Görgü tanıkları anlatıyor 2

254 104 33
                                    

🌿🌿🌿Düzenlemeden attım, umarım hatası yoktur.✨ Görüş ve önerilerinizi bekliyorum mutlaka öpüldünüz 😘🌿🌿🌿

Araba ile lüks villaların önünden geçerken ne kadar ihtişamlı olduklarını görüp derin bir iç çekmiştim.
Sık ağaçlar ve görkemli bahçe kapılarıyla her ailenin hayalî olan evlere, akıp giden yolda dikkatle baktım.

Bir kaç dakika sonra, renkli çiçeklerle yola kadar uzanan ağaç dallarının olduğu bahçe kapısının karşısında, park edilen arabadan indik.
Üzerinde ki deri ceketini düzeltip elini cebine atan adamın peşinden giderken Ümit'e baktım.
Yol boyunca hiç konuşmadığı için tuhafıma gitmişti zira arabada bir tek o konuşurdu ve ister istemez buna alışmış bir yanım vardı.
Bize ayak uydurmuş olması canımı sıkmıştı.

Büyük bahçe kapısının duvarında ki zile basıp bir süre bekledikten açılan kapıyla adımlarımızı içeriye doğru attık.
Kapıda bekleyen kısa boylu, göbekli ve kır saçlı bir adam elimizi sıkarken kendini Mete'nin babası olarak tanıttı.
Diğer ailelere nazaran daha varlıklı olmasına rağmen, onlardan daha anlayışlı bir tavır içinde sorgulamadan oğlunun bulunduğu odanın yolunu gösterdi.

Devasa salona girdiğimizde bizi büyük kolondan gold rengi kemer karşılarken içeriye girdiğimizde beyaz büyük koltuklara kurulduk.
Çok büyük bir salonu olmasına rağmen TV ünitesi yoktu.
Sağımızda bulunan belki 12 kişilik yemek masası ve vitrini göz doyuruyordu.
Camla kaplı duvarı arka bahçede bulunan havuzu gösteriyordu
Orta sehpası gold rengi şeritleri ve ortasında devası camı vardı.

Kapıda görünen genç bir kız üzerinde ki önlükle evin yardımcısı olduğu belli olurken Mete'nin babası olan Selim bey
oğlunu çağırmasını istedi.

"Bir şey içer miydiniz?"

" Yok, biz bir an önce ifadeyi alıp çıkalım. Daha uğrayacağımız yerler var"
Tarık başkomiser, bizim adımız ile de cevap verirken bakışlarını bize çevirdi.
Sanki onaylamamızı bekliyor gibiydi.
Biz de onaylayarak başımızı sallarken Mete kapıdan göründü.

Üstünde mavi kotu ve beyaz tişörtü vardı.
Kül rengi saçları ve renkli yeşil gözleri jönleri andırıyordu.
Bir an Akın gibi kabadayı bir serseri ile neden arkadaşlık ettiğini düşünmeden edemedim.
Bizim üzerimizde tek tek yeşillerini gezdirip tereddütle karşımızda ki tekli koltuğa oturdu.
Bakışlarını Tarık baskomserimin üstünde bir süre gezdirip terleyen ellerini kotuna sürdü.
Ondan çekinen bir hâli vardı sanki biz görünmezmişiz gibi bakışlarını onda tutmaya devam etti.

"Anlat bakalım Mete o gece ne oldu?"

"Keşke bilsem" diye homurdanırken Tarık başkomserin çatık kaşlarından çekinerek gözlerini kaçırdı.

"Tarık abi inan ben fazla bir şey bilmiyorum. O olay yaşanırken yoktum bile"
Tarık abi dediğinde meraklı bakışlarımı Tarık başkomisere çevirsem de o dikkatle Mete'yi dinliyordu.

"Uzatma Mete. Ne biliyorsan anlat"
Tok ve baskın sesiyle yerinde büzülüp elini ensesine götürdü.

"Biraz gece kulübün de dağıttık ama sarmayınca Akın'in da isteğiyle onların tamir dükkânına gittik. Emre de oradaydı. Ofise girdik nevale için güzel bir masa kurulmalıydi. Hiçbirimiz yanaşmayinca yine Emre'yi çağırdık. Geldi hazırladı ama Allah rahmet eylesin Batuhan çok içmişti, kafası bayağı güzeldi. Emre'yi bir süre taciz edince sarhoşluğuna ve eğlenmek için yaptığını düşünüp güldük geçtik"
Dediğinde bakışlarını çekinerek babasına çevirdi.
Onun yanında konuşmaktan çekinen bir hâli vardı ama başkomserin ısrarcı bakışlarına karşı koyamayinca devam etti.

Kâbus 🔍 (KİTAP OLUYOR) 📢📢Where stories live. Discover now