi Kaya" diyerek onu doğrultmaya çalıştım. "Güzelim, izin versene biraz daha uyuyayım" diye mırıldandı hem sesi hem alkolün, hem de uykunun verdiği mayışıklıktaydı. "Kaya eve çıkartayım uyursun, hadi" dediğimde Kaya oflayarak doğruldu.

"Tamam, güzelim, tamam" diyerek arabadan çıkınca kolunun altına girip kapıyı kapattım ve arabayı kilitledim. Hemen yanımıza Kayanın arabasında Reşat geldi ve aracı park edip aşağı indi.

"Yardım lazım mı?" diye sordum oflayarak arabadan inen Reşata. "Yok sen onu çıkar bu yapışıklar biraz ayık sallana sallana giderler. Murat da bende merak etme" dediğinde "Peki" diyerek Kayayı apartmana yönlendirdim.

Apartmana girip asansörün düymesine basıp gelmesini bekledim. Asansör geldiğinde içeri girip düğmeye bastım. Asansör sonunda bizim katta durunca içinden çıktım ve deminden beri konuşmadan bana bakan Kayayı kapıya doğru yönlendirdim.

"Anahtarln nerde?" diye sorduğumda "Cebimde" diye mırıldandı. Elimi sebine atarak anahtarı bulup kapıyı açtım. Kapıyı kilitlemeden anahtarı üzerinde bırakıp Kayaya "Odan nerde?" diye sorduğumda "Kolidorun sonunda" dedi.

"Bu gün pek bir suskunsun" dedim. Normalde böyke değildi, Kaya çok konuşurdu. "Senin güzelliğin bu kadar yakınımdayken konuşmak çok zor oluyor" dediğinde şaşkınlıkla ona baktım. Sırıtarak bana bakıyordu.

"Kaya.."

"Efendim"

"İsmine çok zıt davranıyorsun" bu dediğime kıkırdayıp "Bunu ilk söyleyen kişi sensin" dedi. Ben miydim? İlk miydim?

"Nasıl yani ilk?"

"Beni bir tek sen böyle şaire çeviriyorsun" dediğinde kulaklarımın ısındığını hiss ettim. Isınmak ne kelime yanıyorlardı.

"Ben neymişim be" diye mırıldandım. "Bana bu kadar şairane lafları söyleyen ilk kişisin" dedim ardından. Gülümsedi, ben de gülümedim. Parıl parıl parlayan gözlerine baktım.

Yavaş yavaş odasına ilerledim onunla, kapıyı açıp içeri girdim "Işığı açma" dedi Kaya, açmadım. Yavaşca yatağa doğru ilerleyip çarşafı kaldırdım ve Kayayı yatağa yatırdım. Ayakkabılarını çıkardım ve yere attım. Rahatsız olduğu için üstündeki gömleğin düymelerini iliklemeye çalıştı Kaya. Onun düğmelerle savaşmasına gülümseyip ellerini ittim ve düğmelerini tek tek açtım. Üstündeki gömleği çıkarıp kenara koydum. Üstünü örtmek için bir hamle yapacağım sırada Kaya bileklerimi yakaladı, âniden beni kendisine çekti ve fısıltıyla "Gitme" dedi.

Sen böyle yaparsan nasıl gideyim Kaya. Hayatımda ilk defa duyduğum bu lafı geri çeviremezdim. "Peki" dedim onun gibi fısıltıyla. Nefesi yüzüme çarparken onun kokusuna karışmış alkol kokusu burnuma çok sert gelemeye başlamıştı. Yavaş yavaş ondan uzaklaşıp ayakkabılarımı çıkardım ve onunkilerin yanına attım. Yavaşca diğer tarafa geçip onun yanına uzandım.

Yüzüme baktı, gözlerime o parlayan gözleriyle ve "İyi geceler Samir" dedi. Ben de onun gözlerine bakarak "İyi geceler Kaya" dedim.





___
Mediaya qoya bilmədim bura qoyuram.

___Mediaya qoya bilmədim bura qoyuram

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KAYA-GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin