❉ Yabani| Bölüm 36 ❉

42.1K 1.7K 163
                                    

Aden'in nişanda giydiği elbise. Bence hoş baya...

O konuşmadan sonra Karan'ın yengesi ile yüz yüze gelmemeye gayret göstermiştim. Daha doğrusu tüm konaktaki insanlardan uzak durmaya çalışıyordum.

Sanki biriyle göz göze geldiğim zaman, yüzümden dolayı bu konuşmadan haberdar olurlar diye kuruntu yapmaya başlamıştım.

"Yenge kahve içer misin?" Hülya'nın sorusu ile ona döndüm.

"Sen bırak canım, ben yaparım. Sen yorulma." Dedim. Hülya 3 aylık hamileydi, ve benim bulunduğum ortamdan kaçabilmem için tek fırsat buydu. Hepsinin nasıl içtiğini sorup, hızla mutfağa girdim. Kahveyi cezveye boşaltıp, sularını ayarladım.

Arkamdan ise bir ayak sesi geliyordu.

"Beni gelin aldığınız için kendiniz adına mutlu olmalısınız mı dedirtmeye çalışıyorsun, yoksa birinden mi kaçıyorsun?"

Karan'ın cümlesi ile bakışlarımı ona çevirdim ama cevap vermedim. Bir yandan da kahveyi yapıyordum.

"Amcan aradı, saat 8'de başlayacakmış nişan. Kuaför, güzellik salonu falan gerekiyor mu?"

Düşündüm, çoğu kuaför ya da güzellik salonundan çok daha iyi makyaj yapıyordum. Bu konuda mütevazı olamazdım.

"Gerek yok, kendim halledebilirim de ama birazdan buradan çıkabilir miyiz? Söz ayak bağı olmam sana."

Kaşları çatıldı.

"Bir şey mi oldu?"

Omuzlarım düştü. Gözlerimi kaçırıp kahvenin köpüklerini fincana koydum. Söylemek istemiyordum.

"Hanımağa hanımefendi sana bir şey mi dedi?" Bu sefer baskıcı bir şekilde sorunca omuzlarım düşmüştü.

Yanaklarım, kan hücrelerinin istilasına uğramıştı. Dilim benden bağımsızca konuşmaya başladı.

"Sabah yengen geldi, akşam sen sarhoşken kapıyı aralık unutmuşum. Benim yerde yattığımı gördü. Birlikte oldunuz mu diye sordu?"

Yüzünde tek bir ifade dahi geçmedi. Ardından kaşları çatıldı.

"Sen ne dedin?" Sessiz birkaç saniyeden sonra konuşmaya başladı. Diye sormuştu ruhsuz bir ifade ile.

"Benim hazır olmadığımı ve senin saygı duyduğunu. Şu yerde yatma meselesinin de sadece bugünlük olduğunu söyledim."

Yine o ruhsuz ifadesi ile baktı.

"Bir daha yanına geldiğinde ona hayatın ile ilgili herhangi bir şey anlatmak istemediğini söyle. Bir şey anlatmak zorunda değilsin."

Kahveyi fincanlara koyarken, kafamı salladım. Fakat demesi kolaydı tabi. Ardından kahvelerin yanındaki küçük bardaklara su doldurup, avluya çıktım. O da ardımdan çıkmıştı.

Kahveleri bir bir dağıtırken sıra Karan'a geldiğinde almadı. Hâlbuki kendisi de istemişti.

"Aden kahveleri dağıttıktan sonra nişanda giyeceğin elbiseyi al çıkalım."

Gülümsememek için kendimi zor tutuyordum.

"Nereye gidiyorsun Karan?"

Babası sormuştu bu soruyu Karan'a. Ruhsuz bir ifade ile baktı Karan babasına. Dünkü mevzudan dolayı hala gerginlerdi.

YABANİ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin