4.BÖLÜM: KAOS

621 67 31
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?

Öldürerek yaşıyordum ve en son korkacağım şey ölümdü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Öldürerek yaşıyordum ve en son korkacağım şey ölümdü. Bu zamana kadar defalarca kez tehdit edilmiştim. Hiçbiri amacına ulaşamamıştı. Beni durdurmak imkansızdı. Bir ceset, iki ceset, üç ceset... Durdurulamıyordum. O adamdan başlamıştım. İlk olarak küçücük bedenime ve ruhuma göz diken o pisliği öldürmüştüm. Kısaca katillik benim ruhuma işlemişti. Sadece ellerimle öldürsem belki bu hastalıktan kurtulurdum. Ama ben zihnimle de öldürüyordum. Yani ölmek bana pek koymazdı.

Ama boktan bir boyutta kalmak bana epey bir koyardı. 

Zifiri karanlıktan sıyrılarak kapıdan geçtiğimde gecenin hüküm sürdüğü bir sokağa çıktım. Adımımı içeri atar atmaz arkamda kalan kapı kayboldu. Kirlenmiş taş duvarla karşı karşıya kaldığımda ilerlemekten başka bir çarem olmadığını anladım. Boş sokakta yankılanan topuklularımın sesi dışında bir ses duyulmuyordu. İhtiyar ve Afet'le de iletişimim kesildiği için artık tek başımaydım. Aslında bu yaşıma kadar hep tek olduğum için böyle durumlara alışkındım. Üstelik karanlık sokakları çok seviyordum. Sokaklar tehlikeliydi, acımasızdı. Ama eğer tehlikeli olan siz olursanız sokaklar adeta bir beşikti

Ancak şimdi bilmediğim bir boyutta, özellikle de tuhaf yetenekleri olan insanların yaşadığı bir boyutta olmak kulağa hiç de iyi gelmiyordu. 

İleriden gelen kahkaha sesleri kulaklarıma dolduğunda etrafıma bakınarak saklanacak bir yer aradım. Sağda ve solda eski binalar vardı. Virane yapıların birçoğu kırılmış ve yıpranmıştı. Vakit kaybetmeden en yakınımdaki binanın içine girdim ve moloz yığınlarının arkasına saklanıp sesin sahiplerini izlemeye başladım. 

Sokağın başından sallanarak gelen dört kişi vardı. Ve anladığıma göre sarhoşlardı. Kafası iyi adamlardan biri yanındaki kadının omzuna kolunu atmış, durmadan yanağından öpüyordu. Kadının onun sevgilisi olmadığı kesindi. Siyah saçlı kadının üzerindeki korseli elbise kabarıktı. Elleriyle, elbisenin eteklerini tutuyor ve sarhoşluğun da etkisiyle bir o yana bir bu yana sallıyordu. Diğer kadın ise daha ayık gibiydi. Yanındaki adamın kulağına tahrik edici şeyler söylüyor, bir eliyle de cebini karıştırıyordu. Onun üzerindeki daha sade, görebildiğim kadarıyla gözleri ile aynı renkte koyu yeşil bir elbiseydi. Straplez elbiseden taşan göğüslerine ağzının suyunu akıtarak bakan adama pek pas vermiyordu. Cebindeki paraları almak onun önceliğiydi.

Sokakta kahkahalarla yürürken arkalarından birinin seslenmesiyle durdular. On beş yaşlarında dişlek, gözlüklü bir çocuk koşturarak yanlarına yaklaştı. Nefes nefese "Kaos, sizi sordu ağabey. Hemen çağır gelsinler dedi." diye çabucak konuştu.

Korseli kadının yanındaki sarhoş derin bir nefes alarak ofladı. "Tam da eğlence yeni başlıyordu. Şimdi bu adam bizi niye sordu?” Alkolden gözleri kaymış olan arkadaşına seslendi. “Hişt Ezzo! Sen bir şey mi yaptın lan?" 

ALBORA (+18)Where stories live. Discover now